Havasız ortamlar, bu hastalıkları tetikliyor
Çocukların özellikle okullarda kalabalık ve havasız ortamlarda ders görmesi, el-ayak ve ağız hastalıklarını tetikliyor. Bu tür rahatsızlıkların daha çok 10 yaş altı çocuklarda ve bebeklerde yaygın olarak görüldüğüne dikkat çeken uzmanlar, hastalığa karşı önlem almasını istiyor.
CHA‘SUÇİÇEĞİ BENZERİ DÖKÜNTÜLER GÖRÜLEBİLİR’
Kuluçka süresinden sonra yüksek ateş, bademcikte, dilde ve yanak içinde aft benzeri yaralar oluşur. Avuç içi ve ayak tabanında kırmızı, bazen içi sıvı dolu ağır döküntüler görülür. Bu döküntüler, bacak, kalça ve genital organda da olabilir. Suçiçeğini andırır ancak boyut olarak suçiçeğinden daha küçüktür. Döküntüler, 7-10 gün içinde hafif iz bırakarak azalır, birkaç hafta içinde tamamen geriler.
‘AFT VARSA ÇOCUKLAR SIVI AĞIRLIKLI BESLENMELİ’
Ağız içindeki yaralardan dolayı çocuklar bu dönemde iştahlı olmasına rağmen yemek yiyemez. Yeterince sıvı alamayan çocuklara serum takılması gerekebilir. Aftların yaygın olduğu dönemde çocuklara sıklıkla çorba, süt gibi sıvılar ve yoğurt gibi serin, ağızdaki yaraları ağrıtmayan gıdalar verilmelidir. Ayrıca ağız içi yaraların ağrısını azaltmak ve iyileşme süresini hızlandırmak için çeşitli spreyler, karadut şurubu kullanılabilir.
‘HASTALIĞIN TEDAVİSİNDE ANTİBİYOTİK KULLANILMIYOR’
“Vücuttaki döküntüler için kurutucu losyonlar kullanılabilir. Bazen döküntüler çok kaşıntılı olabilir. Bu dönemde doktorun önereceği kaşıntı engelleyici ilaçlar verilebilir. Çocuğun ateşli döneminde ise ateş düşürücüler kullanılabilir. Hastalık viral bir enfeksiyon olduğu için antibiyotik tedavisine gerek yoktur.
BİLİNMESİ GEREKENLER!
Ellerde, ayaklarda soyulmalar ve tırnaklarda çatlamalar, dökülmeler olabilir. Korkulacak bir durum değildir.
Hastalıkla eş zamanlı ishal gelişebilir. Hastalık kendi seyrini tamamladıktan sonra geçer.
Havuz mevsiminin başlaması ile birlikte havuz sularının yutulması hastalığı salgın hale getirebilir.
Ellerin sık sık yıkanması, ağza ve yüze sürülmemesi gerekmektedir.
Bulaşıcı olduğu için hasta kişilerden uzak durulmalıdır.
El-ayak-ağız hastalığı nadir olmakla birlikte yetişkinlere de bulabilir.”