Gül: Halk sesini yükseltmekten korkmuyor
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kuzey Afrika ve Ortadoğu halklarının kendi geleceklerinin kendi ellerinde olmasına karar verdiğini belirterek, ''Tunus'tan Mısır'a, Libya'dan Yemen'e halklar artık seslerini yükseltmekten kaçınmıyor, taleplerini dile getiriyor ve hükümetleri doğru şekilde yönlendiriyor. Sonunda korku gitti'' dedi.
cumhuriyet.com.trCumhurbaşkanı Abdullah Gül'e Endonezya Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verildi. Törenin yapıldığı salona üniversite senatosuyla birlikte cübbeli ve kepli olarak giren Gül, fahri doktora beratını aldıktan sonra ''İslam Dünyasının Kalbinde Tarihi Dönüşüm'' başlıklı İngilizce konuşma yaptı.
Fahri Doktora unvanı almasının kendisi için büyük bir ayrıcalık olduğunu dile getiren Gül, bugünü yaşamı boyunca hatırlayacağını söyledi.
Endonezya ziyaretinin İslam dünyasındaki büyük değişim dönemine rastladığını ifade eden Gül, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki reform hareketinin küresel çapta etkileri olduğunu belirtti. Bu durumun bir risk ya da tehdit olarak algılanamayacağını vurgulayan Gül, gelişmelerin, bölgenin istikrarı ve refahı için büyük fırsat olduğunu kaydetti.
Gül, bölgede yaşanan gelişmelerin kimse için sürpriz olmaması gerektiğini dile getirerek, bugünün dünyasında varlığı kabul edilemeyecek rejimleri barındıran bölgede değişimin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Bazı bölge ülkelerinde atılan adımların demokrasiyi sağlayacak reformların tesisi için yeterli olmadığına dikkati çeken Gül, bu çabaların, yönetimlerin dar görüşlü ve belirsiz politikalarının ürünü olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Gül, uluslararası toplumun etkili üyelerinin de köktendinci rejim endişesiyle bölgede statükoyu değişime tercih ettiğini belirterek, ''Aynı zamanda Ortadoğu halklarının gerçek bir demokrasi için yeteri kadar olgun olmadığını düşündüler. Maalesef dost ama antidemokratik yönetimleri tercih ettiler'' dedi. Günümüzde bütün bunların değiştiğini ve tarihin yaşanan süreçten daha hızlı aktığını dile getiren Gül, bölgede çok güçlü ve geri dönülmez bir yola girildiğini kaydetti.
Bölgedeki değişim sürecinin Avrupa'nın 1848 devrimi ve 1989'da Doğu Bloku'ndaki gelişmeleri hatırlattığını belirten Gül, ''Kuzey Afrika ve Ortadoğu halkları sonunda kendi geleceklerinin kendi ellerinde olmasına karar verdi. Tunus'tan Mısır'a, Libya'dan Yemen'e halklar artık seslerini yükseltmekten kaçınmıyor, taleplerini dile getiriyor ve hükümetleri doğru şekilde yönlendiriyor. Sonunda korku gitti'' diye konuştu.
İslam ile demokrasinin birbiriyle bağdaşmadığını savunanları, yanıldıklarını kabullenmeye çağıran Gül, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'nun yürekli halklarının demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, şeffaflık ve hesap verebilirlik arzusunu ortaya koyan gösterilerinin bu düşüncenin yanlışlığını kanıtladığını söyledi. Gül, ''Bölge halklarının evrensel değerler ve haklı taleplerinin yanında uzun süredir baskı altında bulunan ulusal onurlarını yeniden kazandıkları da unutulmamalı. Değişime neyin sebep olduğunun artık önemi yok. Değişim artık bir seçenek değil, bir ihtiyaç ve gerçeklik'' dedi.
Bu aşamada Ortadoğu ve dünyadaki değişim dinamiğinin özgürlük, barış, demokrasi ve refaha nasıl dönüştürüleceğine odaklanmak gerektiğini vurgulayan Gül, bu konuda bölge ülkelerine öncelik verilmesinin önemli olduğunu söyledi. Gül, geniş ölçekte de gelecekteki gelişmelerin yeni dinamiklere rejimlerin ne kadar cevap vereceğiyle belirleneceğini ifade etti. Gül, ''Ya kendileri doğru bir reform süreci başlatacak ya yarı gönüllü olarak kendilerini akıntıya bırakacak ya da daha kötüsü bunu reddedecek. Son iki yolu seçenler kesinlikle kaybedecek. Aslında bu Tunus ve Mısır'da olanlarla Libya'da yaşananlar arasındaki farktır'' diye konuştu.
Bahreyn ve Yemen uyarısı
Mısır ve Tunus'ta yeni bir başlangıcın, Libya'da ise devrimin ruhuna ve mantığına aykırı trajik gelişmeler yaşandığının altını çizen Gül, Libya liderliğine ülkede kan dökülmesine izin vermemeleri ve demokrasiye geçiş için yol açmaları çağrısında bulunduklarını anımsattı. ''Maalesef bu çağrı dikkate alınmadı'' diyen Gül, ülkenin sivil çatışmalarla yüz yüze geldiğini belirtti. Gül, Libya'da önceliğin daha fazla kan akmasının önüne geçilmesine, Libyalıların diyalog ve uzlaşıyla demokrasiye geçişlerinin sağlanmasına verilmesi gerektiğini dile getirdi.
Diğer ülkelerdeki olaylara ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Gül, ''Bahreyn ve Yemen'deki olası mezhep çatışmaları gerçek anlamda bir felaket olur. Tüm bölgeyi ateşe sürükleyecek böyle korkunç bir gelişme, bedeli ne olursa olsun engellenmelidir'' diye konuştu.
Muhalif grupların barışçıl amaçlardan asla sapmaması gerektiğini vurgulayan Gül, bu ülkelerde hem iktidarın hem muhalefetin doğru liderlik yapmasının zamanı olduğunu dile getirdi. Gül, ''Yönetimler sadece dinlememeli, halkların talebini duymalı ve bu taleplere cevap verecek şekilde harekete geçmeli'' dedi.
Gül, bu ülkelere yeni düzene geçiş konusunda yardım edilmesi ve müdahalenin fazla uzatılmamasının şart olduğunu anlatarak, bölge halklarına hukukun üstünlüğünü, çoğulculuğu, insan haklarına saygıyı güvence altına alacak yapının oluşturulması için yardım edilmesine odaklanma çağrısında bulundu.
Türk okulunu ziyaret
Cumhurbaşkanı Gül, eşi Hayrünnisa Gül ve heyet üyeleriyle fahri doktora töreninin ardından Cakarta'daki Kharisma Türk Okulu'nu ziyaret etti. Endonezyalı öğrencilerin oluşturduğu Mehteran bölüğünün mehter marşlarıyla karşılanan Gül, sınıfları gezerek, öğrencilerle sohbet etti. Fizik sınıfında bir öğrenci Sezen Aksu'nun ''Sen Ağlama'' şarkısını söyledi ve Hayrünnisa Gül'e eşarp hediye etti. Hayrünnisa Gül de öğrencinin ders kitabını imzaladı.
Okulda öğrenciler tarafından halkoyunları gösterisi yapıldı, şiirler ve şarkılar söylendi. Öğrenciler Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül'e, üzerinde fotoğraflarının dokulu olduğu halı hediye ettiler.