Hayata Dönüş’te kimyasal yokmuş!
Bayrampaşa’daki ‘Hayata Dönüş Operasyonu’na ilişkin dava bugün görülecek. Cumhuriyet, operasyondan kurtulanların elbiselerinde yapılan ‘gecikmiş’ incelemenin raporuna ulaştı.
Hilal KöseBayrampaşa Cezaevi’nde, 19 Aralık 2000’de düzenlenen ve 12 kişinin öldürüldüğü ‘Hayata Dönüş’ operasyonuna ilişkin, Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava dosyasına, uzun süredir beklenen, kimyasal incelemesine dair Adli Tıp raporu ulaştı. Rapora göre, operasyon sonrası adli emanete alınan giysilerin yıkama çözeltisinde CS gazı ve Kapsaisin bulunmuyor. 39 jandarma eri ve operasyona katılan Ankara Jandarma Özel Harekat’tan rütbeli askerler dahil 196 sanığın yargılandığı davaya bugün devam edilecek. Müdahil avukatları ise raporu incelemek üzere mahkemeden süre talep edecek.
Yıllar sonra karar verildi
Operasyondan yaralı kurtulanlar ve avukatları, neredeyse bütün duruşmalarda operasyonda kimyasal gaz kullandığını söyleyerek, “Çelik ranzaları eriten şey, insanları bir avuç küle döndüren kimyasal nedir? Adli emanette saklanan o güne ait eşyaların incelenmesini istiyoruz” diyordu. Mahkeme, operasyondan 15 yıl sonra, 14 Ekim 2015’te görülen 17. oturumda bu talebi dikkate aldı. Adli emanetteki giysiler ve eşyaların kimyasal silah kullanma veya yanma sonucu deforme olup olmadıklarının tespiti için Adli Tıp’tan rapor alınmasına karar verdi. Eşyalar üzerinde, kimyasal madde kalıntısı olup olmadığının ve kurşun izi varsa atış mesafesinin tespitini de istedi. Operasyondan sağ kurtulanlardan Hülya Bilik de duruşmada koğuşta yaşadıkları korku dolu anları şöyle anlatmıştı: “Gece saat 03.30 sıralarında patlama sesiyle uyandım. Yoğun bir sis bombası ve silah sesleri vardı. Koğuşun tavanını delerek, sinir gazı olduğunu tahmin ettiğim siyah renkli gaz sıkıldı. Bilincimizi kaybettik. Gaz vücudumuzu yakıyordu. Saçlarım yandı. Uzun bir süre yürüyemedim. İki ay hastanede kaldım.”
Kimyacılar inceledi
Adli emanetteki eşyalar bir türlü ortaya çıkarılmadı ve sonunda 3 Kasım 2017’de numuneler Adli Tıp’a ulaştı. 17 adet mühürlü torbada gönderilen materyaller, 13 Kasım’da incelemeye alındı. Kimya İhtisas Dairesi’nce 8 Aralık 2017’de tamamlanan raporun sonuç bölümünde, iki torbadan çıkan gaz bombası örnekleri ile 14 numaralı torbadan çıkan kısmen yanmış, isli, yırtık durumdaki havlunun yıkama çözeltisinde CS gazı bulunduğu belirtildi. 8 torbadan çıkan giysilerde, spor ayakkabıda, çorapta, ayakkabılarda, yastıkta, battaniyede, havluda, eldivende, ayakkabı keçesinde ve bir gaz bombası örneğinde CS gazı ve Kapsaisin bulunmadığı ifade edildi. Raporda, mahkeme yazısındaki diğer inceleme taleplerinin gerçekleştirilmesi için dosya ve eklerinin ATK Fizik İhtisas Dairesi’ne gönderildiği bildirildi.
Yıllarca incelenmedi
Müdahil avukatlarından Several Ballıkaya, “Bu deliller üzerinde, soruşturma başlatıldığında savcılık tarafından inceleme yapıldığına ilişkin bir rapor yok. Mahkemede de bugüne dek inceleme yapılmadı. Raporu inceleyip görüşlerimizi mahkemeye sunacağız” dedi.
SARİN GAZI MI? Mağdurlardan Hacer Arıkan’ın operasyonda yüzü tamamen yanmıştı. Onlarca ameliyat olan Arıkan, ilk oturumda, “27 kadındık koğuşta. Delinen yerden içeri bir hortum bırakıldı. Oradan atılan alev topu gibi bir madde ile yataklar tutuştu. Sonra biz gaz bırakıldı ve içerisi simsiyah dumanla göz gözü görmez oldu. Yanıyoruz diye bağırarak oradan çıkmaya başladık. Arkadaşlarımın derilerinin eridiğini gördüm. Ben beni yakan gazın ne olduğunun aydınlatılmasını istiyorum. Çünkü elbiselerimiz yanmadı derimiz eridi. Parmaklarım yok ama avucumun içi yanık değil. Sırtım belime kadar yandı. Saçlarım, kaşlarım yandı. Burnumun yerinde boşluk oluştu. Dizlerimde de yanık var” demişti. Adli Tıp uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Hacer Arıkan’ın açıklamaları üzerine yaptığı değerlendirmede, o maddenin uluslararası anlaşmalara göre kullanımı yasak olan beyaz fosfor olabileceğini belirtmişti. |