Haberal'ın talebine ilişkin karar

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın avukatlarının, müvekkilin Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna sevk edilmesine ilişkin talebinin, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verdi.

cumhuriyet.com.tr

Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın avukatları, Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine sundukları dilekçede, Silivri Cezaevinde kalan Haberal'ın cezaevinde yatabileceğine dair Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun oy çokluğu ile karar verdiğini hatırlatarak, ''Adli Tıp Kurumu Kanunu'nun 15. Maddesine göre Adli Tıp ihtisas kurullarınca oy birliğiyle karara bağlanamamış olan işleri Adli Tıp Genel Kurulu inceler ve kesin karara bağlar'' ifadesi hatırlatıldı.

Avukatların söz konusu kanun maddesi gereğince Haberal'ın Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna sevk edilmesi talebini değerlendiren mahkeme heyeti, oy çokluğuyla bu talebin Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verdi.

Karara, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün ''muhalefet şerhi'' koydu.

Haberal'ın avukatlarından Dilek Helvacı, mahkeme kararının henüz Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına ulaşmadığını söyledi.

Helvacı, Haberal'ın Mehmet Akif Ersoy Göğüs ve Kalp Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki tedavisi sırasında doktorların müvekkiline ilaç yüklemesi yaptıktan sonra efor testine tabi tutulduğu iddialarına ilişkin olarak Sağlık Bakanlığının inceleme başlattığını da öne sürdü.
 

Fatma Cengiz  ''O ifadeyi kabul etmiyorum'' 

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen davanın bugünkü duruşmasına, gazeteciler Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay'ın da aralarında bulunduğu tutuklu 18 sanık katıldı.

Tutuklu sanıklardan eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Ersin Gönenci, Mustafa Dönmez ve İbrahim Özcan ise duruşmaya gelmedi.

Duruşmada, Odatv'ye yönelik operasyonun ardından Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan bu davanın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük de hazır bulundu.

Duruşmada çapraz sorgusuna devam edilen tutuklu sanıklardan Fatma Cengiz, sanıklardan İbrahim Şahin ile Fahri Kepek'i yüz yüze tanıştırmadığını söyleyince üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu, bunun savcılık beyanında olduğunu hatırlattı.

Cengiz de ''O ifadeyi kabul etmiyorum'' dedi.

Haşıloğlu'nun ''S1 yapılanması'' ile ilgili İbrahim Şahin'le yaptığı görüşmeye ilişkin savcılık beyanında bunu tiyatro oyunu için yazdığını söylediğini, ancak dünkü oturumda da S1 ile Türk İntikam Tugayının (TİT) aynı işlevi göreceği yorumunu yaptığını kaydetti.

Cengiz ise kendisiyle görüşen MİT'çilerin TİT'ten söz ettiklerini belirterek, ''Ben Semih Tufan Gülaltay'ın kitabını da okumadım. TİT'in askerin, polisin intikamını aldığını söylediler. 'İbrahim Şahin'e görev verilirse S1 ile de aynı intikamı alacağız' dediler'' diye konuştu.

İbrahim Şahin ile 12 bin adet telefon irtibatı olduğun hatırlatılan Cengiz, bu görüşmelerin hepsinin kendisine ait olmadığını savundu.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de ''Size ait olan bir telefon cihazı. 'Ahmet ya da Mehmet kullanmış. Bu görüşmeler bana ait, bunlar değil' deyin o zaman'' dedi.

Cengiz de bazıları mesajlardan oluşan bu görüşmelerinin kendisiyle görüşen MİT'çiler tarafından da kullanıldığını söyledi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu, Cengiz'e, Ferhan adlı bir kişiyle telefon görüşmeleri olduğunu söyleyerek, ''Fatma hanım, bunlar yazışmalarda ortaya çıkar. Ferhan adlı kişiyle 100'den fazla görüşmeniz var. Cep telefonunuza kontör yüklemiş görünüyor. Eşi Diyarbakır Jet Üssü'nde görevli Kenan Boz olabilir mi?'' diye sordu.

Cengiz de ''Ferhan, Kayseri Diş Hastanesinde çalışan bir hemşire. Eşinin yüzbaşı olduğunu, Kayseri'ye yeni tayin olduklarını söyledi. Nerede görevli olduğunu bilmiyorum'' diye konuştu.

Fatma Cengiz, üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin soruları üzerine de Korkut Eken'in Kayseri'de toplantı yapması için hazırlıkta bulunmadığını, Eken ile yüz yüze görüşmediğini, telefonda bir kere konuştuğunu söyledi.

Özese'nin 10 Mart 2006 ile 31 Aralık 2008 arasında Eken'in de kullandığı telefon ile fazlaca görüşmeleri olduğunu ifade etmesi üzerine Cengiz, bu görüşmeleri Eken'in korumasıyla yaptığını belirtti.

Cengiz, Eken'in korumasıyla bu kadar sık görüşmesinin nedenini soran Özese'ye, görüşmelerinin hal hatır sormak için olduğunu söyledi.

Özese, İbrahim Şahin'in ifadesinde ''terörle mücadelede yeni bir oluşum kurularak başına kendisinin getirilmesine ilişkin Metin Gürak ile görüştüğünü söylediğini'' hatırlatarak, Cengiz'e Gürak ile Şahin'in görüşmesine aracı olup olmadığını sordu.

Cengiz ise Gürak ile Şahin'i görüştürmediğini, kendisinin de Gürak'la görüşmediğini ifade etti.

Fatma Cengiz, bir soru üzerine, İbrahim Şahin'le husumeti olmadığını da kaydetti.

Başkan Şengün: Sizin özelliğiniz nedir?

Cengiz'in telefon mesajlarında kendisinin hiç kullanmadığı kelimeler olduğunu, telefonunu kendisinin dışında kullananların da bulunduğunu ifade etmesi üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, ''Sizin özelliğiniz nedir, niye sizinle bu kadar uğraşıyorlar, meziyetiniz ne?'' diye sordu.

Cengiz de bunun nedenini bilmediğini ifade ederek, tuzak kurulduğunu söyledi.
Şengün'ün ''Tuzağı sizin üzerinizden niye kuruyorlar?'' sorusuna karşılık da Cengiz, yaptığı faaliyetler üzerinden tuzak kurulduğunu belirterek, iyi niyetli bir insan olduğunu kaydetti.

Hasan Hüseyin Özese'nin ''asılacaklar listesi''yle ilgili sorusu üzerine de Cengiz, internet kafedeyken yeğenine bu listenin Kayseri Kuvayı Milliye Derneğinden bir şahıs tarafından gönderildiğini, kendisinin de bu kişiyle tanıştığını söyledi.

Bu listenin başında Abdullah Öcalan, Mehmet Eymür ve Mehmet Ağar'ın olduğunu ifade eden Cengiz, ''Bana bunların vatana ihanet suçunu işlediklerini söylediler. 'Abdullah Öcalan'ı dahi asamadılar, nasıl asacaksınız?' dedim. 1921 mi 1924 mü, o yasayı getirip asacaklarmış'' diye konuştu.

Özese ise yeni çıkarılan yasaların sanıkların aleyhine işleyemeyeceğini, 1924 Anayasası bile geri getirilse bu kişilerin asılmayacağını belirtti.

Tutuklu sanıklardan Tuncay Özkan da Cengiz'in anlattıkları arasında çelişkiler olduğunu belirterek, ''Söylediklerinizle olay açılmak yerine giderek karmaşıklaşıyor. İçinde bulunduğunuz kişilerle ilgili net bilgi verirseniz daha iyi olur. Her soruya yeni bir yanıt senaryosu yazmanıza gerek yok. Anlattığınız MİT'çiler gerçek mi değil mi o bile net değil. Gerçek neyse onu anlatın'' diye konuştu.

Cengiz de ''Anladığım kadarıyla beni köprü olarak kullanıp İbrahim Şahin'e ulaştılar. Teğmenleri, özel harekatçıları tutukladılar'' dedi.

Başkan Şengün'ün ''MİT'çiler İbrahim Şahin'i tanıyordu diyorsun. O zaman sizi niye köprü olarak kullansınlar?'' sorusuna Cengiz, ''Bilmiyorum'' yanıtını verdi.

Avukatlar: Gerçeği açıklayın

İbrahim Şahin'in avukatı Cavit Subaşı da Cengiz'in savunması ve çapraz sorgusu boyunca yaklaşık bir haftadır merakla beklediğini ifade ederek, ''Bu iş çözülsün diye ama maalesef. Söylediklerinizden bir şey anlayan insan bulamadık. Rica ediyorum bildiğiniz bir şey varsa anlatın'' dedi.

Sanıklardan Taylan Özgür Kırmızı'nın avukatı Kazım Yiğit Akalın ise Cengiz'in anlattıklarının iddia makamı tarafından ''Bu kadının Ergenekon ile bağlantısı vardır. Şifreli konuşmalar, suikast yapacaklardı'' şeklinde algılandığını ifade ederek, ''Çünkü hiçbir şeyi gerçek anlatmadınız. Anlattıklarınızın size faydası yok. Birileri sizi kullandı, hala daha kullanıyor'' diye konuştu.

Cengiz'in çapraz sorgusunun ardından avukatının savunmasını yaptığı duruşma perşembe gününe ertelendi.