Güneşin doğuşunu ve batışını gören kent: Amos

Marmaris'in Turunç beldesinin Kumlubük mevkinde bulunan ve ziyaretçilerine güneşin doğuşunu ve batışını izleme imkanı veren Amos Antik Kenti, yapılan çalışmanın ardından Türk turizminin hizmetine sunuldu.

cumhuriyet.com.tr

Marmaris Ticaret Odası sponsorluğunda, Turunç Belediyesinin desteğiyle, Muğla Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adnan Diler'in bilimsel danışmanlığında Marmaris Müze Müdürlüğü tarafından antik kentin temizlik çalışması ve yol güzergahlarının belirlenmesi projesi tamamlandı.

Vali Şahin, törende yaptığı konuşmada, ''Muğla olarak ne kadar şanslı olduğumuzu bir kez daha anladım. Yerli veya yabancı turistin her türlü talebini karşılayabilecek mekanlarımız var. Muğla olarak 3-5 aya sıkışmış turizm sezonunu 12 aya çıkartmak için çalışmalarımız var. İlimiz marina, spor ve kültür turizminde dünyayla yarışabilecek durumda.Turizmde ticari ürün haline gelmemiş Amos gibi tarihi mekanları turizme kazandırmak çok önemli'' dedi.

Marmaris Ticaret Odası Başkanı Mehmet Baysal da Marmaris'te son yıllarda belirginleşen yetersiz, niteliksiz ve kısa sezonlu turizm olgusuna yeni soluk aldırabilmek, vizyon ve bilimsellik kazandırabilmek adına çalıştıklarını ve fikirler ürettiklerini bildirdi.

Baysal, ''Bu projelerden şuan itibarıyla en somutlaşmışı Turunç'a 15 dakika mesafede bulunan Amos Antik Kenti'nin çevresel temizliği ve yol güzergahlarının belirlenip aslına uygun olarak yeniden yapılmasıdır. Her iki aşamanın sırasıyla izinlerini gerekli yerlerden geçen yıl alındıktan sonra yaklaşık 6 aylık bir çalışma süreci yaşadık ve tüm finansmanını Marmaris Ticaret Odası bütçesinden karşılayarak bu projeyi sonuçlandırdık'' diye konuştu.

 

'Kaçakçılar ve doğanın tahribatıyla baş başaydı"

Çalışmaları yöneten Marmaris Müze Müdürü Esengül Yıldız Öztekin ise gazetecilere yaptığı açıklamada, Amos Antik Kenti'nin tarihi dokusunun zaman içinde doğanın ve kaçakçıların tahribatıyla baş başa kaldığını belirterek şunları söyledi:

''Tepede yer alan bu tarihi yerin geçenlerin dikkatini dahi çekmediğini fark ettik. Kenti bilen ziyaretçiler ise en yüksek noktada yer alan tiyatroya ulaşabilmek için açtıkları yollarla tarihi dokuya zarar vermişler. Rodos karşı yakasının önemli kentlerinden birisi olan Amos'ta gezi güzergahının belli olmaması ve bilgilendirme levhalarının yer almaması ziyaretçilerde olumsuz etki bırakıyordu.''

Kentle ilgili geçen yıl ocak ayında hazırlanan projeyi Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na sunduklarına işaret eden Öztekin, mart ayında verilen izin üzerine Marmaris Ticaret Odası, Turunç Belediyesi ve Marmaris Müze Müdürlüğü arasında imzalanan protokolle temizlik çalışmalarına başlandığını söyledi.

Öztekin, kurulun haziran ayında da gezi güzergahlarının belirlenmesi projesini onaylamasının ardından ise yaklaşık 4 ay içerisinde bu çalışmanın da tamamlandığını ifade etti. Konuşmaların ardından antik kentin tiyatrosunda arp, keman, çello ve gitar dinletisi sunuldu. Amos Antik Kent'inde yaklaşık 2 bin yıl sonra ilk kez notaların yankılandığı belirtildi.


Amos

Rodos birliğinin önemli kentlerinden biri olan Amos, Helen dilinde ''Ana Tanrıça Tapınağı'' anlamına geliyor. Helenistlik dönemde Samnaios adıyla bilinen Apollon bu kentin baş tanrısı sayılmış. Tepe üzerinde kurulan kentin etrafı 1,8 metre kalınlığında ve 3,5 metre yüksekliğinde kulelerle desteklenmiş surlarla çevriliymiş. Helenistlik devirden Doğu Roma dönemine kadar sürekli yerleşim gören kentin, ayakta kalan en önemli yapısı tiyatrosu.

Marmaris'e 20 kilometre, sınırları içerisinde bulunduğu Turunç beldesine ise 15 dakika uzaklıkta olan Amos, çevresindeki koyları görebilen hakim bir noktada kurulmuş. Güneşin doğuşu ve batışını görebilme imkanı sunan antik kentte, teraslar da yer alıyor.

Rodos'un karşı yakasının önemli yerleşmelerinden biri olan ve bu güne kadar kazı çalışması yapılamayan Amos Antik Kenti'ndeki tiyatroya iki ayrı kent suru aşılarak ulaşılabiliyor. Denizden 88 metre yukarıda kurulmuş olan, bin 300 kişilik bu tiyatronun sahne binası üç bölümden oluşuyor.

Amos, Gayrı Menkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 14 Ekim 1978 tarihli kararıyla Birinci Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edildi.