Hani herkesin cumhurbaşkanı olacaktın?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin startını Samsun'da verdi. Erdoğan herkesin cumhurbaşkanı olacağım demişti. Ancak Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı gibi değil parti lideri gibi konuşarak yine CHP ve MHP'ye yüklendi.
cumhuriyet.com.trBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan 1 Temmuz'da yaptığı konuşmada herkesin Cumhurbaşkanı olacağını söylemiş ve CHP ve MHP'lilerden açıkça oy istemişti. Başbakan konuşmasında "Bize oy versin ya da vermesin herkesin cumhurbaşkanı olacağımdan kimsenin endişe olmasın. Milletin birliğinin yanında, ulusal güvenliğimizi tehdit eden tüm girişimlere karşı cumhurbaşkanının birincil derecede görevi vardır. Paralel devlet yapılanmasına asla müsamaha göstermeyeceğiz. Ülkemizin bağımsızlığını hedef alan bu maşa örgütle en üst düzeyde mücadele etmeye devam edecek ve bu mücadeleden zerre kadar taviz vermeyeceğiz" demişti.
İŞTE BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN 1 TEMMUZ'DA ADAY TANITIM TOPLANTISINDA YAPTIĞI KONUŞMA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Samsun'daki mitingdeki yaptığı konuşmaya, "Bugün Samsundan yeni bir tarihi başlangıca çıkıyoruz" sözleri ile başladı. Büyük bir başlangıcın ilk adımını attıklarını kaydeden Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı seçimini Samsundan başlatıyoruz. 95 yıl önce19 Mayıs 1915'te Gazi Mustafa Kemal Samsun'a ulaştı. Samsun'da istiklal mücadelesinin ilk adımını attı. 95 yıl sonra işte o adım kadar önemli bir adımı yeni Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçimini Samsun'dan başlatıyoruz. 95 yıl önce olduğu gibi yine samsundan bismillah diyoruz kutlu bir yolculuğu başlatıyoruz" dedi.
'BİZ ADAYIMIZI ÇIKARINCA HEMEN BU ENGELLER ÇIKTI'
2007 yılında Türkiye Cumhuriyetinin 10'uncu cumhurbaşkanının görev süresinin dolduğunu kaydeden Erdoğan, "11'inci cumhurbaşkanı seçmek için hazırlıklara başladık. TBMM'de en fazla milletvekiline sahip bir parti olarak yani AK parti olarak adayımı şu anki cumhurbaşkanımız Abdullah Bey'i sunduk. Her şey Anayasaya uygundu, yasalara uygundu. Daha önce rahmetli Turgut Özal nasıl seçildiyse, Demirel nasıl seçildiyse, Ahmet Necdet Sezer nasıl seçildiyse, aynen onların seçilme şartlarına uygun olarak bizde şuanda cumhurbaşkanımız olan Abdullah beyi sunduk. Her türlü hileye başvurdular. Dediler ki Bu işin üçüncü turu falan yok 367 ve 367 ile önümüzü kesmek istediler. Hukuku çiğnediler, hukuku katlettiler. Bizim cumhurbaşkanı seçmemizi engellediler. O gün bunları çok konuştuk. Biz adayımızı çıkarınca hemen bu engeller çıktı. Önümüze 367 engelini getirdiler" şeklinde konuştu.
'22 TEMMUZ 2007'DE MİLLETTEN GEREKEN CEVABI ALDILAR'
Ogünlerde bir de bildiri yayınlanarak tehdit edilmek istendiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık. Bu kadroların bu tür tehditlerden kokmayacağını bilmiyorlardı. Bu huysuzluk, bu zorbalıklar karşısında boynumuzu eğmedik. Kaderimize razı olup yapılanları sineye çekmedik. Milletin emanetinin emanetini orada zorbalara, hukuksuzlara, demokrasiyi gasp edenlere teslim etmedik. Hemen erken seçim kararı aldık. 'Kararı millet versin' dedik. 'Millet sandıkta sözünü söylesin' dedik. Türkiye'yi 22 Temmuz 2007'de Genel Seçimlere taşıdık. Sonuç ne oldu. 2002'de milletimiz bize yüzde 24 oy vermişti. 2007'de milletimiz daha güçlü sahip çıktı yüzde 47 oy verdi. Hukuksuzluk yapanlar, zorbalığa özenenler, 22 Temmuz 2007'de milletten gereken cevabı aldılar."
'İLK KEZ MİLLET, BAŞKANINI, DEVLETİN BAŞINI, CUMHURUN REİSİNİ, BAŞKOMUTANINI SEÇECEK'
Bu durumun ardından hemen Anayasa değişikliğine gittiklerini belirten Erdoğan, "Meclis'te değiştirdiğimiz Anayasa dönemin cumhurbaşkanından geri döndü. Bir kez daha oyladık, Meclis'te kabul edildi, ikinci defa veto edemeyeceği için Anayasa Mahkemesi'ne iptal başvurusunda bulundu. Mecburen değişikliği halk oylamasına götürdük. 21 Ekim Anayasa değişikliği sizin yani milletin taktirine sunuldu. Anayasa değişikliği ile biz ne dedik? 'Cumhurbaşkanını halk seçecek' dedik. 'Cumhurbaşkanları 5+5 olmak üzere iki dönem görev yapar' dedik. Bunu sizin taktirinize sunduk. Siz ne dediniz? Yüzde 69 oranında 'evet' dediniz. Türkiye yeni bir dönemi başlattı. İşte 10 Ağustos'ta bu ilk seçim gerçekleşecek. Artık vekiller cumhurbaşkanını seçmeyecek asiller seçecek yani millet seçecek. İlk kez millet cumhurbaşkanını seçecek, başkanını seçecek. Devletin başını, cumhurun reisini Başkomutanını yani Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanını 10 Ağustos'ta sizler belirleyeceksiniz" diye konuştu.
'BU CHP'NİN GEÇMİŞİ KARANLIKTIR, KARANLIKTIR'
Gazi Mustafa Kemal'den sonra her Cumhurbaşkanlığı seçiminin Türkiye'de büyük hadiselere, büyük kriz ve kaoslara yol açtığını kaydeden Erdoğan şu ifadeleri kullandı: "10 Kasım 1938'de Gazi Mustafa Kemal hayata gözlerini yumdu. Bir gün sonra 11 Kasım 1938'de askerler TBMM'yi kuşattılar. TBMM'ye ne dediler; 'Ya İsmet İnönü'yü seçersiniz, ya da Meclis'i kapatırız' dediler. İsmet İnönü tehditle Cumhurbaşkanı seçildi. 1961'de 27 Mayıs darbesini yapanlar aynı şekilde yine tehditle Cemal Gürses'i seçtiler. Burada jenerasyon buradaki ismi tanımayabilir. Ali Fuat Başgil. Merhum Başgil Samsun'lu. 1893 yılında Çarşamba'da doğmuş. 1 Dünya savaşında 4,5 savaşmış. Ardından 1961'de cumhurbaşkanlığına aday oldu. Darbeyi destekleyen CHP onun Cumhurbaşkanı olmasını istemedi. Bu CHP'nin geçmişi karanlıktır, karanlıktır. Başbakan vekili bir General, Başgil'i tehdit etti. General tabancasını çıkarıp masanın üzerine koydu. 'Mezarın bile hazır, aday olursa hayatını bile garanti edemeyiz' dedi. Başgil mecbur adaylıktan çekildi ve gurbete gitti. Ben ailesini Lozan'da ziyaret etmiştim. 1980 öncesi seçimlerde nasıl kör düğüm olduğunu hatırlarsınız. 12 Eylül 1980 öncesinde cumhurbaşkanlığı seçimlerinin nasıl kör düğüm olduğunu, meclisin cumhurbaşkanı seçemediğini birçoğunuz hatırlıyorsunuz. Özal seçilmesi aynı şekilde tartışmalarla oldu. Abdullah beyin seçilmesi aynı şekilde engellemelerle karşı karşıya kalarak oldu. "
'EVET BİZ TARAFIZ'
Kendilerinin 75 yıldır devam eden bu tartışmalara son vererek gündemden kaldırdıklarını kaydeden Erdoğan, halkın cumhurbaşkanını seçmesini sağladıklarını söyledi. Milletvekillerini halkın belirlediğini ve bu vekillerle de hükümetlerin oluşturulduğunu kaydeden Erdoğan, "Öyleyse Cumhur reisi, Cumhurbaşkanını belirlemek sizin hakkınız. Devletin en üst tepesini kimin geleceğini belirlemek elinde silah olanların değil, elinde güç olanların değil, seçkinlerin değil, para babalarının değil bizzat milletin uhdesindedir. Onlar millete güvenmediler, milletin tercihlere itibar etmediler. Devleti temsil eden bir güç olarak cumhurbaşkanını koydular" diye konuştu.
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu CHP, MHP referanduma hayır dediler, biz evet dedik. İşte o yüzde 58'le yaptırdığımız referandumla anayasaya bireysel başvuruyu da biz getirdik. Bunlar karşı çıktılar. Şuanda Anayasa mahkemesine gitmek suretiyle bazı imkanlar yakalayanlar şunu bilmeli eğer AK Parti o referandumu yapmamış olmasaydı. Yüzde 58'le bireysel başvurunun önü açılmasaydı bunlar bugün dışarıya çıkamayacaklardı. AHİM'den çıkan kararların bu ülkede neleri işaret ettiğini biliyoruz. Biz ayrımları ortadan kaldırdık. Artık devlet ve millet kucaklaşıyor. Biz milletin tarafı olduk. CHP, MHP, HDP devletin tarafı oldular, farkımız bu. Taraf olacak mıyız diye soruyorlar, evet biz tarafız, milletin tarafındayız, devletin değil."
'SİZ HALKI REDDETTİNİZ, NASIL HALKTAN OY İSTEYECEKSİNİZ?'
Halkın seçtiği hükümetin, halkın seçtiği cumhurbaşkanı ile uyum içinde, iş birliği içinde, koordinasyon içinde Türkiye'yi idare edeceğini belirten Erdoğan, "İnşallah Türkiye'yi uçuracaklar. Sayın cumhurbaşkanımız Gül'le başka bir performans sergiledik. Eğer bu performansı daha önce yakalasaydık Türkiye farklı bir yerde olabilir. Bundan sonraki süreç inşallah inanıyorum ki milletin bizzat seçtiği cumhurbaşkanıyla çok daha farklı bir konuma ulaşacak. CHP demokrasinin karşısında oldu, hiçbir meselede halkın tercihlerini, halkın taleplerini önemsemediler, her zaman devleti tercih etti. Devletin safında statükonun yanında yer aldı. Halkın oyları ile hükûmetleri deviren darbeciler her zaman CHP'den destek aldılar.2007 yılında bizim cumhurbaşkanı seçmemize karşı oldu. Halk oylamasında değişikliğe hayır diyerek halkı da engellemeye çalıştılar. Bunlar hangi yüzle sizin karşınıza gelecekleri hangi yüzle halktan adayımız şu oy verin diyecekler. Siz halkı reddettiniz, nasıl halktan oy isteyeceksiniz. 1938'den bu yana millet düşmanlığını bugüne kadar taşıdılar. CHP, Cumhurbaşkanlığı siyasetin dışından olsun dediler, yanına MHP'yi de aldı, bazı zavallı figürleri de aldı adeta milletle alay ediyorlar. CHP, MHP cumhur reisi seçmenin değil statikoya bekçi seçmenin derdindeler. Bunu artık başaramayacaklar. Bu millet artık her seviyede, her kademede belirleyicidir. Bu istikameti sizler çiziyorsunuz. Sandığa gidiyor sadece vekilleri, sadece hükümeti değil cumhurbaşkanını belirliyorsunuz" ifadelerini kullandı.
'CUMHURUN BAŞI OLACAKSIN YAN GELİP YATACAKSIN BÖYLE BİR ŞEY OLUR MU?'
Artık, halkın takdiriyle cumhurbaşkanı seçilip ülkesine ve milletine Cumhurbaşkanlığı makamında hizmet etmeyi sürdüreceğini anlatan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Şundan emin olmanızı istiyorum Samsun 12 yıl boyunca nasıl hizmet gördüyse bundan sonrada hem şahsımın hem başbakanın gayretleri ile aynı şekilde hizmet görecek. Şimdi birileri şunu diyebilir; 'Cumhurbaşkanı makamı yol yapma makamı, havalimanı yapma makamı değildir.' Cumhurbaşkanı makamı havalimanlarını da, yolları da takip eder, milletin bütünlüğünü de takip eder. Cumhurun başı olacaksın yan gelip yatacaksın böyle bir şey olur mu? Durmak yok yola devam. Türkiye 12 yıl boyunca nasıl reformlar yaptıysa cumhurbaşkanlığı dönemimizde de kararlı yürüyüşlerine devam edecek. Ekonomiyi daha da büyüteceğiz, kardeşliğimizi da yücelteceğiz. Bugüne kadar yaptığımız gibi Türkiye'yi büyüteceğiz. Cumhurbaşkanlığı için ilk mitingimizi Samsun'da yapmamız tesadüf değildir. Samsun'u bilinçli olarak seçtik, bilinçli olarak ilk sıraya koyduk. Samsun ilk çok partili seçim denemesinde 1930'da CHP karşısındaki adaya yüzde 80 oy verdi biliyor musunuz?"
Kendisini dinleyenlerden 10 Ağustos'ta mutlaka sandığa gitmelerini isteyen Erdoğan, "Tatilde olanlar varsa arayın bulun, mutlaka gelsinler. Sandığınızda oyunuzu mutlaka kullanın. 10 Ağustos'ta tarih yeniden yazılacak, yeni Türkiye'yi daha güçlü bir şekilde inşa edeceksiniz. Samsun'da partimize verdiğiniz destek çok çok önemliydi. Bazıları farklı dedikodular çıkarıyor. Ben aranızdan ayrılmıyorum, hizmetlere ara vermiyorum, dinlenmeye çekilmiyorum. Tam tersine sizlere, ülkeme, milletime daha iyi hizmet edebilmek için bir üst makama aday gösteriliyorum. Yol arkadaşlığımız aynı şekilde devam edecek, sizlerle yeniden bir arada olacağız. Her saniyemizi bakanlarımızla, başbakanımızla bir arada geçireceğiz, hizmetle geçireceğiz. Sorumluluk makamı olarak görüyoruz. Türkiye'yi şaha kaldırmaya devam edeceğiz" diye konuştu.