Güzelliğin karanlık yüzü (05.08.2016)
Danimarkalı yönetmen Nicolas Winding Refn, bugün gösterime giren son çalışması The Neon Demon’da (Neon Şeytan/ 2016), ergenlik, masumiyet, güzellik, bakirelik, hayranlık, narsisizm, fetişizm, nekrofili, saplantı temalarını özgün, etkileyici bir anlatımla irdeliyor.
Aslı Selçuk
Doğal bir güzelliğe sahip olan 16 yaşındaki Jessie (Elle Faning) moda dünyasına girip şöhret olmak için kasabasından ayrılıp Melekler Kenti Los Angeles’a gelir. Ünlü bir moda ajansına modellik için başvurur, bu ajansa her gün büyük umutlarla Jessie gibi 20–30 kız gelmektedir. Genç Jessie’nin hızlı yükselişi öteki rakibelerini çok rahatsız eder. Sonsuza dek sürecek güzelliklerini korumak için bu kıskanç mankenler Jessie’yi yok etmek, parçalamak için herşeyi göze alacaklardır.
Ergen model Jessie onu sömürmeye kalkan moda dünyasına karşı tek başına karşı koyar. Genç kızın saflığı, masumiyeti, bekareti ve doğal güzelliği tüm modellerin ona cephe almasına neden olur. Başta kurban gibi görünen naif, masum Jessie zaman geçtikçe bir canavara, şeytana dönüşür.
Drive ( Sürücü/2011) ve Only God Forgives( Sadece Tanrı Affeder/ 2013) filmlerinin yaratıcısı Nicolas Winding Refn, Neon Şeytan’da ilk kez bir kadın karakterin çevresinde olay örgüsünü kurar. Drive’de erkekliğin doruk noktasını simgeleyen aktör Ryan Gosling ana kahramandır.
Film, yıkılmaz, sarsılmaz bir üstün insanın (!) yaşam öyküsünü anlatır. Only God Forgives’de kadının otoritesi karşısında bozulan, soysuzlaşan baş eğen bir erkek karakter merkezdedir. Neon Şeytan’da ise güçlü erkek karakterin yerine 16 yaşındaki sarışın bir ergen geçmiştir.
“Kadınlara hayranım. Kadınlar erkeklerden çok daha ilginçler. Özellikle genç kızlar erkeklerin sanrılarının merkezindedirler. Onların güzelliklerinde gerçek dışı, göz kamaştırıcı öğeler bulunur. Her bireyin içinde uyuyan 16 yaşında bir çocuk vardır. Benim içimde de 16 yaşında bir ergen Jessie var. Onu Neon Şeytan’la uyandırıp özgürleştirdim” diyor Nicolas Winding Refn.
Neon Şeytan’ı kadınların başrolde olduğu bir korku filmi olarak tanımlayan Refn, renklerle simgesel bir anlatım da uyguluyor. Mavi renk masumiyeti, saflığı, kırmızı renk ise ihaneti betimliyor. Güzelliğin içinde adiliğin, bayalığın da olduğunu vurgulayan dramatik korku da beğenme, hayranlık duygusu yerini bir anda iğrenmeye, tiksintiye bırakıyor. Çağımızda güzellik küresel bir saplantıya dönüştü, sürekli bilinçsizce sonsuz gençliğin, masumiyetin peşinde koşarken bedenlerimiz yaşlanıyorlar.
Güzellik olgusu dönemlere, çağa göre değişmekte. Neon Şeytan’da moda ajansının sekreteri rolünde oynayan, Marilyn Monroe ve Elizabeth Taylor’ın mirasçısı olan aktris Christina Hendricks’in doğal güzelliği, yuvarlak hatları, olgunluğu 1950’lerin 1960’ların güzellik standartlarını vurguluyor. . Günümüzdeyse moda sektörünün topluma, genel beğeniye dayattığı tiplemeler, ölçüler beğenilmekte.
Bugün gösterime giren The Neon Demon’ın (Neon Şeytan /2016) oyuncu kadrosunda Elle Faning, Christina Hendricks, Abbey Lee, Keanu Reeves, Giovanni Ribisi yer alıyor.