"Hayata Dönüş Operasyonu" davasında suç duyurusu
Bayrampaşa Cezaevi'nde 21 yıl önce "Hayata Dönüş Operasyonu"nda 12 kişinin ölümü ve 29 kişinin de yaralanmasına ilişkin dönemin jandarma personellerinin de aralarında bulunduğu 194 sanığın yargılanmasına devam edildi.
DHABayrampaşa Cezaevi'nde 21 yıl önce "Hayata Dönüş Operasyonu"nda 12 kişinin ölümü ve 29 kişinin de yaralanmasına ilişkin dönemin jandarma personellerinin de aralarında bulunduğu 194 sanığın yargılanmasına devam edildi. Jandarma Genel Komutanlığı'nca mahkemeye gönderilen operasyon tutanağında bulunan sicil numaralarının kriterlere uymadığı yazısı üzerine mahkeme, tutanağı hazırlayan jandarma personeli hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Bakırköy 13. Ağır Ceza mahkemesinde görülen duruşmaya sanık Bayram Ali Er ve taraf avukatları katılırken sanık Lütfi Düz ve Recep Dalkılıç'ın hayatını kaybettiği bildirildi. Önceki celse mahkeme heyeti operasyon tutanağının altında imzası ve sicil numaraları olan personelin kim olduğunu Jandarma Genel Komutanlığı'na sorulmasına karar vermişti. Jandarma Genel Komutanlığı, mahkemeye gönderdiği yazıda tutanakta yazılı olan sicil numaralarının önünde statü, branş ve rütbe belirtilmediği gerekçesiyle kritere uymadığından çalışan veya emekli olmuş personel tespiti yapılamadığını bildirdi.
"SİCİL NUMARASI SAHTE"
Duruşmada konuşan müşteki avukatı Güçlü Sevimli, "O zaman bu sicil numaraları sahte. Operasyon tutanağında imzası ve sicil numaraları olan kişiler gerçek olmayan uydurma sicil numaraları yazmışlar. Bu tutanağı da sahte hale getirir. Bu ülkenin Jandarma görevlileri gidip yaptıkları bir operasyonla ilgili sahte bir tutanak tutuyorlar. Biz sahte tutanakla ilgili, delil karartma ve gerçeğe aykırı tutanak tutmaktan jandarma görevlileri ile ilgili suç duyurusunda bulunmanızı talep ediyoruz" diye konuştu.
DÖNEMİN JANDARMA ASAYİŞ DAİRE BAŞKANI AYDIN TANIK OLARAK DİNLENDİ
Mahkeme Başkanı, tanık olarak dinlemek istedikleri dönemin Jandarma Genel Komutanlığı Asayiş Daire Başkanı Ali Aydın'ın Ankara 31'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde beyanda bulunduğunu bildirdi.
Tanık Ali Aydın, "Milli Güvenlik Kurulu'nda konu geç görüşüldü. Nihayet Türkiye'deki bazı cezaevlerinde inceleme yapılmasına kararı verildi. İncelemeyi yapacak keşif heyetinde de ben de bulunmaktaydım. Gebze, Bayrampaşa, Ümraniye, Çanakkale ve Bursa cezaevlerinde keşif yaptık. Durumu yerinde gözlemledik. Hatta Bayrampaşa Cezaevi'ndeyken müdür beyin odasında oturmaktayken, örgütün bir üyesi, bulunduğumuz müdürün odasına gelerek, beni kastederek 'Kim bu albay, hangi sebeple geldi, bizden habersiz bir şey mi çeviriyorsunuz, eğer böyle bir şey varsa cezaevini başınıza yıkarız' diyerek tehdit ettiğini hatırlıyorum" dedi.
"ASKERİ GÖRÜNÜM VERMEMEK ADINA..."
İfadesinin devamında tanık Aydın, "Sonra heyet olarak düzenlemiş olduğumuz raporu Başbakan Bülent Ecevit'e sunduk. Toplantıda bizzat ben de hazırdım. Başbakan bizim bilgilendirmelerimizi dikkate aldı ve operasyonun devletin bekası için zorunlu olduğunu söyledi. Hatta operasyonun zor olduğunu, çağın operasyonu olduğunu belirtip, 'Kılıcınız keskin olsun' temennisinde bulundu. Başbakan operasyondan önce ilgili bakanlıklarla da görüşüp ona göre işlem yapılsın dedi. Zaten Adalet ve İçişleri bakanlıkları da toplantıdaydı. Toplantıda Sağlık Bakanı Osman Durmuş olmadığı için ben kendisine bizzat bilgi verdim. Tüm hastanelerin açık olması gerektiğini söyledim. Operasyona askeri görünüm vermemek amacıyla koordinasyon merkezi, İçişleri Bakanlığı'nda kuruldu" diye konuştu.
"MAHKUMLAR DİĞER MAHKUMLARIN ÖLÜMÜNE SEBEP OLDU"
Operasyonun 19 Aralık 2000 tarihinde saat 05:00'te 20 cezaevinde başladığını söyleyen Aydın, ifadesinde şunları söyledi:
"18 adet cezaevinde operasyon saat 11:00 civarında başarıyla sonuçlandı. Ancak Bayrampaşa ve Çanakkale cezaevlerinde 4. güne kadar devam etti. Operasyonların sonunda Bayrampaşa Cezaevi'nde yapılan aramada, kaleşnikof, tabanca, av tüfekleri, boru tipi bombalar vardı, hatta mahkumlar burada muhabere merkezi dahi kurmuşlar. Dışarıyla çok rahat haberleşebiliyorlarmış. Çanakkale Cezaevi'nde örgüt mensubu mahkumlar ve tutuklular çok şiddetli direnç gösterdiler. Hatta yoğun bir yangın çıkardılar. Diğer mahkumların ölümüne sebep oldular. Cezaevine doğal olarak basın mensubu alınmadığından operasyon sırasında ve sonrasındaki video görüntüleri jandarma personeli kayıt altına almıştı. Ve bu görüntüler daha sonradan tüm televizyonlara dağıtıldı. Yapılan operasyon sürecinde ve sonunda hiçbir jandarma personeli hukuka ve anayasaya aykırı hareketi, tavrı ve davranışı olmadı."
"OPERASYON HUKUKA UYGUN"
Operasyonun hukuka uygun olarak yapıldığını söyleyen Aydın, "Ölen, yaralanan tutuklu ve mahkumlardan jandarma personeli ve diğer kamu görevlilerinin sorumluluğu bulunmamaktadır. 2 şehidimiz oldu, bunlarda içeriden gelen ateş sonucu şehit oldular. İddianamede belirtildiği gibi mahkumlar direnç gösterirken, molotof koktelyli mutfak tüplerinden yapmış oldukları alev makineleri, elektrikli ısıtıcıların tel ve plastiklerinden yapmış oldukları yay, oklar ile saldırdılar. Sonuç olarak hayata dönüş operasyonu yapılmak zorundaydı. Ve dediğim gibi hukuka uygun, insan haklarına saygılı şekilde yapıldı ve bitirildi" dedi
"ALİ AYDIN'IN MAHKEMEDE DİNLENMESİ GEREKİRDİ"
Müşteki avukatı Güçlü Sevimli, "Ali Aydın, bu olayda önemli bir kişi. Burada tanıklık yapması ve bizim ona sorularımızı yöneltmemiz gerekirdi. Ancak Ankara 31'nci Ağır Ceza Mahkemesi almış beyanını. O mahkeme dosyayı bile bilmiyor ne soracak ki. Operasyonun planlanmasında yer alan birkaç kişiden bir tanesi. SEGBİS yoluyla duruşmaya bağlanıp dinlenilmesini ve sorularımızı kendisine yöneltmemizi talep ediyoruz. Bu kişi dinlenilmeden yargılama bitemez" diye konuştu.
Mahkeme Ali Aydın vekilinin mahkemeye sunduğu dilekçesi doğrultusunda tanığın özel koruma statüsünde bulunduğu, açık hedef haline getirilmeyecek şekilde tanık olarak dinlenmesi talebi de gözetilerek müşteki ve sanık müdafilerine bu tanığa sorulmasını istedikleri tüm soruları açıkça dilekçe ile bildirmelerini, daha sonra da uygun görülecek bir günde SEGBİS vasıtasıyla mahkeme heyetinin tanığın beyanını almasına karar verdi. Ayrıca, müşteki avukatının sahte tutanak tutulduğunu iddia ederek suç duyurusunda bulunması talebinin Cumhuriyet Savcılığı'na bildirilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.