Halkın Adı Yok (22.06.2012)
cumhuriyet.com.trTelevizyonlarda her gün birkaç açık oturum izliyoruz. Politikacılar, gazeteciler, tarihçiler, bilim insanları, iletişimciler, sosyologlar, siyaset bilimcileri, konuşuyor ve görüşlerini bildiriyorlar. Darbeler, faili meçhul cinayetler, suikastlar, yeraltından çıkarılan silahlar, kafatasları, örgütlü, örgütsüz yolsuzluklar, kaçakçılıklar ve her şey tartışılıyor. Sorumlular, suçlular aranıyor. Tartışmaların iktidar partisinin tüm toplumda ve medyada yarattığı baskı, tedirginlik ve ürkeklik içinde süregeldiği çok açıktır. Cumartesi Anneleri’nin haklı feryatları enine boyuna sergilenirken, aylardır, yıllardır suçlarının ne olduğu bilinmeden hapiste yatan 600 genç çocuğun, 100’e yaklaşan gazetecinin, yüzlerce ordu mensubunun, üniversite hocasının, milletvekilinin, iktidar muhaliflerinin, anası kardeşi bacısı anılmaya değer bulunmuyor. Sözü edilmeyen önemli, hem de çok önemli bir ülke gerçeğimiz de şudur: Çok partili düzene girişimizden beri halk çoğunlukla ve belki de planlı olarak, aydınlanmacı, bilimsel, laik bir eğitimden yoksun bırakılmıştır. Birey olmasına, bilinçlenmesine ve aklını kullanmasına izin verilmemiştir. Yıllardır geri kalmışlığımızın, çağdaşlığın gerisinde bulunuşumuzun önde gelen sebeplerinden biridir bu. Demokrasimizin gelişememesinde, günümüzün sorunlarında, bunca yıldır çağdaş bir eğitimden yoksun bırakılmış halkımızın durumu, halkın sosyal, ekonomik kültürel düzeyinin oynadığı rol hiçbir zaman söz konusu edilmemektedir. Oysa bence ilk aranacak suçlular halkı, her konuda pervasızca ve hatta kasıtlıca, ahkâm kesen, bugünün ayrıcalıklı konuşmacılarının gerisinde bırakanlar olmalıdır.