Havai fişek fabrikası patlamasına ilişkin yeni detaylar
Sakarya’nın Hendek ilçesinde 3 Temmuz Cuma günü 7 kişinin hayatını kaybettiği ve 127 kişinin yaralandığı havai fişek fabrikasındaki patlama olayına ilişkin hazırlanan 27 sayfalık iddianamede; genel ustabaşı işçilere daha fazla mal üretimi için baskı yapılmadığını, iş güvenliği uzmanı işverenlerin her şeyi deftere yazmasına izin vermediğini iddia ederken, fabrika sahibi ise üzerine atılan suçları kabul etmeyerek olaydan işçileri sorumlu tuttu.
İHA3 Temmuz günü saat 11.16 sıralarında Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda meydana gelen ve 50 kilometre çaplı bir dairesel alanda şiddetli bir şekilde hissedilen ve kusur ile ihmal olabileceği değerlendirilen patlama olayı ile ilgili başlatılan soruşturmada, şirket yetkilisi ve fabrika sahibi Y.C., fabrika müdürü H.A.V., genel ustabaşı E.Ö., fabrika sorumlu müdürü A.A. ile iş güvenliği uzmanı A.B., Hendek Sulh Ceza Hakimliğinin 2020/43 ve 2020/45 sorgu numaralı kararı ile tutuklanmışlardı. Şüpheliler alınan savunmalarında genel itibari ile olayın meydana gelmesinde kendilerinin kusurunun olmadığını beyan ederek suçlamaları kabul etmedi.
"BAŞIMIZA BİR ŞEY GELECEK, BİR ŞEY YAPIN"
Şüpheli iş güvenliği uzmanı A.B. alınan savunmasında; fabrikanın iş güvenliği uzman ve danışmanı olduğunu, kendisinin haftada ortalama 3 gün gelerek fabrikayı incelediğini, aksaklıkları tespit ederek işverene bildirdiğini ancak işverenlerin her şeyi deftere yazmasına izin vermediğini, H.A.V. ve E.Ö. tarafından işçilere daha fazla üretim yapmaları için sürekli baskı yapıldığını bu nedenle de işçilerin yanlarına olması gerekenden çok daha fazla malzeme aldığını bu konuda işçileri uyardığını ancak dikkate alınmadığını, fabrika yönetiminin de kendisini dikkate almadığını, Çin Mahallesi’ni diğer bölümler kadar denetlemediğini, işçilerden kendisine sürekli olarak şikayet gelmesi ve işçiler kendisine "A. hanım burası patlayacak, başımıza bir şey gelecek, bir şey yapın" demeleri, kendisinin ise işletmede sözünün geçmemesi buna bağlı olarak da bu iş yerindeki tehlikeyi görmesi nedenleriyle patlamadan önce istifa mektubu verdiğini ancak ihbar süresini beklediğini, ihbar süresi bitmeden patlamanın gerçekleştiğini, olayın meydana gelmesinde kusur ve ihmalinin olmadığını beyan etti.
FABRİKA SAHİBİ İŞÇİLERİ SORUMLU TUTTU
Şüpheli şirket yetkilisi ve fabrika sahibi Y.C. ise savunmasında; kendisinin Büyük Coşkunlar Havai fişek isimli işletmenin ortağı ve yetkilisi olduğunu, bu alanda yaklaşık 25 yıldır çalıştığını, fabrikada işçilere daha fazla mal üretimi için baskı yapılmadığını, herkesin günlük üreteceği malın standart olduğunu, bu yöndeki iddialarını kesinlikle kabul etmediğini, çalışan işçilerin yanlarında mevzuat gereği bulundurması gereken kadar malzeme bulundurduğunu, bunun belirlenmesinin sorumluları ise kimya mühendisleri, iş güvenliği uzmanı olduğunu, bütün uyarılara rağmen işçiler fazla malzeme getirmeye devam ediyorsa işçilerin sorumlu olduğunu, bu hususu iş güvenliği uzmanı ve sorumlu müdür deftere yazmış ise de kendisine iletmediğini, fabrikanın genel işleyişini idari bakımdan H.A.V.’na sorumlu müdürlük yönünden ise A.A. ve A.Ç.’ye verdiğini, tüm sorumluluğun bu kişilerde olduğunu, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini, beyan etti.
TÜZÜĞE AYKIRI DEPOLAMA
Patlamanın Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstütüsünün 14/07/2020 tarihli yazısıyla, “1.7 büyüklüğünde deprem etkisi oluşturduğunu ve açığa çıkan enerjinin yaklaşık 100 kilometre uzaklıktan ölçüldüğünün bildirilmesi nedeniyle ne miktarda ve hangi türde bir patlayıcının bu miktarda bir enerji açığa çıkarabileceğinin hesaplanması amacıyla deprem uzmanı bilirkişi heyete dahil edilmiş olup, bilirkişi tarafından yapılan tespitlerde büyük patlamaların yerel saatle 11:16:22’de ilk büyük patlama ile başladığı ve saat 11:18:14’daki 4’üncü patlama ile sona erdiği her patlamanın kendi içerisinde küçük patlamalar oluşturduğu, olay yerini gösteren 13 numaralı kamera görüntüsü, sismogramlar ve patlama çukurlarının konum ve büyüklükleri dikkate alındığında hadiseyi başlatan ilk patlama sürecinin Çin Mahallesi’nde Misket Laboratuarı’nda başlamış olduğu ve sırasıyla Misket Deposu ve İlaç Eleme Yeri’ndeki patlamalarla devam ettiğinin değerlendirildiği, patlama çukurlarının çap ve derinliklerinden ve iş yeri kayıtlarından yola çıkılarak Çin Mahallesi’nde patlamaya neden olan patlayıcı madde miktarları noktasında bilirkişi heyetince yapılan değerlendirmelerde; "Misket Deposu’nda (kurutma) 13 bin 396 kilogram TNT (5 bin 700 kilogram Gök Bombası) patlamasına eşdeğer bir patlayıcının patlamış olduğu belirlenmiştir. 2 numaralı patlama çukuru (Misket Laboratuarı altındaki çukur) tek çukur kabul edildiğinde 9 bin 595 kilogram (4 bin 82 kilogram), 2 ayrı çukurdan oluştuğu kabul edildiğinde her bir çukur için asgari bin 953 kilogram TNT (Gök Bombası) patlamasına eşdeğer bir patlayıcı elde edilmiştir. Misket Deposu için 2 bin 599 kilogram ve 1 ve 2 numaralı misket depoları için ise bin 953 kilogram TNT (Gök Bombası) patlamasına eşdeğer bir patlayıcının patlamış olduğu değerlendirilmiştir. 3 numaralı misket deposu için ise 125 kilogram TNT (Gök Bombası) patlamasına eşdeğer bir patlayıcının patlamış olduğu belirlenmiştir. Çin Mahahellesindeki patlayıcı miktarı yaklaşık 30 ton civarındadır. Bu bölgedeki depolar ve misket üretim bölgelerinde yasal sınırların üzerinde patlayıcılar depolanmıştır. 02/07/2020 tarihindeki depo kayıtlarında piroteknik patlayıcıların toplam miktarı 41 ton 281,38 kilogram. Buna ilave olarak 5 ton dan fazla miktarda Kosova için piroteknik materyal üretilmiştir. Sonuç olarak Çin Mahallesinde yasal olmayan bir şekilde ve tüzüğe aykırı olarak depolama ve üretim yapılmıştır" tespitlerine yer verildi.
Soruşturmayı yürüten Hendek Cumhuriyet Başsavcılığınca olaya ilişkin hazırlanan fezleke, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Aralarında fabrika sahipleri Y.C. ile A.E.R.C.’nin de bulunduğu 7 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Kabul edilen iddianamede, 5’i tutuklu olmak üzere 7 şüphelinin ‘Taksirle Birden Fazla Kişinin Ölüme ve Yaralanmasına Neden Olma’ suçundan 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 85/2, 22/3, 53/6, 63 maddeleri uyarınca 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası istenildi.