Haritacı ve Kaşif: Piri Reis ile Kolomb

Cristof Colomb’un iyi bir entelektüel olduğu da söylenir. Piri Reis de öyledir. Tüm ömrünü denizlerde önce korsanlık sonra Osmanlı adına savaşa geçirtiği için, okumayla, yazmayla, çizmeyle işi olmaz sanılır. Sanan yanılır haliyle. Dünyanın günümüzdekilere en yakın haritasını ilk çizen kişi olduğu unutulmamalı.

Mustafa K. Erdemol- Cumhuriyet Pazar

Deniz insanları böyle demek ki. Kimilerine göre kendi çıkarı peşinde koşan bir maceraperesttir ama  Cristof Colomb’un iyi bir entelektüel olduğu da söylenir. Piri Reis de öyledir. Tüm ömrünü denizlerde önce korsanlık sonra Osmanlı adına savaşa geçirtiği için, okumayla, yazmayla, çizmeyle işi olmaz sanılır. Sanan yanılır haliyle. Dünyanın günümüzdekilere en yakın haritasını ilk çizen kişi olduğu unutulmamalı. Felipe Fernandez, o muhteşem Millennium adlı kitabında Piri Reis’ten “1513’de İstanbul’da yaptığı dünya haritasının batı bölümü mükemmeldir” diye söz eder. İki dünya harikası bırakmıştır geride. Bir de bugünkü denizciliğin de temellerini atan kitaplardan sayılan Kitab-ı Bahriye adlı kitabı. Mısır Beylerbeyi Mahmut Paşa tarafından 1554’de idam edilmeseydi kim bilir neler kalacaktı ondan günümüze.


Okumadan yapılacak işler değildir bunlar. Yani ayakları karayı fazla görmeyen bu insanlar buldukları her yazılı kağıdı okuyup bilgi edinirlerdi. Denizlerde gördüğü her ayrıntıyı ceylan derisi üzerine ilmik ilmik işleyen Piri Reis, yaşadığı zamanın gelişmelerini de bilirdi elbette. Colomb’dan haberi vardı örneğin; ondan “Ceneviz’den bir kafir, adına Kolonbo derlermiş” diye söz eder. Colomb’un Hint seferini bilgi dolaşımının çok ama şok yavaş olduğu o dönemde doğruya yakın olarak anlatır notlarında. Colomb’un Amerika’nın keşfi sırasında kullandığı haritalardan günümüze kalan olmamıştır derler. Piri Reis çizdiği dünya haritasında Colomb’un haritalarından da yararlanmıştır.


Haritası hep ilgi çekti…


Piri Reis’ten söz etmemin nedeni Gülşah Çeliker’in A7 Kitap’tan çıkan romanı “Haritacı ve Kaşif”. Çeliker, aslında meraklı olduğu denizcilik tarihine ilişkin yoğun okumalarından, araştırmalarından süzerek yazmış bu kitabı. Tabii ki roman mantığı içerisinde, birbirleriyle hiç karşı karşıya gelmemiş olan Piri Reis ile Colomb’u romanında buluşturarak hoş bir öykü kurgulamış. (Piri Reis’in Kolomb’un seferlerine katılmış bir komutanla konuşmuş olduğunu biliyoruz tabii). Çeliker’in yer yer belgesel tadındaki anlatımının okuma heyecanını arttırdığını söylemeliyim.

Tarihi olaylara yaklaşırken, romancı elbette dilediği gibi kurgulayabilir öyküyü. Kurgu olanın dışındaki diğer bilgilerin tarihi gerçeklere dayanması elbette şart. Çeliker bunu hayli başarmış.  Piri Reis birçok yazarın ilgisi çekmiş tarihi bir kişilik. Sadece ait olduğu coğrafyanın sanatçıları yazıp çizmiş değil hakkında. Batılıların da ilgisini üzerinde toplamıştır. Allan W. Eckert, örneğin. “The Hap Theory” adlı kitabında dünyanın sonunun geldiğini anlatır. İleride olur da hayat yeniden başlarsa diye Kenya’da bir depoya ABD bayrağı ile Amerikan Özgürlük Belgesi’nin yanı sıra Piri Reis’in dünya haritasını da koyar.


Bizde Piri Reis’le ilgili akademik yayın pek azdır. Afet İnan’ın yazdığı bir kitap vardır ama elbette bu yeterli sayılmaz. Çeliker, romanına konu ederek dünya tarihinin bu büyük denizcisini hiç değilse edebiyatta yeniden canlandırmış. Denizciliği, elbette tarihi de sevenlere öneririm.