'Hayat peşimi bırakmadı'

A.S’nin kendisine şiddet gösteren, tecavüz eden, başkalarına pazarlayan erkeklerden toplam 7 çocuğu var, ama o çocuklarını göremiyor, ikisini tanımıyor bile.

cumhuriyet.com.tr

Son rakamlara göre Türkiye’de kadınların yüzde 40’ı babasından, yüzde 32’si annesinden, yüzde 28’i sevgilisinden, yüzde 39’u ise eşinden fiziksel şiddet görürken, her 10 gebeden biri de fiziksel şiddete maruz kalıyor. Uzun zamandır bir kadın sığınma evinde kalan A.S, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, yaşadıklarının başkalarına örnek olması dileğiyle hikâyesini bizimle paylaştı.

A.S, “Hayat peşimi bırakmadı” diye başlıyor söze. Çocuk yaştan itibaren maruz kaldığı şiddet, ilerleyen dönemlerde katlanarak, taciz ve tecavüzü de içine alarak devam etmiş. Yaşadıkları birçok kişiye “bu kadarı da olamaz” dedirtecek şekilde.

“Konya’nın bir köyünde dünyaya geldim. Çok küçük yaşlardan itibaren annem, babam ve abilerimden şiddet gördüm. İlkokulu bitirdikten sonra eğitimime devam etmedim. Ailem beni 13 yaşımda bir akrabamla evlendirmeye kalktığında, sevdiğim bir başka adam vardı kuaför, ona kaçıp evlendim. Bir ay sonra, alkol alıp beni dövmeye başladı” diyen A.S şöyle devam ediyor:

Hamileliğimin 8. ayında çocuğumu eşimin tekmesi nedeniyle düşürdüm. Evden kaçtım, ama abilerim beni kabul etmedi. Geri dönüp tekrar hamile kaldım ve dayak devam etti. Bu kez çocuğu doğurdum ve eşim iki ay sonra askere gitti. Askerden döndüğünde ise beni arabaya bindirip Konya’nın çıkışında ormanlık alana götürdü. Beni burada 10 erkeğe zorla sattı.

A.S, boşandıktan sonra ailesinin çocuğuna sahip çıktığını, ancak kendisini kabul etmediğini, bir arkadaşının onu Karaman’da bir gazinoya götürdüğünü, burada çalışmaya başladığını anlatıyor:

“Gazinoda gece 4’e kadar konsomatrislik yapıyor, ardından da erkeklerin yanına gönderiliyordum. Köle gibi yaşıyordum; aç, susuz, uykusuz...
Bir süre sonra bir teğmenle birlikte yaşamaya başladım, ama zamanla geçmişim onu rahatsız etti, beni terk etti. Ondan da bir çocuğum olmuştu, ama bakacak durumum yoktu, evlat edinmek isteyen bir aileye hukuki olmayan yollarla verdim.”

Bu kez ailesinin kendisini kabul ettiğini, ancak abilerinin onu 40 yaşında bir adama kuma olarak verdiğini anlatan A.S, şiddetten yine kaçamadığını söylüyor:  “O da içip içip beni arabaya bindirir, kışın gecenin bir vakti sokağa bırakırdı. Bu adamdan tekrar hamile kaldım ve o çocuğu da bir aileye verdim. Henüz iki günlüktü, ama yine başka çarem yoktu. Ayrıldık ve ben bu kez bir başka adamla yaşamaya başladım.
Başlarda iyi gidiyordu, bana çok iyi davranıyordu ve ben tekrar hamile kaldım. Ama o da zamanla, geçmişimi yüzüme vurmaya başladı. Ondan da bir kızım oldu ve beni istememeye başladı. Çocuğu ona bırakıp gittim.”

20 yaşına geldiğinde, tüm bunların üzerine önce Konya’da bir huzurevine, ardından Ankara’da bakanlığa ait kadın sığınma evine başvurduğunu belirten A.S, burada da erkek müdürün bir arkadaşını taciz ettiğini, şikâyet etmeleri üzerine sığınma evinden atıldıklarını, bunun üzerine Konya’ya geri döndüğünü belirtiyor. A.S, iki evlilik, üç çocuk daha, sığındığı insanlar tarafından önce gazinoda, sonra da evde fahişe olarak çalıştırılma gibi benzer olayların içine tekrar düşünce, Konya’da kadın sığınma evine sığınmış.

Özetle A.S’nin; yaşadığı her şey bir yana, birbirinden farklı insanlardan toplam 7 çocuğu var, ama çocuklarını göremiyor, ikisini tanımıyor bile. Geriye dönüp baktığında korkunç bir hayat var, tek iyi dönemininse sığınma evi süreci olduğunu söylüyor.

Kutu: Şiddet oranları korkutucu

Hacettepe Nüfus Etütleri Enstitüsü araştırmasına göre, Türkiye’de kadınların yüzde 40’ı babasından, yüzde 32’si annesinden, yüzde 28’i sevgilisinden, yüzde 39’u ise eşinden fiziksel şiddet görürken her 10 gebeden biri de fiziksel şiddete maruz kalıyor. Bunların yaklaşık yarısı “ağır” derecede şiddet olma özelliği taşıyor.

Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şevkat Özvarış, Türkiye’de kadınların şiddet dışındaki en önemli sorunlarını ise şöyle sıralıyor: Eğitim oranlarındaki düşüklük, çalışma hayatına katılımdaki düşüklük, sosyal güvenceden yoksun ve sendikasız koşullar, gebelik ve çocuk bakımı nedeniyle işten ayrılmak durumunda kalmaları veya işten çıkartılmaları, çalışma yaşamında sağlık riskleriyle karşılaşma sorunları.

Kutu: Yılda 300 bin cinsel saldırı

Şefkat-Der Başkanı Hayrettin Bulan, Türkiye’de taciz ve tecavüz olaylarının, ancak yüzde 5’inin adli mercilere yansıdığına dikkat çekti. Bulan şöyle devam etti:

“Yılda en az 15 bin cinsel saldırı davası açılıyor. Bu demek oluyor ki yılda en az 300 bin kişi cinsel saldırıya uğruyor ve bunların yüzde 50’si çocuk. Bir kurbana birden çok kişi saldırıda bulunduğu için şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Türkiye’de 1 milyon erkek taciz ve tecavüz faili. Anadolu’da bu olaylar emniyet ve valilik tarafından ‘Şehrin imajının bozulmaması için’ kapatılmaya çalışılıyor.”