Hayvan hakları yasası neden parlamento gündemine gelmiyor?
Türkiye'de her gün yeni bir hayvana yönelik şiddet suçu işlenirken, son birkaç yıldır çeşitli şekillerde gündeme gelen ancak ne zaman parlamentoya getirilip yasalaşacağı belli olmayan hayvan hakları yasasının akıbeti merak ediliyor.
BBC TürkçeTürkiye'de her gün yeni bir hayvana yönelik şiddet suçu işlenirken, son birkaç yıldır çeşitli şekillerde gündeme gelen ancak ne zaman parlamentoya getirilip yasalaşacağı belli olmayan hayvan hakları yasasının akıbeti merak ediliyor. Hayvanlara karşı eziyet ve işkence suçlarına karşı alınacak tedbirleri belirlemek üzere kurulan Meclis araştırması komisyonu başkanı AKP Milletvekili Mustafa Yel ise pandemiden ötürü hayvan hakları yasasının sekteye uğradığını ancak Ekim ayında başlayacak yeni yasama döneminde Meclis gündemine geleceğini söylüyor.
Son birkaç günde Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde hayvana yönelik şiddet suçları işlendi, yurttaşlar bir kez daha tepkilerini sosyal medyadan göstererek bir an önce hayvan hakları yasasının yürürlüğe girmesini talep etti.
Sakarya'da bir ailenin altı buçuk yaşındaki engelli kedisi dün evlerinin bahçesinde silahla vurularak öldürüldü, Hatay'ın Samandağ ilçesinde ise Sinan A. isimli şahıs, yoldan geçerken bir evin bahçesinde tesadüfen gördüğü köpeği bıçaklayarak öldürdü.
Ankara'da arkadaşının köpeğine tecavüz ettiği iddia edilen Volkan Uzun'un hakkında 'mala zarar vermek' suçundan soruşturma başlatılması ve adli kontrol kararıyla serbest bırakılması sosyal medyada tepki çekti.
Twitter'da Volkan Uzun'un tutuklanmasını isteyen yüzbinlerce kişinin tepkisi ardından savcılık Uzun'un adli kontrol ile serbest bırakılmasına itiraz etti ve şahıs bu sabah tutuklandı.
Hayvan hakları savunucuları Türkiye'de tüm hayvanları kapsayan, türler arasında ayrım yapmayan, hayvan haklarını koruma altına alan ve mevcut yasanın eksiklerini tamamlayan yeni bir hayvan hakları yasasına ihtiyaç duyulduğunu dile getiriyor.
Geçen yıl bu amaçla kurulan Meclis araştırması komisyonunun başkanlığını yürüten AKP Zonguldak Milletvekili Mustafa Yel ve komisyon başkanvekili AKP Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan, BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamalarda bir sonraki yasama dönemine işaret etti.
Vekiller, bu yasama dönemi bitmeden parlamentoda görüşülmesi planlanana hayvan hakları yasasının 'pandemi sebebiyle' bir sonraki yasama dönemine kaldığını ifade ediyor.
AKP Milletvekili Yel, "Partimiz bu konuda bir çalışma yapmıştı ama pandemiden dolayı Meclis uzun süre kapalı kaldı. Türkiye'nin ve dünyanın gündemi bu konuda ne yazık ki bizim şu ana kadar adım atmamızı engelledi. Çabucak çıkarmamız gereken bazı yasalar gerekti" diyor.
Yel siyasi partiler arasında ya da AKP içerisinde yasa tasarısının gecikmesine neden olan herhangi bir 'anlaşmazlık' bulunmadığını söyleyerek, yasa tasarısının Ekim ayında Meclis'te görüşülmesi konusunda hemfikir olunduğunu kaydediyor:
"Bu konuyla ilgili ne bizim partimizde ne diğer partilerde herhangi bir uyuşmazlık ya da anlaşmazlık var. Hayvanları koruyup kollamak hepimizin görevi, bu konuda kimse farklı düşünmüyor. Vatandaşların ve hayvanların bizden beklediği bu yasa çıkacaktır."
Komisyon başkanvekili Nevzat Ceylan ise "Sayın Cumhurbaşkanımız da bir an önce çıkmasını talep ediyor. Fakat bu pandemi döneminde, pandemiyle ilgili olarak önemli kanunlar gelmek zorunda kaldı ki ona fırsat kalmadı" diyor.
'BAŞKA YASALAR ÇIKARILIYOR, PANDEMİ GEREKÇE OLAMAZ'
Meclis'teki hayvan hakları araştırma komisyonunda görev alan CHP Doğa Hakları Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca ise tüm siyasi partilerin 24 Haziran seçimleri öncesinde hayvan hakları yasasını ilk yasama döneminde gündeme getireceklerine dair taahhütte bulunduğunu hatırlatarak, hükümetin bu sözü yerine getirmediğini ifade ediyor.
Karaca 4 Ekim 2018'de hazırladıkları hayvan hakları kanun teklifini TBMM'ye sunmalarına ve teklifin parlamentoya indirilmesi için çağrıda bulunmalarına rağmen, dönemin Meclis Başkanı Binali Yıldırım'ın İstanbul Belediye Başkanı adayı olana dek bu konuyu gündeme almadığını belirtiyor.
Yıldırım'ın çağrısı üzerine hayvan hakları yasasının 'bir seçim malzemesi' olarak TBMM'de alt komisyon kurulmasına karar verildiğini belirten Karaca, bu komisyonun çalışmalarının hala yasa ile hayata geçmeyişi konusunda AKP'yi eleştiriyor:
"Eğer bu yasanın çıkartılması noktasında AKP başta olmak üzere Cumhur İttifakı'nın her iki partisi de gerçekten samimi olsalardı bugüne kadar bu kanun teklifi çoktan parlamentoya gelir, bir gün içerisinde geçer, failler hakkında yaptırımlar ağırlaştırılmış olurdu."
Karaca pandeminin süreci sekteye uğrattığı gerekçesine ise karşı çıkarak, pandemi sürecinde infaz yasasının, sosyal medya yasasının ve çoklu baro yasasının görüşülüp yasalaştığını hatırlatarak, "Pandemi ancak onların verdiği sözlerin yerine getirmemelerini üstünü örtmeye çalıştıkları bir örtüdür" diyor.
'KOMİSYON RAPORUNA UYGUN BİR YASA HAZIRLANMALI'
BBC Türkçe'nin konuştuğu hayvan hakları savunuları, Meclis araştırması komisyonunun çalışmaları sonucu hazırlanan 200 sayfalık raporun ve 55 maddelik çözüm önerilerinin dikkate alınmasını ve bunları dikkate alan bir yasa tasarısının hazırlanmasını talep ediyor.
Hayvan hakları komisyonun ciddi ve titiz çalışmaları sonucu ortaya çok kapsamlı bir rapor çıktığını düşünen Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu Başkanı Nesrin Çıtırık, yasa tasarısının da bu raporun ortaya koyduğu tespit ve tavsiyelere göre hazırlanması gerektiğini ifade ediyor.
Çıtırık, raporun Türkiye'de hayvanların yaşadığı hak ihlallerine karşı son derece gerçekçi tespitler ve tavsiyeler içerdiğini belirterek, "Raporu temel alan bir kanun taslağının, Türkiye'de hayvanların yaşam hakkını koruyabilecek en iyi kanun olacağını düşünüyorum" diyor.
Hayvan hakları savunucuları, komisyondaki tüm milletvekillerinin siyasi kimliklerini bir yana bırakarak sadece hayvan haklarını önceleyerek çalışma yürüttüklerini söylüyor.
Çıtırık, raporun en önemli çıktıklarından biri olarak belediye başkanlarının da hayvanlara karşı işlenen suçlarda cezai ve idari yaptırım kapsamına alınması olduğundan söz ediyor.
Çıtırık'a göre Türkiye'de kişilerin hayvanlara yaptığı işkencenin ötesinde belediyeler eliyle hayvanlara karşı çok daha fazla sayıda sistematik suç işleniyor ancak bu eylemlerden sorumlu yetkililer cezasız kalıyor.
Komisyonun hazırladığı rapor ise belediyelerin işlediği suçları da TCK kapsamına alarak belediye başkanlarına sorumluluk yüklüyor:
"Belediyelerle uğraşmak daha zor olduğu için insanlar asıl vahşeti yapan belediyeleri görmüyor. Halbuki binlerce belediye sokak hayvanlarına kısırlaştırma yapmıyor; hayvanları topluyor, zehirliyor, öldürüyor ya da ormana salıyor, çöplüklere atıyor."
"Komisyon raporuna göre, belediye başkanlarının görev tanımlarına hayvan hakları kanunu da ekleniyor. Eğer son dakika Meclis'te bir çelme takmazlarsa belediye başkanları da ceza ve idari yaptırım kapsamına alınacağı için Türkiye'de özellikle sahipsiz hayvanlar için daha iyi bir dönem başlar."
Çıtırık, kanunun mutlaka belediyelerin kısırlaştırma yapması zorunluluğunu içeren hükmüyle çıkması gerektiğini vurguluyor.
'SEÇİMLERDEN ÖNCE GÖSTERMELİK ADIMLAR ATILIYOR'
Hayvanat bahçeleri, hayvanlı sirkler ve yunus parkları gibi ticari faaliyete sahip iş merkezlerinin ne olacağı konusu uzun süredir tartışılıyor.
Hayvan hakları savunucuları, bu merkezlerdeki hayvanların sahip olduğu hakların da bu yasada yer bulabilmesi on yılı aşkın süredir mücadele ediyor.
Komisyon raporu da bu alanda çok ciddi değişiklikler yapılması gerektiğini tespit ederek, Türkiye'de mevcut yunus parklarının en fazla iki yıl içerisinde kapatılmasını, yeni hayvanat bahçeleri açılmasının yasaklanması, mevcut hayvanat bahçeleri içerisinde kafes tipi barınmanın iptali ve benzinlik ya da AVM gibi tesislerdeki hayvanat bahçelerinin kapatılmasını içeriyor.
Raporda, yurtdışından gelen hayvanlı sirklerin yasaklanması ve Türkiye'de hiçbir hayvanlı sirkin açılmaması da yer alıyor.
Bu bağlamda rapor, hayvan hakları savunucularının bu alandaki hemen hemen tüm taleplerini dikkate alıyor.
Yunuslara Özgürlük Platformu'ndan Öykü Yağcı, 2010 yılından beri sürdürdükleri bu mücadelede iyi sonuçlar almaya bu kadar yaklaşmışken bu kazanımlarda kayıp yaşamaktan endişe duyduklarını ifade ediyor.
Pandemi süreciyle birlikte artan ekonomik kaygılar sebebiyle bu merkezlerin kapatılması konusunda geri adım atılmamasını isteyen Yağcı, diğer hak savunucuları gibi rapordaki tespitlere uygun bir kanunun bir an önce Meclis gündeme gelmesini beklediklerini anlatıyor:
"Yunus parkları sahipleri geçen sene bir dernek kurup Meclis'te bir sunum yaptılar. Türkiye sularında 1983'ten beri yunus yakalamak yasak olmasına rağmen, bu parklar için Türkiye sularından yunus avlamaya izin istediler, balina ve yunus üretim programlarına izin verilmesini talep ettiler."
Yağcı bu gibi ticari taleplere karşı hayvan haklarını koruyan tutumda taviz verilmemesi gerektiğini söylemekle birlikte, hükümetin hayvan hakları konusunda yaklaşımı yeterince 'güven vermediği' için kaygılı olduklarını anlatıyor:
"Seçimlerden önce her seferinde oy kaygısıyla bazı sözler veriliyor, reklamlar yapılıyor ama sonra bir şekilde unutuluyor. Bu süreci hep uzattıklarını, bir sonraki seçime doğru tekrar alevlendireceklerini ve göstermelik adımlar atıldığını düşünüyoruz."
Türkiye'de 42'nin üzerindeki hayvanat bahçesinde olduğunu ve resmi rakam olmamakla birlikte 20 bin hayvanın buralarda yaşadığını belirten Yağcı, yunus parkları da dahil olmak üzere doğal yaşamından koparılan esaret içerisindeki hayvanların işkenceye maruz bırakıldığı için volta atma, kendine zarar verme gibi davranışlar geliştirdiğini ifade ediyor.
'ŞİDDET PANDEMİ SÜRECİNDE DE DEVAM ETTİ'
Pandemi süreci hayvan hakları yasasının Meclis gündemine getirilmemesine gerekçe olarak gösterilse de
Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) pandemi sürecinde de hayvanlara karşı hak ihlallerinin sürdüğünü kaydediyor.
BBC Türkçe'ye konuşan HAKİM'den Fatma Biltekin, "Şu anda endişeliyiz. Hayvana şiddet vakaları durmuyor ve bu yasa çıkmadığı sürece de durmayacak" diyor.
Pandemi sürecinde özellikle sokak hayvanlarının korunmasız kaldığını söyleyen Biltekin, hayvanları besleyen ve koruyan gönüllülerin sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte evlere kapandığı süre içerisinde pek çok şiddet vakasının meydana geldiğini ifade ediyor.
Hayvan hakları yasasının bir türlü Meclis gündemine getirilmemesi konusunda çeşitli eleştiri ve yorumlar olmakla birlikte, öngörülen yasa tasarısındaki bazı hususlara çeşitli çevrelerce muhalefet edildiği ve sürecin bu nedenle sekteye uğradığı değerlendirmeleri öne çıkıyor.
Horoz dövüşçüleri, deve güreşçileri, "pet shop" ismi verilen evcil hayvan satışı yapan işletmeler ve yunus parkı işletmecileri bu yasaya muhalefet ettiği belirtilen gruplar arasında yer alıyor.
Bir diğer eleştiri ise yasayla birlikte hayvana şiddet olaylarının Kabahatler Kanunu'na göre değil, Türk Ceza Kanunu'na göre cezalandırılması sonucu hapishanelerde ve savcılık bürolarında artacak yoğunluğun hukuk sistemini etkileyeceğine dair yorumlarda karşımıza çıkıyor.
Biltekin, komisyon görüşmeleri sırasında bu konularda yaşanan zorlukları şöyle dile getiriyor:
"Hayvana yönelik şiddet suçunun çok yaygın olduğu herkes tarafından bilindiği için, hapishanelerin hali hazırda çok dolu olduğu ve savcılıklardaki iş yükünün de çok fazla artacağı ifade ediliyordu. Bunlar komisyonda karşılaştığımız zorluklar arasındaydı."
"Yunus parkı sahipleri de 'Biz ülkeye döviz girişi sağlıyoruz, vergi ödüyoruz' diyerek kendilerini savunuyordu. Pandemi süreciyle darbe alan ekonomi yüzünden komisyonda elde ettiğimiz kazanımları kaybetmekten korkuyoruz."