H1N1 tedavisinde katkı payının kaldırılması çağrısı
Türk Tabipleri Birliği, ''domuz gribi'' olanak bilinen Pandemik A (H1N1) nedeniyle ülkede ''salgın'' olduğunun ilan edilmesi ve Sağlık Bakanlığı'nın salgın sürecinde domuz gribine yakalananları kapsayacak şekilde ''katkı ve katılım paylarını kaldırması'' gerektiğini bildirdi.
cumhuriyet.com.trH1N1 gribi ile ilgili gelişmeleri yakından takip etmek amacıyla, alanın önde gelen uzmanlarından oluşan TTB Pandemik İnfluenza A H1N1 Bilimsel Danışma ve İzleme Kurulu'nun (PandemİK) ikinci toplantısında yapılan değerlendirmeler, düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
TTB Genel Sekreteri Eriş Bilaloğlu, H1N1 salgınının devam ettiğini ve her geçen yaygınlaşma hızının arttığını söyledi. Önümüzdeki aylarda çok sayıda insanın hastalığa yakalanacağını belirten Bilaloğlu, hastalıktan korunmak için tek geçerli yolun aşı olduğunu vurguladı.
TTB-PandemİK Başkanı ve TTB Merkez Konseyi 2. Başkanı Prof. Dr. Feride Aksu Tanık da salgınla mücadele edilebilmesi için önerilen her türlü tedbir yönteminin faydalı, ancak kesinlikle çözüm olmadığını belirtti.
Salgının daha fazla yayılmaması, daha fazla can kaybına yol açmaması, farklı virüslerle mutasyona uğramaması için geçerli olan tek yolun ''aşı'' olduğuna dikkati çeken Tanık, Sağlık Bakanlığının aşılama konusunda yürüttüğü çalışmaları desteklediklerini, ancak korunmaya ilişkin ve tedaviye erişim noktasında sorunlar yaşandığını savundu.
Halkın aşı yaptırmaya katılımını artırmak için kamu önderlerine önemli bir rol düştüğünü anlatan Tanık, şunları kaydetti:
''H1N1 aşısının uygulanması ile ilgili olarak önce Başbakan'ın ardından da Milli Eğitim Bakanının aşı konusundaki olumsuz tutumları ve ifadeleri devlet adamı sorumluluğu ile bağdaşmamaktadır. H1N1 aşısı için zaman geri saymaktadır. Bugüne dek ölenlerin yüzde 90'ının aşı olsalardı ölmeyeceklerini bir kez daha belirtmekte yarar görüyoruz. Devlet adamlarının ve devlet kadınlarının bu konunun gerektirdiği ağırlık, ciddiyet ve sorumlulukla davranmaları gerekir. Aşı uygulamalarının artırılması konusunda her türlü çaba gösterilmelidir.
Bir an önce Sayın Çubukçu gösterdiği tavırdan geri adım atmalı ve aşılamayı teşvik edici açıklamalar yapmalıdır. Okullarda aşı olmak isteyen öğrenci oranı yüzde 10'ların altında kalmıştır. Bu domuz gribi salgının yayılmasına zemin oluşturacak çok tehlikeli bir durumdur. Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı başta olmak üzere yetkililerin H1N1 salgını ve aşısı konusunda sorumlu davranmaları gerekmektedir.''
''Mutasyon halinde aşının etkisiz kalması söz konusu değil"
Tanık, virüsün mutasyona uğradığına yönelik iddialara ilişkin de basının duyarlı olması, tiraj kaygısı gütmeden doğru ve bilimsel verileri haber yapması gerektiğini söyledi. Tanık, ''Genetik değişkenlik, olayının ender görüldüğünü ve bu tür değişimlerin 'aşıdan kaçan' suşlara neden olmadığını, yani aşının etkisiz kalmasının söz konusu olmadığını söyleyebiliriz. Ayrıca, aşının yapılmasının mutasyon olasılığını da azaltmaktadır. Aşı ne kadar yüksek oranda uygulanırsa mutasyon da kadar az olacaktır'' diye konuştu.
Tanık, bu süreçte tedaviye erişimle ilgili olarak da sıkıntı yaşandığını belirterek, şunları söyledi:
''Sağlık kurumlarına başvuruda alınan katkı payları nedeniyle, özellikle güvencesi olmayan hastalar acil servislere başvurmakta, bu ise acil servislerin hasta yükünü artırmaktadır. Sosyal güvencesi olmayanların ilaca erişimi konusunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Oysa, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 3. maddesinin 3. ve 4. bentleri ülkede bulaşıcı hastalık salgını çıktığında Sağlık Bakanlığının yetkisi tanımlanmaktadır. Buna göre, Bakanlığın salgın sürecinde katkı ve katılım paylarını kaldırması hem olanaklı hem de kaçınılmazdır. Buradan çağrıda bulunuyoruz; ülkede 'salgın' olduğunu ilan edin. Bakanlar Kurulu kararı ile domuz gribine yakalananların 4736 sayılı yasadan muaf olmaları konusunda irade gösterin. Sosyal güvencesi olmayan ve hizmete erişemeyen vatandaşlarımızın tedavi şansı ancak bu yolla sağlanabilir. Ancak bu yolla hastalananların tedaviye erişememe nedeniyle ölmeleri engellenebilir.''
Türkiye'de aşı üretilmesine yönelik Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın açıklamalarını değerlendiren Tanık, ''Buna ne yazık ki sevinemedik. Çünkü, ülkemizde aşı dolum tesisi açılmasıyla, Aşı Araştırma Geliştirme çalışmalarının yürütülerek kamunun güvencesinde aşı üretilmesi arasında dağlar kadar fark var. Biz, ısrarla Türkiye'de kamu kurumlarında aşı AR-GE çalışmaları yapılması, patent koruması nedeniyle erişemediğimiz ya da çok pahalıya satın aldığımız aşıların ülkemizde üretilmesi için bilgi birikiminin, insan gücünün var olduğunu, tek eksiğin ise siyasi irade olduğunu belirtmek istiyoruz'' dedi.
Tanık, H1N1 nedeniyle yaşamını kaybedenlerin önemli bir kısmının ''sağlıklı'' kişiler olduğunun açıklandığını, ancak kronik bir rahatsızlığının bulunmamasının bu kişilerin sağlıklı oldukları anlamına gelmediğini söyledi.