Havanın sicil memuru

Biz yine şanslıyız, oturup kalkıp şükretsek yeridir. Edmonton eksi 20 derecelerin altına henüz inmedi. Fakat Kanada’nın “Sarıkamış” damarı bir kez tutmuş bulunuyor; eksi 40’a cıvayı düşürmüştür. Kapı komşum Mr. Harold, 40 yıl evvel İngiltere’nin Liverpool’undan göç ettiğinden beri yılları sayıyor, hangi sene berbattı anlatıyor, buzlu havanın sicil memuru gibi memleketin Annus Horribilis’ini ondan işitiyorum.

Mahmut Şenol - Kanada (Alberta)

Bu sene kış fena! Soğuktan değil, o zaten bilinen şey, demek istediğim bunca derdin arasında kış felaketleri de artıyor. Dağ sporlarına, doğa gezilerine rağbetin her zaman yoğunlukta olduğu özellikle Alberta ve İngiliz Kolombiyası-BC eyaletlerinde arama kurtarma faaliyetleri bu yıl geçen seneye göre yüzde 32 artış göstermiştir. Her kış kar motosikleti, kayak kazaları, çığ düşmesi, üzerinde balık avlayacağız diye buzlu suya düşmek gibi talihsizliğe Kanada Araştırma ve Kurtarma Ekipler Birliği’nden cevap geldi: COVID. 

Zaten artık her şeyin günah keçisi salgına bağlanıyor. Kış kazaları da virüs yüzündendir. Zira eve kapanıp bunalan insan kendini doğaya atmak istiyor; mademki sosyal ilinti kuramıyorum, ben de gider kurda kuşa seslenirim diyor. Kanada Kızılhaç’ı buz üzerinde gezintiye çıkacaklara, “Aman dikkat! Kalınlık en az 15 santim olmalı, kar motosikletiyle göl üzerinde hava atacaksanız 25 cm’den az olmasın” diyor. Kimse, “Aman evladım, ne işin var senin buz tutmuş gölde!” diye sormuyor. Üstelik buz kalınlığını nasıl ölçeceksin? Dibi görünmez sularda dolaşmamalı! Buzlu gölleri geçtik, dağlarda, vadilerde vahşi hayvanlar da var. Bu ne cesaret! Ama dedik ya, bütün kabahat Covid’de!

446 odalı otelde bir başına!..

BC ve Alberta’daki Rocky dağlarının muhteşem manzaralı otelleri de kapansın mı, açılsın mı belirsizliğindedir. Boz ayılara rağmen dağ yürüyüşüne çıkan maceraperestler lüks otel müşterisi değil, onlar çadır kurup ateş yakmak hevesinde. Bu yüzden otellerde in cin top oynuyor. Gel gelelim, bu boş otellerden birisine geçen hafta piyango vurdu. 1200 rakım yükseklikteki Jasper tatil bölgesinde, 446 odalı bir oteli adı açıklanmayan bir zengin, parasını peşin peşin ödeyip 9 haftalığına kapattı. Tek başına gelip kalacak; çalışanlar hariç kimseyi görmek istemiyor. Zenginin parası züğürdün çenesini yorarmış! 

Buz tutmuş haberlerin ardı arkası kesilmiyor. Bunlardan bir tanesi epeyi kuzeyden, Husky köpeklerinin çektiği kızakla buzda yol alsanız, Kuzey Kutbu’na yakın, yerli halkın yaşadığı Yukon Özerk Bölgesi’nden geldi. Kışları ılıman iklim geçiren Vancouver’dan 2 bin 500 km. uzaktaki Yukon’un Whitehorse şehrine gidip aşı olduktan sonra geri dönmüş zengin işadamı ve karısına ait haberdi bu. Yukon yılın bu vakitlerinde gidilecek yer değil, kar-tipi fırtınasından uçak bile bazen işlemiyor. Fakat Rodney ve Ekaterine Baker çifti, sağlık hizmetleri kısmen yetersiz olduğu için Covid aşısı en erken dağıtılmış Yukon’daki şifaya göz dikip, üşenmeden oraya kadar gitmiştir. İki aşamalı yapılan Pfizer aşısının ilkini, sonra 15 gün bekleyip ikinci iğneyi de olduktan sonra evlerine dönerler. Devlet ne güne duruyor; her şeyi bilir, takip eder: Durum ortaya çıkınca savcılık 500 dolar para ve en az 6 ay hapis cezasıyla dava açtı. Yaşamak korkusu hele bir ağır basmaya görsün, insan bu, her şeyi yapar!

Akıl tutulması dedikleri, biraz da işte bu: Aklı başında görülen, bu nedenle Başbakan Trudeau’nun atadığı ve Kraliçe II. Elizabeth’in de onayladığı, İngiliz monarşisini temsil edecek Genel Vali Bayan Julie Payette’in vali konağında yaptıklarını duydukça şaşırmamak elde değil. Payette uzaya gidip gelmiş eski Kanadalı astronottur, meşhurdur. Vali Konağı’ndaki çalışanlara sözlü, hatta fiziksel tacizde bulunduğu iddiası üzerine görevinden istifa etti. Uzay görüp geçirmiş olmak yetmiyor; bir yerinden ipliği sökük ipek çorap, sırıtıveriyor. 

Boru hattı tartışması

Tabii Trudeau’nun başındaki dertler bu kadar değil... ABD’nin yeni başkanı Biden’ın, Alberta’dan başlayıp Teksas’a kadar inecek olan Keystone XL boru hattı projesini hem çevreciler adına hem bu hattın üstünden geçtiği topraklarda yerlilerinin haklarını korumak üzere iptal ettiğini hatırlatmak, dertlerin en büyüğünü göstermeye yeter. Açılsaydı günde 800 bin varil ham petrolün akıtılacağı, en az 1500 Kanadalı işçinin ekmek yiyeceği, toplam maliyeti 8-10 milyar dolar arasında tahmin edilen proje birden askıya alındı. 

Sol-liberal çizgideki Trudeau’nun açmazı büyük, ABD’ye kafa tutamıyor ve Alberta Valisi olan sağcı Jason Kenney ise veryansın edip duruyor. Boru hattı için eyalet bütçesinin büyücek kısmını bu işe harcayan Kenney, evdeki hesap çarşıya uymadığı için şimdi hem kabahatli hem de yaygara çıkarıp mahalleyi susta tutuyor. 

Mademki proje iptal oldu, federal bütçeden daha çok para bize gelsin diye ısrarcı... Daha geçenlerde, Kanada’dan ayrılıp ABD eyaleti olmak istiyoruz diyen Alberta’nın kafası karışık, şaşkın Trumpçı ve tabii aşırı sağcıları da bu kez Amerika’ya ambargo uygulayalım demez mi? Ambargo uygulansın mı, uygulanırsa bunun esamisi okunur mu; bilinmez şey!

Bu komedi bana, Pembe Panter filmlerinin unutulmaz karakteri Müfettiş Clouseau namıyla meşhur Peter Sellers’in başrolündeki başka bir filmi anımsatıyor: Kükreyen Fare. İsviçre Alpleri’nde ortaçağ hayatı yaşayan bir küçük krallık, 20. yüzyılda Amerika’ya savaş ilan ediyor, ardından okçu piyadelerini kiralık bir gemiyle Atlantik üzerinden ABD’ye saldırmak üzere gönderiyor. Komedi bu! Sellers’ın komutasında küçük okçu birliği, o sırada tatbikat nedeniyle New York’taki sokağa çıkma yasağından yararlanıp kenti ve ABD’yi ele geçiriyor. “Film milim”, ama biz oldu gözüyle bakıyoruz. 

Olmaz demeyin, gün gelir o da olur!

senolasenola@gmail.com