Haşdi Şaabi’ye Papa onayı

Papa’nın Irak ziyareti Ayetullah el Sistani üzerinden İran’ın Irak’ta olumsuz rol oynadığı iddiasının Vatikan tarafından çok da ciddiye alınmadığının ifadesidir. Hıristiyan-Sünni diyaloğu hep görünür durumda ama on yıllardır süren bir de Hıristiyan-Şii diyaloğu bulunuyor. Yani el Sistani ile Papa görüşmesi sürpriz bir buluşma değil.

Mustafa K Erdemol

Papa Françesko’nun Irak ziyareti öncelikle “neden şimdi?” sorusuyla birlikte değerlendirilen, verilen yanıtla da çeşitli yargılara varılan bir ziyaret oldu. Irak’ta onca kan dökülürken neden böyle bir ziyaret gerçekleştirmediği soruldu Papa’nın.

Bunun güvenlikle ilgili olduğunu belirtip Papalık’ın Irak’a ilgisinin yeni bir olgu olmadığını, çok önceden de bu tür bir gezinin planlandığını anımsatalım. Eğer Saddam Hüseyin döneminde iptal edilmeseydi, Irak’ı 2000 yılında Vatikan tarihinde ziyaret eden ilk Papa, 2. Jean Paul olacaktı.  XVI. Benedict de Irak’a davet edilmiş, ancak o da benzeri bir gerekçeyle ziyareti gerçekleştirememişti. Bu tarihi ziyaret Papa Françesko’ya nasip oldu. Ayrıca Papa’yı Irak Cumhurbaşkanı Barham Salih’in “ülkenin iyileşmesine yardımcı olacağını umarak” Temmuz 2019'da davet ettiği de unutulmamalı.

Neden önce değil de şimdi gitti sorusunun anlamlı olmadığını belirterek ziyaretin neden önemli olduğunu ifade edelim. Birincisi Irak Hıristiyan dünyası için son derece önemli bir bölge.  İbrahim ile Yunus peygamberlerin yurdu. Aynı zamanda ilk Hıristiyanların Eski Ahit’te de belirtildiği gibi sürgün edildiği bir coğrafya. Bundan ötürü özellikle,  ülkenin içine sokulduğu kaos döneminin başlangıcından beri Iraklı Hıristyanlar Vatikan tarafından unutulduklarını düşündüler. Bu düşünce Vatikan’a yönelik ciddi bir güven kaybına yol açtı. Irak Hıristiyan Yardım Konseyi'nin kurucusu ve Başkanı Juliana Taimoorazy’nin dediğine göre son yirmi yılda 1,25 milyon Iraklı Hristiyan'ın ülkelerinden kaçtı. Şu anda Irak’ta küçük bir Hristiyan nüfus olduğu tahmin ediliyor. Bu gecikmiş ziyaret unutulmuş Hıristiyanların anımsandığı anlamına da geliyor. 

HANİ TERÖRİSTTİ?

Siyasi olarak mesajı ise çok daha çarpıcı bu ziyaretin. Şimdi 90 yaşında olan, Irak’ın bütünlüğü konusundaki ısrarlı çabaları ”düşmanları”nca bile kabul edilen Şii lider Ayetullah el Sistani’ye de tüm Katolik dünyada bir itibar teslimi oldu ziyaret. Yanlış bir biçimde İran yanlısı olduğuna inanılan, ancak İran’a mesafeli olduğunu İran’ın bile zaman zaman sitem ederek dile getirdiği el Sistani, Irak’ta IŞİD’e karşı mücadele veren Haşdi Şaabi milislerinin de manevi lideri. Milislerine Hıristiyanlar da dahil olmak üzere azınlıkları koruma görevi veren biridir el Sistani. Dolayısıyla Papa’nın el Sistani’yi ziyaret etmesi, ABD tarafından  (elbette müttefiklerince de) terörist olarak değerlendirilen Haşdi Şaabi’nin Vatikan tarafından öyle görülmediğinin de dünyaya ilanı oldu. Bu ziyaret el Sistani üzerinden İran’ın da Irak’ta iddia edildiği gibi olumsuz rol oynamadığına inanıldığının ifadesidir. İran’ın bu ülkede/coğrafyada inkar edilemez bir etkisinin olduğunu bu görüşmeden daha iyi ne ortaya koyabilirdi?

Vatikan’ın sorunlu Müslüman bölgelerde halen süren bir Hıristiyan-Sünni diyaloğu var. Anımsatalım; Papa 2019'un başlarında Birleşik Arap Emirlikleri'ne yaptığı ziyaret sırasında, El Ezher İmamı ile "Dünya Barışı ve Birlikte Yaşamak İçin İnsan Kardeşliği Belgesi" başlıklı önemli bir belge imzalamıştı. Bu tarihten iki ay sonra da Fas Kralı ile Kudüs'te bir Temyiz Anlaşması yapmıştı. (Irak gezisinden buna benzer bir belge çıkacak mı, göreceğiz tabii).

HIRİSTİYAN-Şİİ DİYALOĞU DA VAR

Atlanan olgu şu; Hıristiyan-Sünni diyaloğu hep görünür durumda ama on yıllardır süren bir de Hıristiyan-Şii diyaloğu bulunuyor. Yani el Sistani ile olan görüşme sürpriz bir buluşma değil. Papa’nın Irak’a ziyaretinin dini boyutunu ise hem kardeş kiliseler arasında ekümenik düzeyde hem de Hıristiyan- Müslüman ilişkileri bağlamında dinlerarası diyaloğ çabası oluşturuyor. Bu çabanın, Erdoğan ne kadar tersini söylerse söylesin, ABD ne kadar Iraklı Şii milisleri terörist olmakla suçlarsa suçlasın onlar tarafından onaylandığını da gösteriyor.

En somut mesaj da Irak’ın artık güvenli bir ülke olduğunun kanıtlanmasıdır. Papa Françekso’nun daha önce de planladığı ancak güvenlik nedeniyle sürekli ertelediği geziyi, hala var olan kimi zorluklara rağmen gerçekleştirmiş olması bunun kanıtı sayılmalı.