Hafızadan caz..
Kilitli kalma sendromlu ressam, fotoğrafçı Ali Arif Ersen ile Turgut Uyar İTÜ Radyo’da her hafta cazseverlerin karşısına çıkıyor. Program, Ersen’in hastalığından dolayı harf harf hazırlanıyor
Mehmet Keskin/Cumhuriyet
Nişantaşı’nda bir apartmanın önündeyiz. Belki de dünyadaki en ilginç radyo programlarından birinin nasıl hazırlandığına tanık olacağız.
Geniş bir kapı; az sonra açılıyor, bir kat yukarı çıkıyoruz. Kapı açıldıktan sonra küçük bir selamlaşma. Salonda bir cephe sadece pencere, pencerelerin olmadığı duvarlar boydan boya tablo.
Ardından asıl odaya gidiyoruz. Televizyon açık ama sessiz, müzik, cd’ler, serin bir oda ve bir yatak. İçeriyi odanın açık kapısı ve duvardaki vantilatör tablosu serinletiyor. Duvardaki tablo mevsime uygun olarak değiştiriliyormuş.
On yıldır yatakta
Yatakta, radyodaki bir caz programında neler çalınırın cevabını verecek kişi yatıyor. Üstelik on yıldır o yatakta.
Sözle selamlaşma tek taraflı, gözle selamlaşma karşılıklı... Çekingenlikler gittiğinde sohbet başlıyor. Bu öğle sonrasının baş aktörleri yazarımız Mine Kırıkkanat’ın sıklıkla köşesine konuk ettiği fotoğraf sanatçısı, ressam Ali Arif Ersen ile ilk Türkçe işletim sistemi “Turkuaz”ın yaratıcılarından H. Turgut Uyar. Ben ve foto muhabiri Vedat Arık ise aktarıcı.
Caz-blues kanalında
Aktörler, internetten yayın yapan İTÜ Radyo’nun caz-blues kanalında 29 haftadır program yapıyorlar. Hazırlama süresini göz önünde bulundurarak 4-5 program önden gittikleri için biz 35. programın canlı tanıklarıyız.
Hem nasıl hazırladıklarını göreceğiz hem sohbet edeceğiz. Bu program yaza veda programı ve cazcıların Latin parçalarına yer verecekler.
‘F tipi cezaevini biliyorum’
Bu programlar harf harf hazırlanıyor. Ali Arif Ersen on yıldır locked-in (kilitli kalma) sendromlu olduğu için anlatmak istediklerini önündeki harf tablosuyla anlatıyor. Camsız bir gözlük, gözlüğe yapıştırılmış bir lazer işaretleyici ve harf-rakam tablosu, harflerin yanında da sık kullanılan kelimeler.
Lazer ışık, harflerin üzerinde hareket ettikçe metinler seslendiriliyor. Eğer ışık iki kere bir harfin üzerine gelerek -sabırla- beklediyse ya yeni kelime başlıyor ya da satırbaşı anlamına geliyor.
Ersen tablonun zor kullanılmasından, zor alıştığından yakınıyor. Harf tablosuna bakıp, Türkçe için düzenlenmiş f klavye dizilişinin daha iyi olabileceğini, bu klavye dizilişini bilip bilmediğini soruyorum, cevap can yakıcı: “F tipi cezaevini biliyorum.”
Sessizlik...
Çalınacak parçaları Ersen seçiyor. Turgut Uyar ise şarkıları bulma, programın seslendirmesini üstlenmiş. Uyar daha da vâkıf olabilmek için cazla ilgili ders almış.
Ersen’e programda çalınacak parçaları nasıl seçtiğini, zor olup olmadığını soruyorum. Onun gerçek bir cazsever olduğunu unutmuşum: “Ben kırk senedir caz dinliyorum.”
Caz gibi bir doğaçlama
Çırağan caz kulübünde bir yıl DJ’lik yaptığını söyleyen Ersen programın konseptini “Uzun bir cumartesi gecesinden sonra bir brunch kıvamında bir şeyler çalıyoruz. Yani caz gibi bir doğaçlama yapıyoruz” diye özetliyor. Program pazar günleri 12.00’de, tekrarı ise çarşamba akşamları 22.00’de.
Az sonra “Kış Bahçesi”nin “seyir defteri” ortaya çıkıyor. İzin alıp karıştırıyorum. Çalınacak şarkıların listeleri, aradaki anonslar ve dakika, saniye hesapları. Her programın ayrı ayrı kaydı var.
O kadar açıklayıcı ki, eğer listelerdeki şarkıları biliyorsanız program kafanızda dönmeye başlayabilir. Birinci sayfaya gidiyorum; evet ilk programın tanıtım konuşması orada.
Hem programı tanıtıyorlar hem de yapacakları programın rotasını dinleyicilere anlatıyorlar. Şarkı listesi de cabası.
Biraz sonra bir top “yuvarlanıyor” önüme: Ersen, Dünya Kupası’nı izleyip izlemediğimi soruyor. İzlediğim maçları sayıyorum; onların en güzel maçlar olduğunu söylüyor. Kupayı o da takip etmiş.
Kaliteli müzik kaygısı
Söz İTÜ radyoya geliyor. Radyonun geçmişinden, Suha Çalkıvik’le yeniden hayat bulmasından, yayın çizgisinden söz ediyoruz. Reklamsız yapılan yayının radyo yayıncılığına etkileri, İTÜ yönetiminin radyoya desteği, sadece kaliteli müzik kaygısı konuşuluyor.
Ersen, bir müzik âşığından bekleneceği üzere İTÜ’de stereo yayın yapılmasına vurgu yapıyor.
Asıl konunun caz olduğu bu keyifli öğleden sonrada tiramisu da konuşuluyor, zeytin ve zeytinyağı da, “çocuk” da.
Şimdiden söyleyelim, 31 Ağustos’taki programda ilk şarkı Milt Jackson’dan “Jazz ‘n’ Samba”. Uyar, Ersen ve İTÜ Radyo geri kalanlar için dinleyicileri bekliyor.