Halkı size yedirmeyiz!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, Meclis’te yapacağı konuşmayı 25 yıllık dostu Tahir Elçi ile hazırlamıştı. Tanrıkulu, “Siz zulmün başındaysanız, biz de mücadelenin daha başındayız. Bu halkı size yedirmeyiz” diyecekti.

Fırat Kozok

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır’da katledilen 25 yıllık dostu Tahir Elçi ile bir gece önce konuşarak hazırladığı Meclis konuşmasında, rutin hale getirilen sokağa çıkma yasakları ve medyaya yönelik baskılar üzerinden AKP’ye “Siz zulmün başındaysanız, biz de hak, hukuk, adalet ve insanlık onuru mücadelesinin daha başındayız. Bu halkı size yedirmeyiz” diye seslenecekti. Tanrıkulu, Meclis’te yapamadığı konuşmayı Cumhuriyet’le paylaştı. İşte o konuşmadan satır başları:

Çocukların içindeki yara

* Özür diliyorum: Bu konuşmamı karnındaki bebeğiyle birlikte 16 Kasım’da öldürülen Nusaybinli Selamet Yeşilmen’e ve dünya yüzü göremeyen bebeğine adıyorum. Bir siyasetçi olarak, bir insan hakları savunucusu olarak Selamet Yeşilmen ve doğmamış bebeğini koruyamadığım için şahsım adına özür diliyorum. Biliyorum, bu özür, esas özür dilemesi gerekenlerin, er veya geç hesap verecek olanların yüzünü kızartmayacak. Ama ben insanlık onurunu hiçe sayan bir iktidardan bu halkı koruyamadığımız için özür diiyorum zaten! Nusaybin’de sokağa çıkma yasağının 3. gününde infaz edilen Selamet Yeşilmen’in 14 ile 15 yaşlarındaki iki çocuğu, Fikret ve Sevcan da yaralanmıştı. Küçük yaşta annelerinin ölümüne tanık olan o çocukların içindeki yarayı ne yazık ki hiçbir hekim iyileştiremez.

* Halkına namlu doğrultan iktidar: Elbette temel insan haklarının en başı olan yaşam hakkını korumakla yükümlü olan siyasi iktidar hukuken de sorumludur. Ama ne yazık ki biz artık yurttaşına karşı namlu doğrultmaktan en ufak bir tereddüt duymayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Adalet bu iktidarın umurunda değil, hukuk ise zaten emrinde.

‘Başınız dik olacak’

* Dündar ve Gül’e sesleniyorum: Bunu, önceki gün sırf haber yaptıkları için Türkiye’nin yüz akı iki gazetecinin tutuklanmasında gördük. Bu vesileyle buradan sevgili Can Dündar ve Erdem Gül’e sesleniyorum: Siz o hapisten çıktığınızda başınız dik, alnınız ak olacak. Sizi o hapse sokanlar iktidara değil hukuka, insan haklarına, adalete saygı duyan yargıçlar karşısında hesap verecek.

* 67 kişi öldü: Sokağa çıkma yasakları süresince en az 67 kişi hayatını kaybetti. Bunların içinde örgüt üyeleri de var ama çoğunluğu sivil yurttaş. 7’den 70’e kadar kadını, çocuğu, yaşlısı, erkeğiyle... Fakat bunlarla ilgili tek bir soruşturma, tek bir kovuşturma yapılmış değil. Size açık söyleyeyim, son zamanlarda sokağa çıkma yasağı ilan edilen her yerde kendi yurttaşlarımızın bu meclise olan inancını, bu ülkenin siyasetine olan güvenini, bu ülkeye olan aidiyetini ve kader birliğini kaybetiyoruz.

* Aynısını yapıyorlar: AKP birkaç yıl önce Beşar Esad için ne söylüyorsa, şimdi kendisi aynısını yapıyor. Bu iktidar Temmuz ayından bu yana özellikle Kürt vatandaşlara alenen zulmediyor. AKP artık şehirleri boşaltıyor. Kalanlara da o şehri, sokağa çıkma yasağıyla zindanı yaşatıyor. Yani diyorlar ki, bu zulüm daha başlangıç. Ben de size açık söyleyeyim: Siz zulmün başındaysanız, biz de hak, hukuk, adalet ve insanlık onuru mücadelesinin daha başındayız! Bu halkı size yedirmeyiz, yedirmeyiz, yedirmeyiz!