Haaretz'den büyük iddia: Erdoğan'dan yardım aldılar
İsrail'in Haaretz gazetesi, Mavi Marmara olayında, yolculardan birine ait dizüstü bilgisayarında ele geçirilen dokümanların, "organizatörlerin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da dahil Türk hükümet yetkililerinden üst düzeyde destek aldıklarını gösterdiğini" öne sürdü.
cumhuriyet.com.trGazetenin haberinde, Gazze'ye yardım filosunu düzenleyen 6 grubun, filonun harekete geçmesinden iki hafta önce İstanbul'da yaptığı toplantıya ait kayıtların, İsrail ordusunun gemileri ele geçirmesinden sonra el konulan, yolculara ait dizüstü bilgisayarlardan birinde bulunduğu belirtildi.
Tel Aviv'deki Türk büyükelçiliği yetkilileri ise iddiaları tümüyle reddetti. Gazetenin bu yöndeki sorusu üzerine Büyükelçilik yetkilileri, filonun sivil bir girişim olduğunun altını çizdi ve "Bu hükümetin bir girişimi değildi. Resmi açıklamalarda, bunun bir sivil girişim olduğu belirtiliyordu" ifadesini kullandılar.
Haaretz'in iddiasına göre, dokümanların, filonun hareketi öncesinde, organizatörlerin uzun ve ayrıntılı hazırlıklar yaptıklarını, bunlar arasında, komandoların helikopterlerden gemiye inişleri dahil, çeşitli senaryolar bulunduğunu gösterdiği belirtildi.
İsrail ordusu komandolarının gemileri ele geçirmesinden hemen sonra, askerlerin gemide bulunan her türlü doküman ve bilgisayara el koyduğu hatırlatılan haberde, tüm bu ele geçirilenlerin istihbarat analistlerince alındığı, bunlardan bazılarının İstihbarat ve Terör Enformasyon Merkezi'ne gönderildiği bildirildi. Merkezin, bu ayın başında söz konusu bilgileri içeren bir rapor yayımladığı da hatırlatıldı.
Haaretz, ele geçirilenler arasında "en önemlisi" diye tanımladığı ve "Türk hükümetinin rolünü ortaya koyduğunu" iddia ettiği belgenin, Polonyalı, Ewa Jasiwicz adlı bir gazetecinin dizüstü bilgisayarında bulunduğu ifade etti.
Ewa Jasiwicz'in, Gazze'ye yardım filosunun içinde yer alan gruplardan Gazze'ye Özgürlük Hareketi'nin bir üyesi olduğu bilgisi verildi.
16 Mayıs toplantısı
Gazetecinin bilgisayarında bulunan belgenin, organizasyondaki grupların başkanları ile gemilerin kaptanlarının katıldığı, 16 Mayıs'ta İstanbul'da yapılan toplantının kayıtlarını içerdiği kaydedildi.
İsveç'te yaşayan, gemi yolcuları arasındaki eski İsrailli Dror Feller'in bu toplantıda yer aldığı ve Haaretz'e, toplantının ayrıntılarını ve yapılan açıklamaları doğruladığı, ancak Jasiwicz'e ulaşılamadığı belirtildi.
Söz konusu belgeye göre, toplantıya, filo girişimine birçok ülkenin verdiği destekleri içeren bir brifing ile başlandı.
İddialara göre notlarda, "Türkiye: Hükümet, filoya desteğini ilk önce açıkça dile getirmedi ama son birkaç gündür Başbakan ve diğer bakanlardan doğrudan destek alıyoruz. Müzakereler sırasında herhangi bir güçlükle karşılaşacak olursak, hükümetin verebilecekleri her türlü desteği vereceğini açıkça söylediler" ifadesi yer aldı.
Notlarda, İsveç hükümetine ilişkin olarak, "Hükümet, destek veren bir tutum takınmıyor. Dışişleri ve Savunma bakanları ile toplantılar yapmaya çalışılıyor. Avrupa Birliği'nin ardına saklanıp, "Tek başına hareket edemeyeceklerini" söylüyorlar. İsveç kilisesi de dahil, çeşitli taraflardan destek var" denildi.
Kıbrıs Rum kesimi ile ilgili kayıtta ise "tutumları, yasal olarak ne varsa yapacakları şeklinde. Avrupa hukuku ve sınıflandırmasına göre, Gazze resmi bir liman değil, balıkçılar için bir yerel liman" ifadesi kullanıldı.
Toplantının bir bölümünde, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) örgütünün, Batı Şeria bürosunu açma göreviyle gönderilen ve İsrail İç Güvenlik Servisi Şin Bet tarafından tutuklanan üyesi İzzet Şahin'in durumunun görüşüldüğü, İHH'nin, Şahin'e destek vermek amacıyla bir kampanya başlatıp, neden tutuklandığının araştırılması için hükümete baskı yapmaya çalıştığının da değerlendirildiği öne sürüldü.
Denizde strateji
"Denizde Strateji" adı altında, organizatörlerin, İsrail ordusunun saldırısına karşı nasıl karşı koyacaklarına ilişkin bazı kararları değerlendirdikleri ve filoya katılan 6 grubun kararlarını belirlemek için bir kişiyi görevlendirmelerine karar verildiği de belirtildi.
Organizatörlerin uyarı ateşi karşısında ne yapacakları, ayrıca siyaseten ve medya aracılığıyla yapılacak işleri değerlendirdikleri, ateş açıldığında hedef gözetilmesi halinde ise durum değerlendirmesi yapacakları iddiaları da yer aldı.
Söz konusu kayda göre, organizatörler, taşıdıkları yardımın İsrail aracılığıyla Gazze'ye transferine karşı olmadıklarını dile getirdi ve şunları kaydettiler:
"Elbette biz yükün Gazze'ye götürülmesine karşı değiliz. Ama, bizim misyonumuz Gazze'ye yardım değil, insan haklarını getirmektir. Bu nedenle, yükün İsrailli yetkililerce Gazze'ye transferini kabul etmiyoruz. "
7 Mart toplantısı
Dizüstü bilgisayarında, 7 Mart 2010 tarihli, "Strateji" başlığı altındaki bir diğer belgede de organizasyonun mali açıdan güçsüzlüğü, filo hazırlıkları, İsrail askerleri ile çatışmaya karşı hazırlıklar, tutuklanma halinde yapılacaklarla ilgili talimatlar, siyasi ve medyada halkla ilişkiler alanındaki amaçların değerlendirildiği ileri sürüldü.
Habere göre, burada benimsenen stratejinin, "ne pahasına olursa olsun geri dönmemek" olduğu iddia edildi. Belgede, İsraillilerin gemiye çıkmak için iki yol bulunduğu da kaydedilip, ya helikopterlerden güverteye inecekleri, ya da geminin yanına yanaşacak botlardan gelecekleri ifade edildi.
Habere göre belgede, "Havadan indirmeyi önlemek için, güverteye inişi tehlikeli kılacak sivri malzemeler yerleştirilmeli. Eğer askerlerin ineceğini hesaplayacak olursak, yapmamız gereken kaptan köprüsüne odaklanıp camları kurşun geçirmez camlarla, kapıları da çelik kapılarla değiştirmek olmalı" denildi.