Haberal'ın bilgisayarları 17 aydır savcılıkta

Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın vekili Avukat Serdar Özersin, Haberal'a ait olduğu ileri sürülen bilgisayarların tamamının Başkent Üniversitesi ve kurumlarına ait olduğunu, iddia edildiği gibi müvekkiline ait çok sayıda bilgisayar bulunmadığını, müvekkilinin şahsına ait laptopun da 17 aydır savcılığın bilgisi dahilinde emniyette bulunduğunu bildirdi.

cumhuriyet.com.tr

Serdar Özersin, yaptığı yazılı açıklamada, bugün bazı gazetelerde, Haberal'a ait olduğu iddia edilen bilgisayarların ödenek olmadığı için incelemediğine yer verildiğini belirtti.

Haberal'ın şahsına ait sadece bir laptop bulunduğunu ve çok fazla kullanılmadığı için incelenmesinin son derece kolay olduğunu ifade eden Özersin, bu bilgisayarın 17 aydır savcılığın bilgisi dahilinde emniyette bulunduğunu kaydetti.

Haberal'a ait olduğu ileri sürülen bilgisayarların tamamının Başkent Üniversitesi ve kurumlarına ait olduğuna işaret eden Özersin, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ''Diğer bir deyişle müvekkilimizin dışında herkes tarafından kullanılan ve herkesin rahatlıkla girip çıkabildiği kurumlara ait bilgisayarlardır, içerdiği bilgilerse müvekkilimizle ilgili bilgiler değildir. Kısaca müvekkilimizin şahsıyla ilgili değildir. Bu kadar açık, net olan durum karşısında parasızlığı beyan etmekteki amaç, sadece müvekkilimizin tutukluluk süresini uzatmaktır. Emniyet, savcılık ve 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bununla ilgili olarak yaptığı yazışmalar ve verilen kararlar, tutukluluk süresini uzatmak niyetiyle, bu kasıtla yapılmaktadır. Vahim olan eğer bilgisayarlar incelenmemiş gerekli bilgilere ulaşılmamış ise savcılar hangi gerekçelerle müvekkilimizle ilgili iddianameyi hazırlamıştır ve mahkemede bu iddianameyi kabul etmiştir ve hangi delile dayalı olarak müvekkilimiz aylardır tutuklu olarak yargılanmaktadır. Acaba hakimler hangi gerekçelerle incelenmemiş belgelerin bulunduğunu beyan ederek müvekkilimizin tutukluluğuna karar verebilmektedir.''

Böyle bir durumun ne yasalarla ne de insan hakları ile izah edilebilir bir yönü bulunmadığını ifade eden Özersin, ''Müvekkilimin daha önce açıkladığı gibi maalesef ülkemizdeki 'iftira' rejimi insan haklarını gasp etmiş ve gasp etmeye devam etmektedir. Müvekkilimizin maruz bırakıldığı bu hukuk dışı muamelelere karşı, sorumlular hakkında derhal yasal yollara müracaat edileceğini belirtmek isteriz'' dedi.