Hastanelere 'çökme' uyarısı
Üniversite hastaneleri önce çökecek, ardından Sağlık Bakanlığı hastaneleri ile birleşecek ve sonra da tamamen özelleşecek.
cumhuriyet.com.trAKP, üniversite hastanelerine yönelik üç aşamalı bir planı adım adım uyguluyor. Birinci adım, üniversite hastanelerinde muayenehanesi olan hekimlere getirilen kısıtlama ile bu hastanelerin gelirlerinde ciddi azalma ve çökme ile yaşanacak. İkinci adımda ise batmak üzere olan üniversite hastaneleri Sağlık Bakanlığı hastaneleri ile birleştirilecek. Üçüncü ve son adım da ise Kamu Hastane Birlikleri Yasası çıkarılacak ve hastaneler işletme mantığında yönetilecek ve özelleşmiş olacak. Kararname ile birlikte üniversite hastanelerine giden hasta ve hasta yakınları, hekim bulmakta zorlandıklarını ve tedavilerinin aksadığını belirterek “Hükümetin ne yaptığını anlamakta zorluk çekiyoruz. Ameliyat için aylarca sıra bekliyorduk, bu gidişle işimiz daha da zorlaşacak” diyerek sistemi eleştirdiler.
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören, KHK ile birlikte muayenehanesi olan ve çoğu tecrübeli olan öğretim üyelerinin hasta bakması, ameliyat yapması gibi gelir getirici işleri yapamayacağı için üniversite hastanelerinde ciddi anlamda gelir kaybı yaşanacağı ve hastanelerin çökeceğini söyledi. Gören, üniversite hastanelerinin zarar etmeye başlamasının ardından Sağlık Bakanlığı’ndan yardım istemek zorunda kalacağını ve işbirliğine gidileceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Birkaç ay önce Sağlık Bakanlığı ile üniversite hastaneleri arasında “İşbirliği yönetmeliği” çıktı. Nüfusu 850 binin altında olan yerlerde, bakanlık ile üniversite hastanesinin ortak çalışması zorunluluğu getirildi. 850 binin üzerinde olan yerlerde iuse üniversite hastanesinin istemesi durumunda bakanlık ile işbirliğine gidileceği belirtildi. Maddi yönden sıkıntı içine giren üniversiteler, önümüzdeki günlerde bu işbirliğine gitmek zorunda kalacak. Üniversite hastaneleri, bakanlık hastanesine dönüşecek. Sağlık Bakanlığı teşkilatını değiştiren, Kamu Hastane Birlikleri Yasa tasarısını içeni alan ve 3 Kasım’a kadar çıkması beklenen yeni bir KHK var. Bu kararname çıkınca Sağlık Bakanlığı ile birleşen üniversite hastaneleri ticari işletmeler gibi yönetilecek. Bakanlık hastaneleri kar eden bir kuruluş olarak görecek, tıp eğitimi aksayacak, nitelikle sağlık hizmetinden söz edilemeyecek. ”
Hekim emeği ucuzlaştırılacak
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Tunçalp Demir ise asıl yapılmak istenenlerin “hekim işgücünü ucuzlatmak, değersizleştirmek” olduğunu söyledi. Demir, “Kamu Hastane Birlikleri Yasa tasarısını içine alan KHK’nın çıkması çıkması ile üniversite hastanelerindeki hekimlerin çoğu özel hastanelere gidecek, özel hastanelerde hekimlerin fiyatları düşürecek. Bu durum büyük hastane zincirlerine yarayacak. Hastalar yapılanların şuan iyi olduğunu düşünüyor ama uzun vadede üniversite hastaneleri çökecek, özelleşecek” dedi.
Hastalar perişan
Birçok hastanın kararnameden haberdar olmadığı dikkat çekerken, uygulamadan mağdur olan hasta ve hasta yakınları da “Artık üniversite hastanelerinde ameliyat olmamız, muayene olmamız neredeyse imkansız hale gelecek. AKP, kaş yapayım derken, göz çıkarıyor” diyerek yakındılar. Hasta ve hasta yakınlarının görüşleri şöyle;
Semahat Saka: İÜ Tıp Fakültesi’nde MR’da yer yok. Randevu alamıyoruz, 5-6 ay sonrasına gün veriliyor. Kararnamenin ardından çok sayıda profesörün istifa ettiği söylendi. Benim doktorum da istifa edenler arasındaymış. Hiçbir doktora ulaşamıyorum. Biz hastalar ne olacak, ölecek miyiz?
Hasta yakını Özden Saka: Üniversite hastanelerinde çok nitelikli hekimlerin var ancak KHK sonrasında bu hekimler birer birer üniversiteden ayrılıyor. İstifaların ardından tedavimizi takip eden doktorları bulamıyoruz. Bu da tedavi sürecinde yeni bir hekimle karşı karşıya kalarak herşeyi sil baştan alıyor, tedavimi yavaşlatıyor.
Sevinç Doğulu: Zaten normalda sistem bozuktu, herşey daha da kötüye gidecek.
Fatoş Türkeli: İnsanlara baktığımda üzülüyorum, bu sistemden nasıl memnun olabilirler?
Mutlu Türkeli: Bundan sonra üniversite hastanelerinde nelerin yaşanacağını tahmin bile edemiyorum. Artık üniversite hastanelerinde değil muayene olmak, kapısından bile giremeyeceğiz.
Sağlık Bakanlığı hastanesi ile birleşen Marmara Tıp Fakültesi Hastanesi sıkıntılı.
Kiracı oldukları Altunizade’deki binalarının depreme dayanıksız olması nedeniyle 2010 yılının sonlarında Sağlık Bakanlığı Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesiyle birleşen Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesi, aslında uygulamanın bir örneğini oluşturuyor. Pilot uygulama olarak nitelendirilen MÜ Tıp Fakültesi’nde bir takım sorunların yaşandığı belirtildi. “Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyelerinden Bir Grup” imzasıyla yapılan açıklamada, özetle şu ifadelere yer verildi: “Taşınma öncesi modern bir hastane sözü verilmesine karşın halen ameliyathane, radyoloji, nükleer tıp, radyasyon onkolojisi gibi hastanenin birçok bölümü eski MÜ hastanesinden taşınan cihazlar ile yürütülmeye çalışılmakta veya hiç faaliyet göstermemektedir. Hastane için alınması gereken tıbbi cihazların ihaleleri aradan geçen yaklaşık bir yılda yapılmadı. Ameliyathaneler, servisler eksik ve niteliksiz malzeme ile yürütülmeye çalışılmakta. Bir üniversite hastanesinin en önemli görevi eğitim ve araştırma iken, Sağlık Bakanlığı bu hastaneyi bir hizmet hastanesi olarak görmekte, buna zorlamaktadır. Artan iş yükü ve uygulanan performans sistemi tüm eğitim hastanelerinde olduğu gibi eğitimi ve sağlık hizmetinin niteliğini olumsuz olarak etkilemektedir.”