"Gülen'i harekete geçiren ABD iradesi"
Ergenekon davalarında Ergun Poyraz ve Tuncer Kılınç’ın avukatlığını yapan tutuksuz sanık Hüseyin Buzoğlu, “Yargılanmakta olduğum dosyaya yansıyan maddi gerçekliklerden yoksun isnatlar, örümcek ağlarında yetiştirdiklerinin yeterli güce ulaştıklarına inanan Gülen’i harekete geçiren ve emperyalist politikalarına alet edilen ABD’nin iradesinin sonucudur” diye konuştu.
cumhuriyet.com.trİstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi yerleşkesi bitişiğindeki salonunda görülen davanın 160. duruşması yapıldı. Tutuksuz sanık emekli Albay İlyas Çınar savunmasında, evinin 6 Ocak 2009 tarihli karara dayanılarak 7 Ocak 2009’da arandığını ve iddianamede “suç tarihi” olarak evinin aranma tarihinin yazıldığına dikkat çekti. 7-10 Ocak tarihlerinde gözaltında bulunduğunu kaydeden Çınar, şu açıklamaları yaptı:
“Turkcell faturasına göre, cep telefonuma el konulduktan 1 gün sonra 8 Ocak 2009 günü saat 16:40:19’da telefonumdan internete girilmiştir. Cep telefonum Emniyet Müdürlüğü’nde açılmaması gerekir iken açılmıştır.”
Çınar, cep telefonunun ilgili tarihleri kapsayan faturasını mahkeme heyetine sundu. Davada daha önce de teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin telefonunun açıldığı ve bazı numaraların yüklendiği ortaya çıkmıştı.
51 No’lu CD
Sanık Çınar, evinde bulunulduğu iddia edilen 51 numarası verilen CD’nin kendisine ait olmadığını ifade etti. Çınar “İddianamede, evimden alınan CD’lerimin arasına konulan, üzerinde parafım olmayan ve CD’lerin emniyetten tarafıma iade edilmesinde; tutanağa ‘51 nolu CD bana ait değildir’ diye şerh düştüğüm, asla kabul etmediğim, 51 nolu CD içine herkes tarafından çok iyi bilinen mihraklar tarafından konulan iftiralar haricinde şahsıma yönelik somut hiç bir suç delili yoktur” dedi.
Buzoğlu’nun savunması
Tutuksuz sanık avukat Hüseyin Buzoğlu savunmasında, 1. Ergenekon davasında yazar Ergun Poyraz’ın avukatlığını yaparken 2. Ergenekon davasında sanık olarak yargılanmasına giden süreci anlattı. Buzoğlu, avukatlığını üstlendiği eski MGK Genel Sekreteri Tunçer Kılınç’ın evinde arama yapılan 7 Ocak 2009 tarihinde kendisi hakkında da arama ve yakalama emri çıkarıldığını anlattı. Buzoğlu, şunları anlattı:
“Müvekkilim Tunçer Kılınç’ın İstanbul’a 7 Ocak 2009 tarihi itibariyle sevki ertesinde kendisinin savunmanlığını üstleneceğim 8 Ocak 2009 tarihinde İstanbul’da olacağım bilinmesine rağmen, hareketimden önce işlem yapılmaması sonucu, gerek evimde gerekse de işyerimde yapılan aramalarda fiilen hazır bulunmam engellenmiş ve neticede tamamı mesleki ilişkilere ait belge ve bilgiler ile yasal düzenlemelere aykırı bir şekilde imajları alınmaksızın bilgisayarlarıma el konulması ve büromda bana ait olmayan bellek koruyucu bulunması sağlanmıştır.”
MİT işlem yapmadı
Savunmasında Ergenekon soruşturmaları sürecini anlatan Buzoğlu, Tuncay Güney’in ifadelerine dayanılarak hazırlanan Ergenekon raporunun MİT tarafından 10 Temmuz 2003 tarihinde Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’e aktarıldığını, 19 Kasım 2003 tarihinde de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a verildiğini anımsattı. Aynı içerikli bilgi notunun 19 Ocak 2006 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bir kez daha sunulduğunu söyleyen Buzoğlu, “Aradan seneler geçmesine ve MİT tarafından hiçbir işlem yapılmamasına rağmen, Danıştay saldırısından aylar öncesinde Ocak 2006’da bu kez yeniden bir raporun Başbakana ve Danıştay saldırısından 9 gün sonra Genelkurmay İstihbarat Başkanı’na aktarılması ise anlamlıdır” yorumunu yaptı.
Ergenekon kapsamında açılan davada yargılanan Çağdaş Eğitim Vakfı başkanı Gülseven Yaşer’in halen Amerika’da kanser tedavisi gördüğünü belirten Buzoğlu, şöyle devam etti:
“Gülseven Yaşer, 1998 yılında Fetullah Gülen’in kontrolündeki evlerde kalan iki öğrenci tarafından kaleme alınan ‘Hocanın Okulları’ isimli kitabın yayımlanmasına öncülük etmiş ve ilk kez Fetullah Gülen’in kamuoyunda gerçek yüzünün ortaya çıkması neticesinde bu çalışmalarıyla öne çıkmıştır.”
Gülen’e baskı
Mart 1999 yılında beri Amerika’da bulunan Fethullah Gülen üzerinde 2006 tarihinden itibaren ABD makamlarının baskısının dikkat çekici olduğunu savunan Buzoğlu, “2006 yılı itibariyle Gülen’in, önce geri dönme izni verilerek ABD’yi terke zorlanıp, 2009 şubat ayı itibariyle karşılıklı anlaşmayla olağanüstü eğitim yeteneklerine dayalı sürekli oturum izni alması üzerinde önemle durulmalıdır” dedi.
ABD ile irtibatlı
Buzoğlu, şu iddialarda bulundu:
“Yargılanmakta olduğum dosyaya yansıyan maddi gerçekliklerden yoksun isnatlar, örümcek ağlarında yetiştirdiklerinin yeterli güce ulaştıklarına inanan Gülen’i harekete geçiren ve emperyalist politikalarına alet eden ABD’nin iradesinin sonucudur. Fetullah Gülen bağlantılı özellikle ABD’de yaşanan süreç ile Mart 2001 Tuncay Güney gözaltısından itibaren MİT yazışmaları, 2006 yılından itibaren tırmandırılan silahlı saldırılar, Emniyet atamaları, iç ve dış gelişmeler karşılaştırıldığında, çok ciddi koşutluk bulunduğu, mahkemeniz önündeki dosyaların Gülen’e yönelik ABD baskısıyla doğrudan irtibatlı olduğu anlaşılmaktadır.”
Gazeteciler izledi
Duruşmayı Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit ile gazeteciler Kenan Akın, Turgay Noyan, Engin Köklüçınar, Oktay Duran, İbrahim Tufan Türenç ve Pınar Türenç ile eski İstanbul Barosu Başkanı avukat Turgut Kazan da izledi.