Günahkâr rahiplerin sırları
2015 Berlin Film Festivali’nde jüri büyük ödülüne layık bulunan, Şili yapımı ‘El Club’ bugün gösterimde, film, karamsar bir dram
Sungu ÇapanRayo adını taktıkları ve düzenli koşma antrenmanı yaptırdıkları, sokakta bulunmuş, sevimli bir tazının, bölgesel köpek yarışmasında birinci gelerek onlara 470 bin peso kazandırdığı, Vidal (Alfredo Castro), Ortega (Alejandro Goic), Silva (Jaime Vadell), Ramirez (Alejandro Sieveking) adlarındaki Şilili 4 yaşlı rahip, karanlık arzu, sır ve sapkınlıklarla dolu, günahkâr geçmişlerinden ötürü, Katolik kilise tarafından La Boca denen, ülkenin gözden ırak, okyanus kıyısındaki ücra bir balıkçılık ve sörf kasabasında kiralanmış, adeta emekliler pansiyonu ya da gözaltı hapishanesi gibi bir evde, zorunlu bir inziva ya da tecrit yaşamını sürdürmektedirler, evi çekip çeviren bekçi ya da bakıcı rahibe Hermano Monica’nın (Antonia Zegers) gözetiminde.
Hepiniz suçlusunuz
Kasabada dolaşmanın, insan içine çıkmanın ve her türlü zevk (ya da acı) verici eylemlerde bulunmanın yasaklandığı kumarcı rahiplere bir beşinci rahip daha katılır: onlardan daha yaşlı ve mutsuzluğu yüzünden okunan rahip Matias (Marvelo Alonso).
Onlar aralarında şampiyon Rayo’yu Santiago’daki büyük köpek yarışına götürüp daha çok para kazanmayı konuşurlarken evin dışına gelip deli gibi bağıra çağıra, geçmişlerinde nasıl küçük çocuklara cinsel tacizde bulunduklarını, yaptıkları oral-anal tecavüzlerini, mastürbasyon âlemlerini anlatan, kendine Sandokan diyen, yersiz yurtsuz, hırpani biri (Roberto Farias) musallat olur.
Bu bela kasabada duyulup rezalete yol açmasın diye eline bir tabanca tutuşturdukları Matias’ı, illa ki beni dinleyin diye yırtınan Sandokan’ı korkutması için dışarıya gönderirler. Meğerse çocukken Sandokan’ı becermiş ama aynı zamanda onu bakıp büyütmüş de olan Matias ansızın kendi başına sıkar tabancayı.
Kilisenin bu skandal olayı soruşturmaktan çok aslında örtbas etmesi için gönderdiği, burası kefaret, dua ve tövbe etme evidir diyen genç ruhani rehber Garcia’da (Francisco Reyes), her biri olayı farklı anlatan rahipler hakkındaki dosyalar devreye girer derken.
Vidal’sa Rayo’yu besleyip yetiştiren, hayvansever bir rahiptir. Evin önüne kamp kuran Sandokan’ın sürekli izleyip rahatsız ettiği rahiplerin ifadelerini teybine kaydedip hepiniz suçlusunuz, bu evi kapattıracağım diyen Garcia’yla günahkâr rahiplerin hikâyesini sürpriz bir finale bağlandığı “El Club”, birkaç yıl öncesinde, başrolde sevdiğim oyuncu Gael Garcia Bernal’ı yönettiği “No”yla gözdelerim arasına kattığım Şilili sinemacı Pablo Larrain’in bugün gösterime giren yeni filmi.
Kilise eleştirisi
Şili’nin bu yılki en iyi yabancı film Oscar’ı adayı olup son Berlin festivalinde de jüri büyük ödülünü kazanan “El Club”, yönetmen Larrain’in yoğun ve sert bir kilise eleştirisine giriştiği, sonuçta Vatikan’ı hop oturtup hop kaldıracak cinsten, Bunuel’vari, karamsar bir dram. İyi çekilmiş ve oynanmış, zaman içinde bir yedinci sanat klasiğine de dönüşeceğini sandığım, beylik deyişle kuşkusuz kaçırılmayacak cinsten bu pedofili düşkünü, münzevi rahipler kulübü hikâyesi çeşitlemesi, bence haftanın filmi olarak sinemaseverlerin ilgisini bekliyor Başka Sinema salonlarında.