Haftanın şanslısı Logan...
Yer yer tökezleyen temposuna ve izleyiciyi aldatacağım derken manasını yitiren sürprizlerine rağmen yaklaşık iki saat boyunca eğleneceğiniz bir seyirlik ‘Şanslı Logan’.
Emrah KolukısaSteven Soderbergh her sinemayı bırakacağını açıkladığında köşeye üç beş kuruş atsaydık şimdi hatırı sayılır bir birikimimiz olurdu herhalde. Şaka bir yana, 1989’da Cannes’da Altın Palmiye’yi kazandığı “Sex, Lies and Videotape / Seks Yalanları”ndan bu yana sinemayla inişli çıkışlı bir ilişkisi olmuş; ilk başlarda bir tür ‘başarı korkusu’ yüzünden potansiyelini tam sergileyemediği iddia edilmiş, sık sık da kendi kendine gelin güvey olup sinemaya küsmesi sebebiyle uzaklaştığı dönemler olmuştu. Her ne kadar bağımsız sinema çıkışlı bir yönetmen olsa da anaakıma da rahatça geçtiğini, hatta Hollywood’u bir hayli emrine amade bir konuma getirdiğini de biliyoruz (bkz. “Ocean’s” serisi). Gönlümüz elbette onun bağımsız karakterli filmlerinde (“Sex, Lies...” hâlâ en iyi filmi olmakla beraber, “Kafka”, “Limey / Denizci”, “Out of Sight / Aşk ve Para” gibi ilk dönem filmleri kastettiğimiz) ama Hollywood usulü, bol yıldızlı, aksiyon-mizah dengesinin iyi kurulduğu filmleri çekmeyi de iyi bildiği tartışılmaz.
Ocean’dan Logan’a
Soderbergh’in bu hafta vizyona giren son filmi “Logan Lucky / Şanslı Logan” form ve tarz olarak Ocean’s serisinin bir devamı niteliğinde. Bu kez tamamen farklı bir oyuncu kadrosu kurması ise bu benzerliğin üstünü örtmekten ziyade altını çizen bir hamle aslında. Zira, evet, yine bir soygun filmi var karşımızda ve yine kalabalık bir ekibin işi sonuçta ama bu kez ışıltı Las Vegas ya da zenginlerin uğrak yeri Güney Fransa yerine “redneck” diyarı Teksas’ta geçiyor olaylar ve tamamen farklı karakterler, farklı toplumsal katmanlar söz konusu. Bu filme Ocean’s filmlerinin country cover’ı olarak bakmak çok da yanlış olmaz anlayacağınız. Filmin sürprizleri hakkında fazla bilgi vermemek adına ayrıntıya girmiyoruz ama burada da yine sonradan açığa çıkan bağlantılar, rakipleri aldatır gibi görünen ama aslında izleyiciyi aldatmaya yönelik üstü örtük manevralar ve flash-back’ler vasıtasıyla izah edilen sürpriz sırlar var. Başrollerdeyse “Magic Mike” filmlerinde Soderbergh ile çalışmış Channing Tatum başta olmak üzere, Adam Driver, Riley Keough gibi yeni kuşağın yükselen isimleriyle, Katie Holmes, Seth MacFarlane, Hilary Swank gibi popüler oyuncular var. Yıldız kalitesi “Ocean’s” serisi kadar parlak değil elbette ama dedik ya, country versiyonu bu, Teksas’a güneyin New York’un denmesi gibi bir şey... Üstelik sona sakladığımız bir isim var ki, neredeyse tek başına tüm kadroya bedel: Daniel Craig uzun zamandır üzerinde yapışan smokinden kurtulup tam bir anti-Bond karaktere bürünüyor ve patlayıcı uzmanı Joe Bang rolünde eğlenceli bir kompozisyon çiziyor.
Yer yer tökezleyen temposuna (fazla Country şarkısı dinlediğinizde de oluşan böyle bir his vardır, sanki her şey tekrar ediyormuş gibi gelir) ve izleyiciyi aldatacağım derken manasını yitiren sürprizlerine rağmen (tek amaç izleyiciyi aldatmak olduğunda sebep-sonuç ilişkisinde sınıfta kalıyorsunuz maalesef) yaklaşık iki saat boyunca eğleneceğiniz (özellikle Game of Thrones esprileri çok kahkaha aldı) bir seyirlik “Şanslı Logan”. Hele böylesi kurak haftalarda tam bir kurtarıcı doğrusu.