Hak-İş ile Memur-Sen’e, üyelerine baskı yapmakla suçladığı diğer sendikalardan çok sert tepki geldi
Hak-İş ile Memur-Sen’e tepki gösteren Belediye-İş, Genel-İş, Türkiye Kamu-Sen, Birleşik Kamu-İş genel başkanları, işçilerden özgür iradeleriyle tercih yapmalarını istedi. Yandaş sendikalar “ahlaksızlığın kitabını yazmakla” suçlandı.
Mustafa Çakır
Türk-İş’e bağlı Belediye-İş Sendikası Başkanı Nihat Yurdakul, “Geçmişte bunlar baskı ile işten atma tehditleri ile işçileri korkutarak yandaş sendikalara üye yaptılar. İstanbul’da, Kocaeli’nde bunları yaşadık. Dünya biliyor. Kendileri yaptıkları için şimdi herkesi aynı şeyi yapıyor sanıyorlar” dedi. Seçimin ardından İstanbul’da, Ankara’da, Antalya’da işçilerin özgürce sendika seçme hakkını kullandıklarını belirten Yurdakul, ancak bu sendikalar tarafından işçilerin tehdit edildiğini söyledi. Yurdakul, İstanbul’da işçilerin tehditvari yöntemlerle, acilen Hizmet-İş’e üye yapılmak istendiğine dikkat çekti. İşçilerin sendikalarına özgür iradeleri ile karar vermelerini isteyen Yurdakul, “20 yıl içinde işçilere baskı yaparak üye yaptığımızı ispat etsinler ben bu görevi bırakırım” dedi. Yurdakul, Ankara başta olmak üzere işçilerden Belediye-İş’e geçmek için yoğun talep olduğunu, hergün yüzlerce telefon aldıklarını belirterek şunları söyledi: “İşyerlerinde bürokratlar değişmediği için işçileri tehdit ediyorlar. İşçileri korkutuyorlar. Dinlemeyip bize gelenler de var. Korkanlar da var. Bırakın işçiler özgür iradeleri ile istediği sendikayı seçsin. Bizden iş, üretim isteyin. Biz işimizi yapalım. İşçi özgür iradesi ile sendika seçme hakkını kullansın.”
Referandum önerisi
DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Başkanı Remzi Çalışkan, seçimlerin ardından sendikalarda hareketlilik olduğunu söyledi. İşçilerin özgür iradeleri ile sendika tercihlerini yapmalarını istediklerini belirten Çalışkan, “Ancak İstanbul’da daha önce sendikalı yapılmayan bazı şirketlerdeki işçileri, Hizmet-İş’e üye yapmaya çalışıyorlar. Orada yangından mal kaçırırır gibi, bir an önce yetkiyi almak istiyorlar. Bizim itirazımız buna. İşçiler özgür iradeleri ile sendika seçme hakkını kullanabilmeli” dedi. Çalışkan, işçilerin “daha rahat bir ortamda, özgürce sendika seçme hakkına kavuştukları” için bu sendikalardan ayrılmak istediğini söyledi. Daha önce AKP gelir gelmez kendi üyelerinin istifa ettirilerek Hizmet-İş’e geçirildiklerini anlatan Çalışkan, “Denizli’de bu oldu. Kayyım gelir gelmez Van’da 3 bin üyemizi götürdüler. İstanbul Bahçelievler’de, Gaziantep Şahinbey’de, Varto’da hemen üyelerimizi baskı ile istifa ettirdiler” dedi. Çalışkan, seçimin ardından işçilerden Genel-İş’e geçmek için özellikle İstanbul’da yoğun talep olduğunu, ancak kendilerinin beklettiklerini söyledi. Yeni bir öneride de bulunan Çalışkan, “Referandum yapalım. İşyerlerine sandık koyalım. İşçiler sendilarını referandumda tercih etsinler. Hangisini istiyorlarsa ona üye olsunlar. Biz de alkışlayalım. Baskı yok” dedi.
‘Ahlaksızlığın kitabın yazdılar’
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın belediyelerde çalışan üyelerinin baskı ile istifa ettirildiğinden hareketle, sendikal ahlak vurgusu yaptığına dikkat çekerek, “17 yıldır ahlaksızlığın kitabını yazanların siyasi konjonktürü fırsata çevirip her türlü baskı, tehdit, şantaj yollarını kullanarak üye sayısını 40 binden 1 milyona çıkaranların ağzında ahlak kelimesi eğreti durmaktadır” dedi. Sendikacılık yapmadan baskının, şantajın âlâsını yapanların şimdi çöküş sürecine kılıf bulmaya çalıştıklarını, kendilerine çamur attıklarını belirten Kahveci, “Kamu çalışanları nihayet gerçeği görmüş, baskılardan bunalmış ve Memur-Sen’e ‘artık yeter’ demiştir” değerlendirmesini yaptı.
Birleşik Kamu-İş Başkanı Mehmet Balık da, tepkisini şu sözlerle dile getirdi: Memurları, sözde toplusözleşme masalarında satan, hak kaybına uğratan, memurun değil AKP’nin çıkarlarını gözeten Memur Sen’in Genel Başkanı Ali Yalçın’ı bir telaş ve korku almıştır. Bir milyona yakın kamu çalışanının nasıl üye olduğunu bizler kadar kendisinin çok iyi bildiği sözde konfederasyonun Genel Başkanı Ali Yalçın’ın bugün ‘sendikal baskı’, ‘sendikal kıyım’, ‘sendikal mücadele’ kavramlarından bahsetmesi en hafif tabirle ciddiyetsizliğin dışa vurumudur... Sözde konfederasyon bugün kuru gürültü çıkararak çamur atamaz. Ülkemizde sendikal mücadeleyi ortadan kaldıranlardan ve sendika kıyımı yaşatanlardan sendikal mücadele öğrenecek değiliz.”