Güneş Açıkhava’da tutuldu
Ceylan Ertem, Harbiye’de ilk kez konser verdi. Sahnede sanatçı dostları kendisini yalnız bırakmadı.
Murat Beşer
Fotoğraf: Efsa Karaca
Harbiye Açıkhava’nın önündeki geniş pist, ergen kaykaycıların gösteri alanına dönüşmüş. Onları giriş kapısının karşısındaki tahta banklara oturarak izleyenler, Ceylan Ertem konseri için vakit dolduruyor. Ağırlıkta genç kız ve kadın; geri kalanı anne, baba, erkek arkadaş kontenjanından...
Bir merdiven ile izleyicilere bağlanan sahnede hayvanat bahçesi ile lunapark karışımı bir dekor; atlıkarıncadan papağana, çitadan flamingoya, enstrümanların aralarına serpiştirilmiş. Ortada bir ağaç, neyi sembolize ettiği malum. Biraz da çocukluk günlerimiz canlandırılmış...
2 Temmuz Salı; Ceylan’ın bu çapta ilk büyük sınavı... Siyah tek parça tül kumaştan simli bir elbise; üzerinden kasap kapılarındaki saçaklar sarkıyor. Eh doğal! Biraz da heyecan var. “Esmer” ile başladığında sesi titriyor.
Ta Anima günlerinden tanıyorum Ceylan’ı. Hep genç bir kızdı gözümde, hatta çocuk. Bu akşam ise karşımda olgun bir kadın var. Sanki bir gecede büyümüş, aniden. 10 kişilik bir orkestranın önünde hacim ve ihtişam kazanmış.
Saksofon, trompet ve trombondan oluşan bir nefesli seksiyon dahil edilmiş orkestraya; sadece melodi değil, yeri geldiğinde solo da yapıyorlar. Öne çıktıklarında parçalar pop-caz tınlıyor. Gitarlarda Cenk Erdoğan ile Erkan Kenç, basta Murat Çopur, davulda Nedim Ruacan, klavyede Adem Gülşen; iki de geri vokalist Yasemin Özler ile Ece Şeşen; sağlam orkestra...
“Nilüfer”de izleyici sesiyle sahne içine çekiliyor, Yıldız Tilbe şarkısı “Hiçbir Şeyimsin” ile konser ivme kazanıyor. Söylenmesi zor şarkı “Simit Mimit” enerji getiriyor, “Ütopyalar Güzeldir” ise herkesi havaya sokuyor. Derken gecenin ilk konuğu sahneye giriyor. Bol ve buruşuk beyaz gömleğinin altındaki Bülent Ortaçgil’i sahnede ilk kez gitarsız ve ayakta görüyoruz. İki şarkı söylüyor Ceylan ile: “Beni Kategorize Etme” ve “Bu İş Zor Yonca.”
İğneli mesajlar...
Şarkı aralarında konuşuyor; iğneli mesajlar vermeyi ihmal etmiyor. Günün önem ve ehemmiyetine istinaden Sivas Katliamı’nı unutmuyor. Sazıyla Coşkun Karademir’in eşlik ettiği “Yaktın Yandırdın Beni” ile Neşet Ertaş çiftetellisi “Gel Sevelim” merdiven boşluklarını göbek atanlarla doldururken, ilk set sona eriyor.
İkinci sete dekolte bir kıyafet ile çıkıyor Ceylan, teninin renginde, kırmızı desenli, ama yine kasap saçaklı. “El Adamı”nı söylerken LGBT bayrağına sarınıyor. Ardından üç Sezen Aksu şarkısı geliyor: “Zehir”, “Hayır” ve “Lunapark”. Ceylan “Peri”yi söylerken şarkının sahibi süzülüyor içeri, sedasızca. Ardından bir de “Kör Heves” patlatıyorlar Mabel Matiz ile. Sıra “Uçurtma”ya geldiğinde izleyiciler arasında dolanıyor Ceylan, şarkının son kısmını önde oturan minik Zeyno ile söylüyor, Cenk Erdoğan’ın kızı.
Enerjisi ve sahne maharetiyle tam bir gösteri adamı Kenan Doğulu. “Aşk Oyunu” ve “Aklım Karıştı”; iki şarkı için sahneye geldiğinde önce ağacı işaret ediyor: “Umarım bunu da kesmezler.”
Türkücü, arabesk şarkıcısı, pop yıldızı olarak göbek de atıyor, dans da ediyor; birkaç dakika sonra halay da çekecek gibi duruyor. Bunlar Ceylan’ın iyice rahatladığı dakikalar. “Kara Gider” ardından “Yuh Yuh” ve “Zalım”, sahneyi kapatan şarkılar.
50 yılda bir gerçekleşen güneş tutulmasının yaşandığı günde, 30 şarkıda ve iki saati aşan bir sürede sınavı başarıyla atlatıyor Ceylan. Kariyerindeki en iri hamlelerden birini geride bırakıyor.