Hayaller kliplerde dillendi
Onlar gizli kahramanlar... Ekranın arkasında kalmış, tüm emekleri saklı olan kahramanlar... İzlerken zevk aldığımız, kimi zaman yaşadıklarımızı dile getiren klip yönetmenlerinden bahsediyoruz. Yönetmen Serdar Seki, bize kliplerin nasıl çekildiğini, müzik sektörünü, işlerin nasıl ilerlediğini anlattı.
cumhuriyet.com.trSevdiğimiz şarkılar vardır, defalarca dinlediğimiz... Dinlerken ise kafamızda canlandırdığımız hikayelerde yaşarız. Ardından belki de bu şarkılar için çekilen klipleri izleriz. Kimi zaman izlerken, “İşte benim hikayem” deriz. “Tam da benim için yapılmış”... Aslında onlar bazen gizli kahramanlar; yönetmenlerin hikayeleridir. Şarkı onların eline geldiğinde canlanır ve bir hikayeye dönüşür. Bize şarkıyı yaşatmak tamamen onların becerisine kalır. Büyük bir emekle şarkı canlanır ve kimi zaman bizim hayatlarımıza dönüşür. Tabi bazı engellere takılmazlarsa!
Klip ve müzik sektörünü, işin zorluklarını ve zevkli yanlarını birçok klibe imzasını atan şu aralar ise Yaşar ve Ayla Dikmen düeti olan “İlk ve Son” şarkısı üzerine çalışan, yönetmen Serdar Seki ile konuştuk.
Mesleğe ilk olarak ne zaman başladınız?
1995 senesinde Kanal D’de yönetmen asistanı olarak başladım. Kanal D’nin birçok programında , özel organizasyonlarının ve konserlerinin rejisinde önce yönetmen yardımcısı sonra ise yardımcı yönetmen olarak görev yaptım. Daha sonra Best TV'nin kuruluşunda bulundum ilk canlı yayınları açtım ve yönetmen olarak devam ettim, Number 1’da akşam kuşağındaki canlı yayın programlarını yönettim. Ayrıca kanalın birkaç aktüel programını hazırladım. Kanal 6’ya dış yapım olarak iki tane magazin programı yaptım. BRT’nin kuruluş aşamasında bulundum ve kanalın birçok programında ve özel organizasyonlarında çeşitli görevlerde bulundum. Zoom prodüksiyonda birçok klip,reklam ve birkaç kısa filmde free lance olarak yapımcı ve yardımcı yönetmen olarak çalıştım. Videotek prodüksiyon bünyesinde birçok tanıtım filmi,belgesel ve klipte yönetmenlik yaptım. Ayrıca şirketin ATV, Star ve Kanal 6'ya yaptığı programlarda yönetmen olarak görev aldım. Kahraman Afyonoğlu ve Ahmet Çelenk gibi duayen yönetmenlerle uzun yıllar çalıştım. Flash TV'ye dışarıdan program yaptım. İstanbul TV'de müzik eğlence programlarının yapımcılığını ve yönetmenliğini yaptım.
Uğur prodüksiyonda yönetici, yapımcı ve yönetmen olarak meslek hayatıma devam ettim. Bu şirket adı altında birçok TV programı hazırladık. TV 8’de , “Elif Karlı ile Yemek”, Kanal 1’de “Pazar Gazinosu”, Euro ATV’de “Çağlar Show”, Euro D’de “Musti Show”, FOX TV’de Demet Akalın ve Alişan’ın sunduğu “Daha ne olsun”, Kral TV’de Ayça Tekindor’un sunduğu müzik, yarışma programı bu şirket adı altında yaptığımız programlardan birkaçı.
Klip çekmeye ise 1999’da bağımsız olarak başladım. İlk klibim Deniz Seki’nin “Aşk” isimli parçasına oldu. Ardından uzun bir süre free lance olarak 50 ye yakın video klip çektim. Daha sonra Digital Sanatlar’da da klip ve reklam yönetmenliği yaptım. Toplam yaklaşık 90’a yakın video klibim bulunmakta. Deniz Seki’nin “Doyamadım”, “Aşk” ile Günce’nin “Güllerim soldu” adlı parçaları bunlardan birkaçı. Meslek hayatıma Birleşik Heyecanlar adlı şirkette yapımcı, yönetmen ve yönetici olarak devam etmekteyim.
Şarkı size nasıl gelir? Bir klip çekimine hazırlanırken neler yaşarsınız?
Klip yapımcı firmadan gelir yada direkt sanatçıdan gelir. Toplantı yapılır şarkı dinlenir üzerine fikir alış verişlerinde bulunulur ve beyin fırtınaları yapılır. Albümdeki diğer şarkıları da dinleyip strateji belirlenir..Sanatçıyı ve yapımcıyı dinleyip anladıktan sonra ekibimle bir çalışma yapıp uygun konsepti sunarız. Konsept kabul edildikten sonra çekeceğimiz formata karar verilir ve bütçe aşamasına gelinir .bütçede kabul edildiği takdirde iş prodüksiyon aşamasına gelir .video klip için gerekli donanımların ön çalışması yani ön prodüksiyon kısmı başlar. Daha sonra klip günü belirlenir.
Ya çekim günü?
Ekibimde yaklaşık 25 kişi görev alır. Sette herkesin bir görevi vardır ve herkes kendine düşen işi layıkıyla yapma çabasındadır. Çekim hazırlıkları genelde erken saatlerde başlar. Set up larımız önceden belli olduğu için hızlı hızlı hazırlanır ve sanatçının sırası geldiğinde kulisinden çağrılır plan çekilir ondan sonra da sıradaki set up hazırlanılır ve çekilir. Doyumsuz ve mükemmelliyetçi bir kişilik olduğum için genelde benim setlerim geç saatlerde biter. Bazen planda olmayan ama sette hoşumuza giden resimlerde yakalarız. En çok önem verdiğimiz şey sanatçımızı sette rahat ettirip ondan en yüksek performansı alıp setten memnun ayrılmasını sağlamaktır. İşimizi gerilerek değil eğlenerek yapmaksa olmazsa olmazlarımızdandır. Klibin çekimleri bittikten sonra post prodüksiyon aşaması başlar ve montajda son bulur. Bir klibin tamamlanması ortalama beş günü alır.
Aslında sanatçıyı klip gösteriyor. Ardından sanatçı yapılan işle ortaya çıkıyor. Ancak onu ön plana çıkaran ve onu seyirciyle tanıştıran siz oluyorsunuz? Yaptığınız işte emeğinizin karşılığını alıyor musunuz?
Bana göre kesinlikle almıyoruz. Dediğiniz doğru aslında bu bir sorumluluk işi, yapımcılar, sanatçılar size güveniyor, siz de onlara karşı kendinizi sorumlu hissediyorsunuz.
Düşünsenize aylarca uğraşılan,emek verilen ve para harcanan bir albüm size geliyor ve bunu görsel olarak halka sunmanız isteniliyor. Bir başka deyimle şarkıyı resimlemeniz isteniyor. Kısa bir zaman dilimi içerisinde şarkıyı hissedip belki daha önce hiç tanımadığınız bir insanı tanıyıp anlayıp kafanızda bir şablon belirleyip üretmek durumundasınız ki bu insanı ekrandan izleyen milyonlara doğru tanıştırabilesiniz.Bence her video bir eser, bir kısa film arkasında büyük bir emek olduğu unutulmamalı.Ülkemizde artık bir çok kanalda yayınlanan klibin arkasında yönetmen ismi bile yazdırmıyorlar. Bunu anlamak gerçekten mümkün değil nasıl bir filmin,programın yada dizinin arkasına künyesi yazılıyorsa klibinde arkasında emeği geçenlerin isimleri yer almalı diye düşünüyorum. Verilen değer bu olmamalı. Maddi boyutlara ise zaten hiç girmeyelim. Dışarıdan görüldüğü kadar parlak değil. İşverenin mantığı çabuk olsun,ucuz olsun ve mükemmel olsun olursa bizde sihirbaz değiliz ki. Kafamızdakileri daha minimal düşünmek ve uygulamak zorunda kalıyoruz. Yani verilen koşulların en yükseğine çıkıp ona göre işi en iyi şekilde çıkartmaya çalışıyoruz. Her ne olursa olsun yaptığım işi çok seviyorum zaten bu işi sevmeden tutkusuz yapamazsınız, yapsanız da başarılı olamazsınız. Televizyon da yaptığınız işi seyretmek ve seyrettirmek çok büyük bir keyif. O yüzden ben kendime yatırım yapıyorum o da bir şekilde bana dönüyor diye düşünüyorum. Bir not düşmeden de yapamayacağım; bu iş kesinlikle ekip işi, sizi anlayan iyi bir ekibiniz yoksa işiniz çok zor demektir. Asıl gizli kahraman onlar.
Bu meslekte yaşanan zorluklar neler?
Her meslekte olduğu gibi bizimde mesleğimizde bir çok zorluk var tabii... İlk aklıma gelen istediğimiz bütçeleri alamamak. Gereken zaman diliminin ve önemin ayrılmaması, rekabet ortamının tamamen kulisle dönmesi mesela müşteriden iş alabilmek için müşteriyi yanlış yönlendiren ve yapamayacağı bir sürü şey vadeden bir sürü insan biliyorum buda piyasayı düşürmekten ve günü kurtarmaktan bir şey olmuyor. Klip yönetmenliği artık iyi ilişkilerle yürüyen bir iş haline geldi. Bazı insanlar ile aranız iyiyse işi alıyorsunuz. Medyatik isimlerin kliplerinde işin içeriğine çok bakılmıyor. Hep şarkı duyulsun amacı güdülüyor. Bu benim doğru bulmadığım bir konu. O kadar çok klip var ki, yönetmenin başarısına göre değil, kişilerin ilişkilerini iyi tutmasıyla yürüyor. İşin bu tarafında olmayı hiç bir zaman istemedim.
Mesela video klipler sponsorlara karşı daha cazip hale getirilebilinir. Sadece klibin sonunda 4 saniye logosuna izin veriliyor. Eskiden klibin içerisine de ürününü koyabiliyorduk.
Müzik sektöründe pasta küçüldükçe ortak daha da fazlalaşıyor. Türkiye’de bir çok kanalda klip parayla yayınlanıyor. Ve genelde yapımcı klibe harcadığı paranın 3 katını klibi döndürmeye veriyor. Dolayısıyla klip bütçesinden ne kadar çok kırparsa onun için o kadar iyi o da haklı ne yapsın ki klip dönünce şarkı duyulacak albüm satacak ki para kazansın yatırsın. Ne döndüğü ikinci plana atılıyor mecburen. Bir de bazı kanallarda Klip komitesi denilen bir merci var ve bu insanların kim olduğunu kimse bilmiyor. Neye göre kime göre hangi kriterlere göre değerlendiriyorlar klipleri anlamış değilim. Ben menfaatlari doğrultusunda seçtikleri kanaatindeyim ve üstünde durulması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Çünkü bunların çoğunun ilişkilere bağlı yürüdüğünü düşünüyorum. Tabi bunu iyi analiz edebilenleri tenzih ediyorum.
Başarılı bir klip sizin için nasıl olmalı ?
Çok göreceli bir kavram tabi ama ilk aklıma gelen bence klip şarkıyı iyi taşımalıdır. Görsellikle sanatçının uyumu çok iyi harmanlanmalı ve kliple şarkı arasındaki denge iyi kurulmalı.
Şu an yeni projeniz var mı?
Bundan 6-7 ay önce “Issız Adam” adlı filmle yeniden gündeme gelen Ayla Dikmen’in yeğeni Meltem Çelebioğlu geldi ve Dikmen’in şarkılarından oluşan bir albüm yapılacağını söyledi. Birçok ünlü isminde yer aldığı bir gece yapıldı ve biz o gecede Ayla Dikmen’in görüntülerinden oluşan bir klip hazırladık. Ardından ikinci bir klip hazırlamamı istediler. Şimdi ise Yaşar ile Ayla Dikmen düeti olan “İlk ve Son” üzerinde çalışıyorum. Ayrıca henüz başlayacak olan iki tane TV programının ön prodüksiyon aşamalarına başladık.
Bu durumda siz eski şarkılara da klip çekme şansını da yakaladınız.
Dinlediğimde ne varsa eskilerde varmış dedim gerçekten acaba yaşlanıyormuyum. "İlk ve Son", beni başka bir yere götürdü sanki. Bu çalışma benim için mutluluk ve gurur verici. Bu parça ile o günleri yaşama şansına sahip oldum.
Deniz Seki ablanız...Birçok klibinde imzanız var. Birlikte çalışmak zor mu? Avantajları veya dezavantajları var mı?
Dezavantajları çok var. Çünkü Deniz Seki'nin kardeşi sıfatı yapışıyor resmen. Sanki ben onunla bir yere gelmişim gibi algılanıyor. Halbuki ben bu piyasaya girdiğimde onun albümü çıkmamıştı bile benim ayrı bir kimliğim var. Serdar Seki olarak dişimle tırnağımla kendi mücadelemle geldim olduğum yerde sadece yaptığım işle anılmak istiyorum. Onun dışında birbirimize gerektiği yerde tabi ki destek veriyoruz. Aynı piyasada olduğumuz için yollarımız ister istemez çakışıyor. Deniz Seki’nin “Aşk”, “Unutursun”, “Doyamadım” ve “Aptal” adlı şarkılarının klip yönetmenliğini yaptım. Çalışırken ilk başta stresi ve gerilimi yüksek bir ortamda başlarız. Daha sonra bana nazı çok geçtiği için yavaş yavaş yumuşar set ortamı keyifli bir hale gelir. İşimizde ikimizde titiz olduğumuz için ve birbirimizi anlayabildiğimiz için sonunda ortak noktada buluşabiliyoruz.
Kliplerinizde öncelikle önem verdiğiniz unsurlar neler?
Çekeceğim klipte şarkının sözlerine paralel mutlaka bir mesaj vermek isterim. Klipte iyi resimler yakalamaya, görüntü kalitesine,sanatçının resimlerle bütünleşmesine ve kurguya önem veririm. Şarkıyı, hatta albümü öncelikle iyi anlarım. Albümün kitlesine göre işi yapmaya çalışırım. Biraz da yenilikçi olmak isterim. Sanatçının önceki kliplerine göre benim çektiğimde kendilerini geliştirmiş olmasını sağlarım.
Türkiye’de çekilen klipleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında hepsini şartlarına göre değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Tabi ki iyisi de var kötüsü de var vasatı da var ama eskiye nazaran baya bir geliştiğini düşünüyorum.
Klip çekmek için Türkiye’de sizce yeterli imkanlar var mı?
Var. Ama yeterli imkan eşittir yeterli bütçe demek. Müzik sektörü kötü durumda olduğu için klip sektörüne de yeterli ödenek sağlanamıyor; klip sektörünü olumsuz etkiliyor.
Türkiye müzik piyasası hakkında neler düşünüyorsunuz?
Türkiye’de müzik sektörü zor durumda. Korsan ve dijital ortam çok büyük bir problem. Artık eski satışlar yok dolasıyla eski kazanılan büyük paralarda yok belli başlı isimler dışında yeni çıkanlarında çok şansı yok bence.
Şu ana kadar baştan sona içinize sinen işiniz hangisi?
Her yaptığım iş çocuğum gibi. Hepsinin ayrı anısı var O yüzden tek bir video söylemek öbürlerine karşı haksızlık olur. Önemli olan izleyenlerin keyifle izlemesi ve beğenmesi.
İşe ilk başladığınız zamandaki hayalinize şu an yakın mısınız?
Bu hayalin bir sınırı yok bence. Basamaklar bitmez. Her işte yeni bir şey öğrenirsin ve hedefin genişler. Basamakları yavaş yavaş çıkmalıyım. Hayatta her zaman “Ne idim, ne olacağım” çıkış noktamdır. Herkes birbirinin kuyusunu kazarken ben bu piyasa içinde “insan” olmaya çalışıyorum. Bu piyasada adam gibi adam olarak kalmak istiyorum. Daha birçok başarılı işe imza atmak istiyorum. Bence hala yolun başındayım.
Beğendiğiniz klip yönetmenleri kimler?
Murat Küçük, Hakan Yonat, Devrin Usta,Umur Turagay, Michelle Gondry, Chris Cunickhman işlerini beğenerek izlerim.
En son imza attığınız klip hangisi?
Eylem “Hayat” adlı şarkısı şu aralar TV kanallarında yayınlanıyor.
Size klip çekilmesi için istenen şarkının türü farkediyor mu? Türkü, rock müzik sizin o parçanın klibini çekmenizde etkili mi?
Benim için fark etmiyor. Her türlü müziği dinlediğim için çabuk adapte olabiliyorum.
İdealleriniz neler?
Çok ses getirecek bir sinema filmi yapmak istiyorum. Hatta bir değil birçok.