Gülen’e yakalama kararı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın Fethullah Gülen’in şüpheli olmadığına ilişkin açıklamasının aksine Gülen’in ismi kararda ‘şüpheli’ olarak geçti ve savcı Hasan Yılmaz’ın istemiyle Gülen’e yakalama kararı çıkarıldı.

Canan Coşkun/Cumhuriyet

Kamuoyunda 14 Aralık operasyonu olarak bilinen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve 3 emniyetçi terör örgütü yöneticiliğinden tutuklandı. Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’nın da aralarında bulunduğu 8 kişi ise yurtdışı yasağı konularak serbest bırakıldı. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın Fethullah Gülen’in şüpheli olmadığına ilişkin açıklamasının aksine Gülen’in ismi kararda ‘şüpheli’ olarak geçti ve savcı Hasan Yılmaz’ın istemiyle Gülen’e yakalama kararı çıkarıldı.
Talep yazısında Gülen’in örgüt üyelerinin icra ettiği eylemlerden sorumlu olduğu öne sürüldü. Tutuklama Hâkimliği Gülen hakkında da yakalama kararı verdi. İstanbul Adliyesi’ne gelerek ifade veren şüpheli gazeteci Nuh Gönültaş ise savcılık sorgusunun ardından serbest kaldı.

Fethullah Gülen Türkiye'ye iade mi ediliyor?

Hâkimlik, 12 kişi hakkındaki kararını 14.5 saat sonra açıkladı. Karaca terör örgütü kurmak ve yönetmek, dönemin emniyet müdürleri Tufan Ergüder, Ertan Erçıktı ve Mustafa Kılıçaslan
ise terör örgütü üyesi olmak suçundan tutuklandı. Tutuklanan 4 isim Silivri Cezaevi’ne gönderildi. İstanbul 1’inci Sulh Ceza Hâkimliği’nce verilen kararda, Tahşiye, Rahle ve Cihangir yayınevlerinden yayımlanan kitaplarda şüpheli Fethullah Gülen’in başında bulunduğu Hizmet Hareketi adıyla
bilinen yapının eleştirildiği kaydedildi.

Eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in imzasıyla dağıtılan Tahşiye Grubu Faaliyetleri konulu yazı ile bu grup hakkında istihbari bilgilendirme
yapıldığı öne sürüldü. Şüpheli Gülen’in 6 Nisan 2009 tarihinde internet sitesinde “İrtica paranoyası”
adlı videonun yayımlandığı ve açıkça “Tahşiye diye bir şey icat edebilirler.. adlarına da Tahşiyeci derler, sonra Kalaşnikof’lar verirler, çuvaldızı bile olmayan insanlara terörist damgası vuracaklar… belli kişilerce karanlık karar kurullarında alınan kararlar…” şeklinde beyanatlar verdiği kaydedildi. Bu beyanatlar sonrasında 8 Nisan 2009’da Zaman Gazetesi’nde “Terör örgütü üretenler yeni tezgâh peşinde” başlığı ile bu beyanatın haberleştirildiği belirtildi. 9 Nisan 2009’da da Tek Türkiye dizisinin 64. bölümünde Tahşiye isminin geçtiği diyaloglar olduğu anlatıldı.

10 Nisan 2009’da Zaman Gazetesi’nde şüpheli Hüseyin Gülerce’nin, 15 Nisan 2009’da da şüpheli Ahmet Şahin’in, 26 Nisan 2009’da ise Bugün Gazetesi’nde Nuh Gönültaş’ın Tahşiye konusunu köşe yazılarına taşıdığı ifade edildi. Bunların ardından 29 Nisan 2009’da 20 kişi hakkında şüpheli Erol Demirhan imzasıyla şüpheli Ertan Erçıktı adına İstihbarat Şube Müdürlüğü’nden TEM Şube Müdürlüğü’ne yazı yazıldığı ve ‘Radikal Tahşiye Grubu’ hakkında ihbarda bulunulduğu belirtildi. Tahşiye operasyonu şüphelilerinden Turgut Yıldırım’ın Bahçelievler’deki adresinde yapılan aramada el bombaları, mermiler, krokiler ele geçirildiği, el bombaları üzerinde yalnızca arama yapan polis memurlarının parmak izinin tespit edildiği kaydedildi.

Kararda Karaca’nın soruşturmanın şüphelisi Gülen ile yaptığı telefon görüşmelerinde “Şefkat Tepe” dizisindeki “karanlık kurul” bölümlerinin dizide yer alıp almayacağını sorduğunu, bu bölümlere ilişkin senaryoyu şüpheli Gülen’e okuyarak bizzat onayını aldığı öne sürüldü. Soruşturmanın şüphelilerinden
Tek Türkiye, Şefkat Tepe dizilerinin senaryo yazarları, yapımcı ve yönetmenlerinin “Karanlık kurul” veya “Karar kurulu” bölümlerini kendilerinin yazmadığını beyan ettikleri anımsatıldı. Şüpheli Gülen’in Samanyolu TV grubu ve Zaman Gazetesi’nin genel olarak yayın ve yayım politikalarını belirlediği, bu şekilde kamuoyu oluşturmaya çalışıldığı iddia edildi. Karaca ile Gülen arasındaki görüşmelerin de inkâr edilmediği belirtildi.

Karaca’nın örgütün yayın politikasına uygun yayınlar yaparak örgüt yöneticisi olduğu iddia edilen kararda, emniyet müdürleri Ergüder, Erçıktı ile Kılıçaslan’ın ise emniyet teşkilatı içerisinde var olan örgütlenmenin içerisinde yer aldıkları yönünde kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunduğu ifade edildi. Hâkimlik, Mehmet Ali Doğan, Rıfat Aslan, Erdem Kısa, Yakup Ergün, Recep Güleç, Çetin Öztürk’ün de yurtdışına çıkış yasağı koyarak serbest bırakılmasına karar verdi.

 

Gülen’e 3 suçlama

Gülen ile ilgili olarak savcı Hasan Yılmaz tarafından yakalama kararı talebi yazısında, var olan bulguları gerçeğe aykırı yorumlamak suretiyle en az 31 kez nitelikli iftira suçunun işlendiği iddia edildi. Mağdurlardan tutuklu kalan 10 müşteki ile gözaltına alınan 20 mağdur olmak üzere toplam 30 mağdura yönelik iftira suretiyle kişinin hürriyetinden yoksun kılınması suçlaması yöneltildi. Örgüt yöneticisi olan şüphelilerin örgüt amacı doğrultusunda işlenen tüm suçlardan sorumlu olduğu, örgüt üyesi olan kolluk görevlileri ile diğer medya çalışanlarının bizzat icra ettikleri veya yardım ettikleri eylemlerden sorumlu oldukları kaydedildi. Yazıda Gülen, suç örgütünün lideri olarak tanımlandı. Savcının yazısında, Gülen’in atılı suçları işlediğine dair yeterli somut bulgulara ulaşıldığı belirtildi.Talep yazısında şüpheli Gülen hakkında cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, iftira sonucu mağdurun hapis cezası dışında adli veya idari bir yaptırıma uğramasına neden olma, silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçlarını işlediği öne sürüldü.