Hanzade Doğan Boyner, BM'de konuştu
Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü vesilesiyle Birleşmiş Milletler'de bir konuşma yapan Hanzade Doğan Boyner: “Cinsiyet eşitliğini sağlamak için kadınlarımızı ve kızlarımızı bilimde güçlendirme çabalarını artıracağız"
cumhuriyet.com.trHanzade Doğan Boyner, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kraliyet Bilim Akademisi Uluslararası Kurulu Üyesi Prenses Dr. Nisreen El-Hashemite başta olmak üzere birçok üst düzey devlet ve sivil toplum temsilcisinin katılımıyla yapılan açılışta bir konuşma yaptı ve 'Ekonomik Güçlendirmede Eşitlik ve Denklik: Çok Paydaşlılığın Etkileşimi' başlıklı oturumun moderatörlüğünü üstlendi. Hanzade Doğan'ın yönettiği üst düzey oturumda, BM Kadın Birim Sorumlusu Dr. Khetsive Dlamina ile BM Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ofisi Genel Sekreter Yardımcısı Atefeh Riazi konuşmacılar arasında yer aldı.
Konferansta yaptığı konuşmada, her alanda olduğu gibi bilim alanında da eğitime erişimdeki kadın-erkek eşitsizliğinin, eğitim sürecinde kadına uygulanan ayrımcılığın, eğitim sonrasında mesleki gelişimin önündeki engellerin ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan Hanzade Doğan Boyner, çözüm yolunda 'çok paydaşlı, uluslararası iş birliği yapılması' çağrısında bulundu.
Kadınların ve genç kızların, bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik eğitimi ve araştırma faaliyetlerine her seviyedeki katılımlarını teşvik etmek amacıyla 11 Şubat 2015 tarihinde ilan edilen 'Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü'nün 3.sü, bu yıl 8-9 Şubat tarihlerinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 'Barış ve Kalkınma için Bilimde Eşitlik ve Denklik' temalı iki günlük bir konferansla kutlandı.
Çeşitli bilimsel alanlarda kadınların önünü açmayı hedefleyen konferans, sürdürülebilir kalkınma için bilimde eşitlik ve denkliği ana gündeme taşımak için karar vericileri, profesyonelleri, sivil toplum ve özel sektörü bir araya getirdi. Bu yılki etkinliklere Türkiye'den Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner de üst düzey katılımcı olarak davet edildi. İki günlük konferansın önemli katılımcıları arasında, Genel Kurul 72. Oturum Başkanı Miroslav Lajcak, BM Genel Sekreteri António Guterres, 'bilim ve kadın' alanındaki çalışmalarıyla bu günün BM tarafından ilan edilmesinde önemli rol oynayan Kraliyet Bilim Akademisi Uluslararası Kurulu Üyesi Prenses Dr. Nisreen El-Hashemite ile Malta Avrupa ve Eşitlik Bakanı Dr. Helena Dalli gibi isimler yer aldı.
Prenses Dr. Nisreen El-Hashemite'nin yaptığı konuşma ile açılan oturumda, Dr. Nisreen "11 Şubat'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü kabul edilmesi kadınlar için şimdiye kadarki en iyi hediyedir. Birlikte, bilimde eşitliğe öncelik vermeliyiz, kadınları bilimde güçlendirerek dünyayı onur ve haysiyet içinde değiştirmek ve cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak için kadınlara desteklerimizi arttırmalıyız" dedi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres yapmış olduğu konuşmada, sistematik ayrımcılık nedeniyle kadınların araştırma ve geliştirme işlerinin % 30'dan azında bulunabildiğini ve önyargıların üstesinden gelmek için çaba gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi. Okul kitapları, diğer yayınlar ve reklamcılıkta erkek bilim adamlarının görünürlüğünün baskın olduğunu ve bunun değişmesi gerektiğini vurgulayarak, kızları ve kadınları bilimsel araştırma ve yenilikçi çalışmaların içine daha çok teşvik edilmesiyle ancak sağlıklı ve sürdürülebilir kalkınmanın olacağını bildirdi.
“Kadına yönelik kültürel önyargıları elbirliği ile aşmak mümkün"
BM Genel Merkezi'ndeki oturumda konuşan Hanzade Doğan Boyner, kadının bilimdeki rolünde yer alan kültürel engellerin ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı. “Kültürel önyargılar, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) konularını daha maskülen tanımlayan kalıplarla işliyor. Bu kalıp yargılar kız çocuklarımızı daha az yetenekli olarak göstererek, üstü kapalı veya belirgin mesajlar yoluyla fen ve matematiğe yönelmesini engelliyor. Bunların hiçbirinin doğru olmadığını biliyoruz. Bu tamamen kültürel bir koşullama, kültürel önyargı, kültürel kolaya kaçmadır. Geçmişten gelen bu kültürel kalıntılar cinsiyetlerinden dolayı kızların temel eğitimini inkar etmek kadar ilkel ve zararlıdır" şeklinde konuştu. Hanzade Doğan, dünyanın farklı yerlerindeki tablonun da Türkiye'dekinden çok farklı olmadığına ve uygulamada kadına yönelik ayrımcılığın hala devam ettiğine dikkat çekti.
Hanzade Doğan Boyner'den 'çok paydaşlı iş birliği' önerisi
Cinsiyet eşitsizliğinin devletlerin, özel sektörün, bilim camiasının, Birleşmiş Milletler bünyesindeki yetkililerin ve diğer paydaşların ortaya koyacağı çok paydaşlı iş birliğiyle ortadan kaldırılabileceğini vurgulayan Hanzade Doğan, sözlerine şöyle devam etti “Cinsiyet eşitsizliği, hükümetlerin de ötesinde bir meseledir. Sivil toplum ve bireylerin de bu süreçte aktif rol almaları gereklidir. Kadına yönelik ayrımcılıkta mevcut durum, kötümserliğe ya da eylemsizliğe kapılmak için bir neden değil! Değişim ancak çok paydaşlı iş birliğiyle mümkün olacaktır."
Hanzade Doğan Boyner, "1923 yılında, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin tanımlayıcı hedeflerinden birinin kadını toplumda arka plana atan kültürel normların ve algıların dönüştürülmesi ve bilimden sanata, kadının en ileri sosyal konulardaki rolünün siyasi olarak teşvik edilerek, yeni oluşan ulusal kimliğe katılmış olmasıdır. Günümüzde, dünyada olduğu gibi Türk toplumunda da kadının gelişimi için gidilecek yol vardır, bizde Aydın Doğan Vakfı olarak cinsiyet eşitliğini sağlamak ve kadınların ve kız çocuklarının sadece Türkiye'de değil tüm dünyada bilimsel çalışmalara katılımını teşvik ederek gelişim sağlamaları için tüm paydaşlarla beraber yakın çalışacağımızın taahhüdünü paylaşmak isterim" dedi.
Birleşmiş Milletler'e teröre karşı birleşme çağrısı
Konuşulan kültürel ve kurumsal sorunların, toplumsal düzen ve barış olduğunda anlamlı hale geleceğini belirten Hanzade Doğan Boyner, dünyanın barış ve ilerlemeyi engelleyen terör eylemleriyle tehdit altında olduğunun altını çizerek, özellikle kadın ve kız çocuklarının masum hedefler olarak terörizmden en çok etkilenenler olduğunu belirtti. Türkiye'nin mültecilere temel imkânlar sağlamak ve eğitim vermek için elinden gelen çabayı gösterirken, teröre karşı da ciddi uğraş verdiğini belirten Hanzade Doğan Boyner, Türkiye'nin halen ülkemize yönelik terör tehdidini bertaraf etmek için bir operasyon düzenlediğini vurgulayarak Birleşmiş Milletler aracılığı ile dünya toplumunu, terörizme karşı birlik olmaya davet etti. Bu birliğin sadece barış ve istikrarı sağlamak için değil, aynı zamanda da insan hakları ve kadın hakları için birleşmeleri gerektiğini bildirdi.
“Kız çocuklarının bilime teşvik edilmesi şart"
Aydın Doğan Vakfı'nın konu hakkında yaptığı çalışmalardan da bahseden Hanzade Doğan Boyner, “İmkanları az olan kız çocuklarına burs yardımı sağlamak ve kız öğrenci yurtları yapmanın yanı sıra bilimde kız çocuklarına karşı olan önyargıların üstesinden gelmek için çalışıyoruz. Kızları bilime teşvik etmek adına, mühendislik dallarında kızlar için üniversite burs programları düzenliyoruz" diyerek sözlerini şöyle tamamladı: “Kız çocuklarının biyolojik olarak bu alanlarda yeteneklerinin olmadığı yanılgısını ve buna benzer mitleri aşmamız gerek. Okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin kız öğrencileri bu alanlarda kariyer edinmeleri yönünde daha fazla teşvik etmesi gerekmektedir. Ailelerin daha iyi bilgilenmelerini sağlamalıyız, böylece anne babalar kız çocuklarına daha fazla destek verebilirler."
AYDIN DOĞAN VAKFI'NIN ULUSAL VE ULUSLARARASI ÇALIŞMALARI
Özellikle genç kızların eğitimi, Aydın Doğan Vakfı'nın kuruluşundan bugüne kadar misyon edindiği, öncelikli destek alanlarından biri olmuştur. ADV eğitime yapılan destek ve teşvikler ile hem ekonomiye ve nitelikli işgücü gelişimine katkı yapmak hem de genç kızlarımızın topluma üretken bireyler olarak katılmasını sağlamaya devam etmektedir.
Mühendislik ve hukuk okuyan kız öğrencilere ve Baba Beni Okula Gönder yurtlarında kaldıktan sonra dört yıllık üniversiteleri kazanan kız öğrencilere verilen üniversite bursları, özel mentorluk programı ile üniversiteli kızların profesyonel hayata hazırlanmasına destek olan Vakıf geleceğin güçlü kadın liderlerinin yetişmelerine katkı sağlamaktadır.
Aydın Doğan Vakfı, 2005 yılında Türkiye'nin en büyük eğitim seferberliği olan Baba Beni Okula Gönder'in (BBOG) en büyük destekçisi oldu. Başta BBOG seferberliği olmak üzere, özel sektör ve devlet işbirliği ile yapılan çalışmalar sonucunda ilköğretimde kız erkek farkı yok denecek seviyelere inmesinde katkı sağladı. Vakıf, BBOG seferberliği kapsamında yaptırılan yurtlarda kalan kız çocukları için hazırlanan ve üniversite hazırlık süreçlerine yardımcı olmak üzere geliştirilen eğitim setleri, öğrencilerin gelişimleri ve doğru kariyer seçimleri için düzenlenen eğitimler, yurt yöneticileri ve öğretmenlerine verilen çeşitli eğitimler vermeye devam ediyor.
Aydın Doğan Vakfı ayrıca, eğitim ve kadın konularıyla ilgili derinlemesine araştırmalar yapan kurumları desteklemekte çeşitli araştırma çalışmaları yaparak, ulusal ve global platformlarda sonuç odaklı girişimlerle örnek oluşturmaktadır.
Aydın Doğan Vakfı Bursiyeri Betül Özyılmaz New York'ta
Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü vesilesiyle Birleşmiş Milletler'deki oturuma Aydın Doğan Vakfı bursiyeri ve misafiri olarak katılan Betül Özyılmaz Aydın Doğan Vakfı'nın da sağladığı finansal ve sosyal destek ile Washington DC'de Amerikan Üniversitesi'nde Sosyal Inovasyon ve Etki üzerine yüksek lisans yapma fırsatını elde etmiştir. Akademik çalışmalarına devam eden Özyılmaz, Aydın Doğan Vakfı'nın ona kazandırdığı kadın girişimciliği ekolü ve motivasyonu ile Türkiye'de toplumsal kalkınma odaklı girişimlere fon desteği sağlayan İlk Adım Fonu'nu 3 arkadaşıyla beraber kurarak Türkiye'ye katkı yolunda ilk adımlarını öğrencilik aşamasında atmaya başladı.