Haydi Nazi avına

Başrolünü Al Pacino’nun oynadığı yeni Amazon dizisi “Hunters’’ 1970’li yılların ABD’sinde 2. Dünya Savaşı artığı Nazileri avlayan bir grup becerikli Yahudinin maceralarını anlatıyor.

Emrah Kolukısa

Son 10 yılda üç televizyon filmi bir yana, Al Pacino’nun son yaptığı TV dizisi hangisiydi diye düşündüm bir an ve hemen hatırladım elbette: “Angels in America.” Pacino gibi oyuncular, -ki bu kategoriye Robert De Niro, Meryl Streep, Dustin Hoffman, Tom Cruise, Tom Hanks gibi az sayıda oyuncuyu dahil edebiliriz- çok nadiren televizyon dizilerinde çalışırlar, zira içinde yer aldıkları Hollywood sisteminde TV dizisi yapmak kariyer basamaklarını inmek anlamına gelir. Öte yandan son yıllarda birçok dev aktör küçük ekrana yönelmeye başladı. 

Belki Tom Cruise gibi artık yapımcı olarak da büyük bütçeli işlerin altına girmeye başlayan bir yıldızı bir süre daha TV dizisi yaparken görmeyeceğiz ama Meryl Streep (Big Little Lies), Julia Roberts (Homecoming), Nicole Kidman (Big Little Lies, Top of the Lake) gibi Oscar ödüllü yıldızlar hızla televizyona attılar kendilerini. Kısa sürede unutulacak sıradan sinema filmleri yerine en fazla 6-8 bölüm süren ve filmografilerine önemli katkılar sağlayabilecek rollerde boy göstermelerini sağlayann dizilerde oynamak daha cazip geliyor haliyle.

İnsan ruhunun karanlık dehlizi

Gelelim Al Pacino’nun 10 bölümlük yeni dizisi “Hunters”a... Hikâye 1977 yılında ABD’de geçiyor, ve ne yalan söyleyelim, son derece çarpıcı bir açılış sekansıyla başlıyor “Hunters”. Kısaca anlatmak gerekirse 2. Dünya Savaşı’nın ardından bir şekilde paçayı yırtıp Almanya’dan kaçan Nazi savaş suçlularının ABD’ye kapağı atan bir bölümünün peşine düşen ve her biri farklı konularda uzmanlaşmış bir “Avcılar” ekibinin maceralarını izliyoruz dizide. 

Sözünü ettiğimiz savaş suçlularının içinde toplama kamplarında Yahudi tutsakları öldüren, onlara çeşitli işkencelerle büyük acılar çektiren ve şeytani yöntemlerle vahşetin her türlüsünü onlar üzerinde uygulayan subaylar var ki bunların kimileri de kadın. 

Örneğin ilk bölümde Yahudi tutsakları canlı satranç taşlarına çevirerek onları birbirine kırdıran bir kamp müdürüyle, insanları toplu olarak katletmek için ölüm gazı geliştiren bir bilim kadınıyla karşılaşıyoruz. Her bölümde buna benzer Nazileri bulan ve hepsi de Yahudilerden oluşan intikam timinin maceralarını izlerken zaman zaman şiddet dozunun yüksekliği insanı irkiltmiyor değil, ama hem bu ve benzeri vahşetlerin gerçekten yaşanmış olduğunu hatırlamak hem de insan ruhunun karanlık dehlizleriyle yüzleşmek adına bu irkilmenin düşük bir bedel olduğuna kendinizi ikna etmeniz çok da zor olmayacaktır.

Lena Olin, Lorgan Lerman, Saul Rubinek, Dylan Baker, Jerrika Hinton gibi isimlerin Al Pacino’ya eşlik ettiği “Hunters” yer yer bir Tarantino filmi izlediğiniz hissine kapılmanıza da sebebiyet verecek. Tarantino’nun “Inglorious Basterds” filmindeki Nazi avcılarını andıran bir timin yaklaşık 30 yıl sonra (tam olarak 1977’de geçiyor dizi ve tam da bu sıralarda gösterime çıkan “Star Wars”a birçok gönderme var) bu sefer ABD’nin farklı kentlerinde intikam operasyonları düzenlediğini düşünün, işte öyle bir dizi var karşınızda aslında. 

Örneğin ilk bölümde Yahudi tutsakları canlı satranç taşlarına çevirerek onları birbirine kırdıran bir kamp müdürüyle, insanları toplu olarak katletmek için ölüm gazı geliştiren bir bilim kadınıyla karşılaşıyoruz. Her bölümde buna benzer Nazileri bulan ve hepsi de Yahudilerden oluşan intikam timinin maceralarını izlerken zaman zaman şiddet dozunun yüksekliği insanı irkiltmiyor değil...

Tarafınızı şaşırmayın diye

Hikâyenin merkezindeyse ailesi olarak bildiği tek kişi olan büyükannesini Nazilere kurban veren (evet, bir yandan da Naziler karşı atağa geçiyor ve Yahudileri öldürmek için operasyonlar düzenliyor) genç Jonah var. Jonah bir anlamda günümüzün izleyicisini de konuya yaklaştırmak için biçimlendirilmiş gibi duruyor ve onunla özdeşlik kuran seyircinin hikâyede tarafını da şaşırmadan bulmasını sağlıyor. 

Malum, ırkçılığın gitgide yükseldiği dünyamızda Yahudi düşmanlığı her dönem en kolay pompalanan propaganda ve bir anda Nazilerin tarafında yer almaya meyleden çok sayıda şuursuz çıkabilir. 

10 bölümlük bir dizi olan “Hunters”ın Auschwitz Toplama Kampı’nda yaşananları tahrif ederek anlattığına dair kimi eleştiriler de var (bunlar özellikle Auschwitz-Birkenau Devlet Müzesi yetkilileri tarafından yapılan eleştiriler ve haklı oldukları yanlar var şüphesiz) ama dizinin hem yüksek oyunculuk performansları hem de 70’li yılları çok güzel resmeden sanat yönetimi izleyiciyi ekran başına kilitliyor doğrusu. Belki bir “Breaking Bad” gibi hayatınızın dizileri arasına girmeyecek ama bu yıl izleyeceğiniz ve aklınıza kazıyacağınız yapımlardan biri olabilir kesinlikle.