Hamlet bile çözememiş
Afife’de ‘Bir Baba Hamlet’le ‘Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu’ ödülünü alan Murat Akkoyunlu ile Hamlet’ten gündeme uzanan bir sohbet yaptık. Akkoyunlu, “Hamlet bile çözememiş çürümüş şeyleri, sonunda herkes ölüyor. Ölene kadar hiç değilse refah bir ülkede yaşamamız gerekmiyor mu?” diyor.
Ceren Çıplak DrillatTiyatro sanatçısı Murat Akkoyunlu
22. Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri’nde ‘Bir Baba Hamlet’le ‘Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu’ ödülünü alan Murat Akkoyunlu sorularımızı yanıtladı.
-Öncelikle ödülle ilgili neler söylemek istersiniz?
Ödül yakamıza konan küçük bir broş. Demek ki doğru hamleler yapmışız, doğru projeler seçmişiz.
-Sizin yorumunuzla Hamlet’in derdi nedir?
Hamlet’in özünde anlatmak istediği şey çürümüş bir şeylerin olduğu... “Çürümüş bir şeyler var Danimarka Krallığı’nda” der. Bu çürümüş şey insan ilişkileri, ekonomik ilişkiler ve yönetimin çürümüşlüğü. Seyirci, bizim oyunumuzda Hamlet’in orijinal metni ile Hamlet’i oynamaya çalışan iki karakterin durumunu izliyor. Birbirine yardımcı olan ancak bir o kadar da Hamlet’i aksi yönlere çekmeye çalışan iki karakter var. Aslında seyirci bir biletle iki oyun izlemiş oluyor!
Yönetim problemi
-Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere’deki konuşmasında “Shakespeare eğer bugün hayatta olsa ve Hamlet adlı eserini tekrar yazsaydı inanıyorum ki Hamlet’e yine aynı şeyi söyletirdi: Dünyanın çivisi çıkmış” dedi.
Çok iyi yapmış. Tüylerim diken diken oldu şu an. Hayat, garip işte..
-Hamlet bir aydın, toplum düzenini değiştirmek isteyen toplum adamı. Ortaçağda yaşayan üniversiteli ama ruhen ve kafa olarak Rönesans insanı. “Dünyanın çivisi çıktı. Ne yazık ki o çiviyi yerine oturtmak bana düştü” diyen Hamlet’e katılıyor musunuz?
Hepimiz aynı fikirdeyiz ancak o çivinin nasıl yerine takılacağını bilmiyoruz. Bir şeylerin düzelmesi gerekiyor. Önümüzde seçimler var. İnsan kendi seçimleriyle var olur. Biz de doğru seçim yapmalıyız.. Hamlet bile çözememiş çürümüş şeyleri, sonunda herkes ölüyor. Ölene kadar hiç değilse mutlu ferah bir ülkede yaşamamız gerekmiyor mu? Herkes bunu hak etmiyor mu? Hâlâ Cumhuriyet olarak Rönesansımızı yaşamadık. Hep yakınıyoruz ama çare bulamıyoruz, sıkıntı bu. Bir yönetim problemimiz var o yönetim problemi Cumhuriyetten kaynaklanmıyor. Cumhuriyeti madde madde değiştirip 60’lardan bugüne siyasetçiler getirdi. Halk bunun tepkisini her zaman verdi ve bedel ödedi. Hayat dediğin şey çok önemli ama insanlar fikirleri uğruna hayatlarını kaybediyor. Enteresan durumlardan geçiyoruz.
-Bugün Hamlet’te oynamanız size ne kattı?
Ömrüm boyunca klasik Hamlet oynasam bile Hamlet’in kadın karakterlerini oynayamazdım. Bana böyle bir lüks sağladı bu oyun. Oyunculuk kariyerimde bunu hiç düşünmemiştim. 10 sene önce Hamlet’in kadınlarını oynamak ister misiniz diye sorsaydınız saçma gelirdi. Hamlet’te siyasi eleştiriler var, dolayısıyla günümüzle çok fazla örtüşüyor. Şekil ve model değiştiriyor her şey.
-Hamlet’te değersiz adamların en tepedeki mevkilere yerleşmiş olduğu, değerli insanların ise ayaklar altında eziliyor olduğu vurgulanır. Bugün de öyle mi?
Hep böyle deriz ama o değerli insanları o mevkilere çıkarmayız. Neden? Öyleyse bu bizim suçumuz. Bireysel olarak da toplum olarak bundan gocunuruz ama hep razı oluruz. Neden? Niyesini biz bu oyunda anlatıyoruz. Hamlet de anlatmış zaten çünkü kişisel egolar ve kişisel başka şeyler var. Hep yakındığımız şeyleri gözümüz kapalı onaylıyoruz.
-Peki Baba Sahne’de her şey yolunda mı?
Baba Sahne seyircinin desteğiyle ayakta duruyor. Biz zaten salon sıkıntısı olduğu için böyle bir adıma yönlendik. Şevket Çoruh deli değil ki! Kişisel paralarını kentsel dönüşüme yatırıp 8 ev alarak kiradan bir hayat sürebilirdi, ama parasını kentsel dönüşüme değil sanatsal dönüşüme çevirdi ve böyle bir paylaşıma sundu. Darısı çürümeye terk edilen Muammer Karaca’nın başına...
-Televizyon artık dizi kutusu oldu diyebilir miyiz?
Yayın gruplarına baktığım zaman özgürce işler yapabileceğim kanal yok. Kalıplaşmış işler var.
Hep maddi vaatler -Neden kariyeriniz komedi ağırlıklı gidiyor? Belki de enerji olarak, ruh hali olarak bu tür işleri yapabilen bir aktörümdür. Oyunculuk hayallerin olur, onları yakalamaya çalışırsın ama çoğu zaman hayatla örtüşmez. Yapmak istediğim şey bende kırılma noktası yaratacak işler. O yüzden belki beş sene sonra ekonomik gücümü sağlarsam kendim yaparım. -Türkiye gündemine dair neler söylemek istersiniz? Bireysel özgürlüğe inanıyorum. Fikir ve ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına karşıyım. Önümüzde seçimler var ama hepsi bir kitlenin temsilcisi, ama hep aynı, eski vaadleri duyuyorum. Maddi vaatler. Artık bunları aşmamız lazım. Söylem olarak da aşmamız gereken şeyler var. Kent insanı ile kırsaldakinin sorunu başka. Kırsaldaki adam ekemiyor, biçemiyor. Sıkıntısı bu. Kentteki adam aldığı her şeyi çok pahalıya alıyor. İkisinin arasındaki bağ kopuk.. Bu kopukluğu giderip ülkemizin refah seviyesinin yükselmesi hepimizin ortak amacı... |