Hamzaçebi: Seçim sistemi adil değil
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, mevcut seçim sistemi ve yarattığı sonucun adil olduğunu söylemenin mümkün olmadığını savunarak, yüzde 10 seçim barajına ilişkin, ''Sıfır şeklinde bir şey söylemiyoruz. Yüzde 5 olabilir veya oturulur tartışılır, bir başka oran üzerinde mutabakat sağlanır'' dedi.
cumhuriyet.com.trCHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Çekmeköy Sanayici ve İş Adamları Derneğinde (ÇEKSİAD), dernek üyeleri ile bir araya geldiği toplantıda yaptığı konuşmada, bir ülkede siyasi ve ekonomik istikrar olması gerektiğini ancak siyasi istikrarın öncelikli olduğunu ifade etti.
Siyasi istikrarın bir ülkede demokrasinin yerleşmesi ile ilgili olduğunu, demokrasinin ise sadece seçimler demek olmadığını vurgulayan Hamzaçebi, ''Demokrasiyi sadece seçimlere indirgersek yanlış veya eksik tanımlamış oluruz. Seçimler demokrasinin asgari şartıdır. Ama bir rejimde seçimlerin olması o rejimi demokrasi olarak adlandırmak için yeterli değildir'' diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasi, çok partili sistem, anayasa, anayasacılık konusunda çok büyük bir geçmişi olduğunu dile getiren Hamzaçebi, şunları söyledi:
''Türkiye'nin 1982 Anayasası, bir çok konuda revize edilmiş olmasına rağmen hala 1982'nin yani o dönemin olağanüstü şartlarının izlerini taşıyan bir anayasadır. Bireyin, insanın önceliklerini ve özgürlüğünü biraz daha ikinci plana atan, devleti önceleyen, devletin ihtiyaçlarını öne çıkaran bir anlayışa sahiptir. Son yapılan referandumla kabul edilen anayasa ise 26 maddelik bir anayasa değişikliğiydi. Hatırlarsanız, özellikle yargı ile ilgili hükümleri açısından, 1982'nin ilerisine gitme şeklinde bir iddiayla yola çıkmış olmasına rağmen, getirilmiş olan düzenleme 1982'nin ilerisine Türkiye'yi götürmemiştir.''
Hamzaçebi, anayasa yapılırken hedefin daima özgürlük, insanın özgürlüğü olması gerektiğini vurgulayarak, çağdaş anayasacılığın da insanin özgürlüğü karşısında devletin gücünü sınırlayan anayasacılık demek olduğunu kaydetti. Anayasaları hükümetin değil milletin yapacağını kaydeden Hamzaçebi, hiç bir siyasi partinin ''benim anayasa taslağım şu'' diye ortaya çıkmaması gerektiğini ifade etti.
12 Eylül'de yapılan halk oylaması ile kabul edilen yargı ile ilgili anayasa değişikliğinin, AB'ye uyum çerçevesinde yapıldığının iddia edildiğini ama bu düzenlemelerin AB'nin gerisinde olduğunu belirten Hamzaçebi, ''İnsanın özgürlüğü esastır. O zaman örneğin HSYK'da bir düzenleme yapıyorsanız, insanın özgürlüğünü gözeten bir düzenleme olmalıdır. Eğer AB'ye yani demokrasinin kökleştiği, kurumsallaştığı ülkelere uyum sağlama amacıyla bu düzenleme yapılıyorsa, orada adalet bakanlarının veya yürütmeden herhangi bir kişinin bu kurulun başkanı olmadığını bilmeliyiz. Oysa bizde daha geniş tabanlı temsil derken, eski yanlış yapıyı düzelteyim derken, eski yapının doğru olduğunu hiç bir zaman söylemiyoruz, Adalet Bakanını orada muhafaza ediyorsanız, orada yargıya hakim olma düşünceniz vardır demektir'' şeklinde konuştu.
Hamzaçebi, bu nedenle 12 Eylül 2010 referandumunda insanın özgürlüğü, bireyin özgürlüğü adı altında sunulan paketin, insanın özgürlüğünü sınırlamak için hükümetin elini güçlendiren maddelerle doldurulduğunu, bugün insanın eksiye kıyasla daha özgür olduğunu söylemenin mümkün olmadığını söyledi.
''Siyasi partiler kanunu mutlaka değişmeli''
Siyasette gerçekten demokratikleşebilmek için, demokrasiyi kurabilmek için yapılması gereken bir kaç şey daha olduğunu dile getiren Hamzaçebi, şunları kaydetti:
''Siyasi Partiler Kanunu mutlaka değişmelidir. Kanun, seçmenin, vatandaşın iradesinin siyasi partilere yansımasını sağlayacak şekilde düzenlenmelidir. Siyasi partiler bu şekilde değişmelidir. Seçim barajının mutlaka düşürülmesi gerektiğini söylüyoruz. 1982 Anayasası'nın öngördüğü bir ilke var. 'Yönetimde istikrar, temsilde adalet'. Bunu önemsiyoruz, bu mutlaka olmalı. Ancak yüzde 10'luk baraj, temsilde adaleti bir kenara atan bir sonuç yaratıyor ve bu barajı aşmak için bazı siyasi partiler bağımsız adaylar göstermek suretiyle parlamentoya giriyor.
Sonuçta eğer insanlar, partiler dolanarak Meclis'e giriyorsa onları dışlamanın gereği yok. Parlamento ne kadar bütün siyasi fikirleri kucaklarsa, temsil ederse o kadar meşru olur. Aksi takdirde parlamentonun meşruiyeti tartışmaya açılmış olur. 2002 seçimleri ile oluşan Parlamentoda 2 parti vardı. 2 partinin oy oranı yüzde 55'ti. Adalet ve Kalkınma Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi. Seçmenin yüzde 45'i parlamentoda yoktu. Şimdi bu seçim sisteminin bunun yarattığı sonucun adil olduğunu söylemek mümkün değil. Bu mutlaka değişmeli. Sıfır şeklinde bir şey söylemiyoruz. Yüzde 5 olabilir veya oturulur tartışılır, bir başka oran üzerinde mutabakat sağlanır.''
2023 hedefleri
Hamzaçebi, ekonomide Türkiye'nin potansiyelinin iyi değerlendirilmediğini savunarak, ''Bize anlatılan, söylenen büyüme senaryoları, büyüme konusunda ortaya konulan görüşler Türkiye'nin potansiyelini yansıtmıyor'' dedi. 2023 Türkiye'si için yüzde 6 oranında işsizlik, kişi başına 33 bin 500 dolarlık gelir, 650 milyar dolarlık ihracat hedefi olan bir tablo ortaya koyduklarını anlatan Hamzaçebi, bu programda borç stokunun milli gelire oranının yüzde 40'ın altında, enflasyonun yüzde 5'ler seviyesinde gerçekleşeceğini, hedeflerinin bu olduğunu söyledi.
Hamzaçebi, 2023'e kadar yüzde 7'lik bir büyüme öngördüklerini dile getirerek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde de yüzde 9.5 oranında bir büyüme hedeflediklerini anlattı. İstihdama bakıldığında buradaki sonucun iyi olmadığını gördüklerini anlatan Hamzaçebi, ''İstihdam yaratamıyor bu politika. Sayın Başbakan dahi işsizliği azaltma konusunda başarılı olamadıklarını geçmişte itiraf ettiler. O tablo değişmiş değil'' diye konuştu.
Hamzaçebi, 2002 yılında yüzde 10.3 olan işsizlik oranının 2010 yılı için yüzde 11.9 olduğunu ifade ederek, işsizliğin arttığını, AK Parti'nin 2023 için yüzde 5 oranında bir işsizlik hedefi koyduğunu ve bunu kesinlikle gerçekçi bulmadığını söyledi. Şimdi ''Türkiye ekonomisi büyümek için cari açık vermek zorundadır'' şeklinde bir şey söylendiğini dile getiren Hamzaçebi, bunun bir şehir efsanesi olduğunu, böyle bir şeyin olmadığını kaydetti.
Hamzaçebi, CHP'nin sosyal devlet çerçevesinde sundukları bir çok projesi olduğunu, bu seçime ''vatandaşın, ekonominin, toplumun hangi alanda hangi sorunu var ve bu soruna yönelik hangi çözümü ortaya koyuyoruz'' anlayışıyla hazırlandıklarını sözlerine ekledi.