'Hakaret aile terbiyeme uymaz'
Erzurum'un Tortum İlçesi'ne bağlı Bağbaşı Beldesi'nde yaptırılacak HES karşıtı eylemlere katıldığı gerekçesiyle hakkında 3 ayrı suçtan 9 yıl hapis istenen Leyla Yalçınkaya bugün hakim karşısına çıktı. CHP'li vekiller de Leyla'ya destek için Tortum'daydı.
cumhuriyet.com.trErzurum'un Tortum İlçesi'nde ki 'Ödük Vadisi'ne yapılmak istenen Hidroelektrik Santrali (HES) çalışmalarını protesto ederken kamuoyunca tanınan ve HES eylemlerinin sembol ismi olan Leyla Yalçınkaya hakkında, üç ayrı dava açıldı. Eylemler sırasında 17 yaşında olan Leyla Yalçınkaya hakkında Jandarma eri Abdullah Teke'ye hakaret; jandarma er Abdullah Teke'ye ise taş atarak yaralamak ve Jandarma er Abdullah Teke ile Adil Aldemir'e görevi yaptırmamak için direnme, kasten yaralama suçlamalarından çocuk mahkemesi sıfatıyla Tortum Sulh Ceza ve Asliye Ceza Mahkemelerinde davalar açıldı.
Yalçınkaya'nın Tortum Sulh Ceza Mahkemesinde çocuk mahkemesi sıfatıyla yargılanmasına başlandı. Davanın ilk duruşmasında CHP Milletvekilleri Melda Onur, Serdar Soydan, Emre Köprülü ve Veli Ağbaba ile Leyla Yalçınkaya'nın avukatlığını üstlenen Eşber Yağmurdeeli katıldı.
Adliyeye babası Kemal Yalçınkaya ile birlikte gelen Leyla, iddianamede yer alan suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Leyla Yalçınkaya, şikayetçi olan Jandarma eri Abdullah Teke'yi hiç görmediğini ve kimseye hakaret etmediğini bildirdi. Yalçınkaya, "Jandarmaya hakaret etmek, benim aile terbiyeme uymaz. İftira attılar. Öncelikle beraatımı talep ediyorum" dedi.
Mahkeme, müşteki Abdullah Teke için Ankara Sulh Ceza Mahkemesine yazılan talimatın beklenmesi, tanık jandarma er Hıdır Ökten'in zorla getirilmesine karar verdi. Duruşma, 10 Nisan'a ertelendi.
Yağmurdereli: Leyla bir figür
İstanbul Barosu Avukatlarından Tortumlu Eşber Yağmurdereli ise yaptığı açıklamada, "Leyla sadece bu olayda kamuoyuna yansıyan bir figür. Onun arkasında, yerinden yurdundan neredeyse yüzlerce yıldır yaşadıkları topraklardan ekonomik gerekçelerle koparılmak istenen binlerce aile var. Bu insanlar toprağa kutsal varlık olarak bakıyor. Bu sadece hukuk açısından değerlendirilecek bir şey değil, aynı zamanda çok daha önemli olarak insan hakları ihlal ediliyor. Leyla'nın yargılanmasında karşı çıkılan şey insanların kutsal saydığı toprakların elinden alınması meselesidir" dedi.
Malatya Milletvekili CHP'li Veli Ağbaba ise Tortum'da Erzurum Valiliği ile DSİ'nin örgütlü olarak suç işlediğini ileri sürdü. Ağbaba, "Biz bu çeteye karşı durmak için Leyla ile birlikteyiz. Burada bir suç örgütü var. Suç örgütü çevre bakanlığı, Erzurum valiliği, DSİ bir örgüt olarak suç işliyor. Erzurum'a Tortum'a insanlara karşı suç işliyor" dedi.
'Başbakan'ın dediği gibi velevki yapmıştır'
CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur ise bir çocuğun üzerine devletin yüklenmesine tanık olduklarını belirterek, "Bu çocuk ve ailesinin yaptığı tek şey yaşam hakkını savunmaktı. Tortum, sadece enerjiyle var olabilecek bir yer değil. Tarımıyla, yurt dışına yaptığı ihracatla, çevrenin soluk alabileceği bir yer olarak öne çıkıyor. Biz bu davada Leyla'nın yanında durmaya devam edeceğiz. Ben iddia edildiği gibi Leyla'nın o hakaretleri yaptığına inanmıyorum. Askeri taşladığına da inanmıyorum. Velev ki sayın Başbakan'ın dediği gibi yapmıştır. Olabilir. Kadınların yerlerde sürüklendiği ortamda meşru müdafaa, savunma vardır. Bunun karşılığı 9 yıl isteyen savcının biraz insaflı davranmasını isterdim" diye konuştu.
'Bu dava artık onur davasına dönüştü'
Leyla hakkında açılan davanın bir onur davası haline dönüştüğünü belirten Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan da, 17 yaşındaki Leyla ve 83 yaşındaki Nafiye Nine'nin geleceklerine sahip çıkma mücadelesi verdiklerini söyledi. Soydan, "Türkiye'de cezaya göre suç yaratılıyor. Bunun örnekleri çok. Cebinde yumurta taşıdığı için her yumurtaya 44 ay hapis cezası yiyen çocuk,poşu taktığı için 24 aydır cezaevinde kalan Üniversite öğrencileri, parasız eğitim talebiyle pankart açtıkları için yıllarca cezaevinde kalan Üniversite gençleri. Leyla'ya açılan bu dava onun için yadırganacak bir dava değil. Bu çivisi çıkmış adalet, kimi zaman Hopa'da kimi zaman Tortum'da karşımıza çıkıyor. Bunu yadırgamamak lazım. Aslında bu kararı verenler buradaki yargıçlar değil. Ankara'daki siyasi iradedir" diye tepki gösterdi.