Gül aşı olacak mı?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'de 'Domuz gribi aşısı olacak mısınız?" sorusuna cevap verdi.

cumhuriyet.com.tr

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) binasının açılış törenine katılarak, "Yeni Dönemde Türk Dış Politikası" başlıklı ders verdi.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin dış politikasının gerektirdiği esneklikle milli menfaatlar arasında hassas bir denge gözetmenin elzem olduğuna dikkat çekerek, tüm tarafların menfaatlerinin buluşacağı ortak paydayı gözeten çözüm yollarının üretilmesi için bölgesel ve uluslararası diyalog ikliminin teşvik edilmesi gerektiğine işaret eti.

 

"Türkiye her tarafa gitmektedir"

Türkiye'nin köklü ve deneyimli diplomasi geleneği sayesinde bu tarz çözüm yollarını rahatlıkla kullanacak potansiyele, etki ve güce sahip olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, şöyle konuştu:
"Burada bir kez daha altını çizmek istediğim şey şu, bazılarının, özellikle son dönemlerde 'Türkiye nereye gidiyor', 'Türkiye doğuya mı gidiyor', 'Türkiye hangi istikametlere gidiyor', sanki Türkiye şaşırmış, denizin ortasında dalgalara göre sürüklenen bir ülke gibi algılamalarıdır. Hiç böyle değildir. Gayet açık söyleyeyim. Türkiye'nin ne yaptığı bellidir. Gayet dikkatli bir şekilde, ne yapılıyorsa Türkiye'de öyle yapılmaktadır. Türkiye, tabii ki hem doğuya hem batıya hem kuzeye hem güneye, her tarafa gitmektedir. Önemli olan nokta şudur, Türkiye'nin değerleri hangi istikamette gelişmektedir. Demokratik değerler, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı, şeffaflık, hesap verebilirlik, kadın-erkek eşitliğiyle ilgili konular, serbest piyasa ekonomisinin işlerliği, bütün bu konularda Türkiye'nin gittiği istikamete bakılırsa o zaman Türkiye'nin hangi yöne gittiği çok daha iyi tespit edilir."

 

"Bazı yorumlar bilgisizlikten"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yazılan bazı yorum ve yazıların iyi niyetten kaynaklandığı kanaatinde olduğunu ifade ederek, "Türkiye'nin bu değerini anlamayanları uyarma, bazı dostlarımızın dikkatini çekme açısından iyi niyetli yazılar. Bazılarında kıskançlık olduğu kanaatindeyim. Türkiye'nin bu konumunu ve davranışını. Bazılarının da bilgisizlikten yaptıkları kanaatindeyim. Yani çeşitli çok eksantrik bazen düşünceleri okuyorum bazı makalelerde, yazılarda. Bunların hiçbiri geçerli değildir. Türkiye ne yaptığını biliyor" diye konuştu.

 

"Muhakkak noksanlar var"

Gül bazı noksanların bulunabileceğine dikkat çekerek, "Muhakkak ki yapılacak şeyler çok fazladır. Bu trenin hızı, sürati, yüksekliği tartışılabilir. Bu ayrı bir konudur. Ama istikametini tartışmak da tamamen bilgisizlikten kaynaklanmaktadır" dedi.

Türkiye'nin komşularıyla bölgeyle olan ilişkilerinde birinci derecede hedeflediği şeyin güvenlik sorunlarını çözmek, istikrarı getirmek ve bunun üzerinde barışı geniş bir alanda tesis edip ekonomik işbirliğini gerçekleştirmek olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Gül, "Refahın yolu budur. Bölgedeki insanların mutlu olmasının yolu da budur. Dünyanın hangi bölgesine bakarsanız bakın, bölgesel istikrarın temin edilemediği bir yerde ekonomik kalkınma olmamıştır. Mecburen kaynaklarınızı güvenlik konularına harcayacaksınız" diye konuştu.

 

"Nükleer silahsızlanma asıl hedef"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin insiyatifler aldığını, Kafkaslar'da bunu yaptığının altını çizerek nükleer silahsızlanma konusuna da değindi. Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam eti:
"Orta Doğu'nun nükleer silahlardan arınmasıyla ilgili de tamamen bölgemizin arınması da Türkiye'nin önemli hedeflerindendir. Bunun da çalışılırsa mümkün olduğuna inanıyorum. 1980'lerde Birinci Körfez Savaşı'nda BM Güvenlik Konseyi'ne de bu konu gelmişti. Bununla ilgili aslında ilk hukuki adımlar atılmıştır. Orta Doğu'daki bütün ülkelerin tamamen nükleer silahlardan arındırılması meselesi. Kararlı bir şekilde bu konuların üzerine gitmek gerektiği kanaatindeyim. Şüphesiz ki BM'nin 5 daimi üyesinin kararlı tavırları ile başta ABD olmak üzere, bu konularda önemli yeni gelişmelerin mümkün olacağına inanmaktayım."

 

"Cumhurbaşkanı'nın resen bir yetkisi yok"

Açılış töreninin ardından verilen resepsiyona da katılan Gül, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da cevaplandırdı. Hükümlü Güler Zere'nin dosyasının hızlandırılması için Adalet Bakanlığından talepte bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Gül, medyadaki haberler ve kendisine gelen bazı mektuplar üzerine konunun incelenmesini istediğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam eti:
"Kendilerinin de bir müracaatı gerekiyor. Son bir haftadır durumu bilmiyorum. Ama şunun altını çizmek istiyorum, 'Cumhurbaşkanı istediğini affeder, istediğini affetmez' Cumhurbaşkanı'nın resen böyle bir yetkisi yok, benim böyle bir yetkim yok ama benim önüme gelirse ben 'Hayır' da diyebilirim 'Evet' de diyebilirim. Onun şartları var. Burada herhangi bir doktorun raporu da olmuyor. Türkiye'de birçok suistimaller dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da olabilir. Onun için bir kurum var. Bu kurumun 'Bu gerçekten hapishanede yatmaması gereken bir hasta' demesi gerekiyor. Onunla ilgili bürokratik şeylere takılmamak gerekiyor. Ailesinin de üstüne düşeni yapması gerekiyor. Böyle bir yetkim yok."

Bir gazetecinin "Sayın Ahmet Necdet Sezer'den kaynaklanan böyle bir algı var galiba" sözleri üzerine Gül, "Hayır. O da önüne Adli Tıp'tan gelenleri affedebilirdi, etmeyebilirdi. Yoksa Adli Tıp'tan o dönem çok gelmiş. O da yetkisini kullanmış. Burada söylenecek bir şey yok" karşılığını verdi.

Bir başka gazetecinin "Silivri'den de geliyor mu af talebi?" yönündeki sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Gül, "Benim önüme gelmedi birşey" dedi.

"Son günlerde bir de belge konusu gündemde" sözü üzerine ise Gül, "Yargı bakıyor, hukuk işliyor" diye konuştu.


"Risk grubunda mıyım?"

Cumhurbaşkanı Gül, 'domuz gribi' aşısı olup olmayacağını soran gazeteciye de, "Risk grubunda mıyım?" sorusuyla karşılık verdi.

Bir gazetecinin "USAK gibi düşünce kuruluşlarının düşüncelerini devletin dinleyip dinlemeyeceği" sorusu üzerine Gül, "Ben arkadaşları dinledim, dinliyorum da. 'Dinlemiyorum' dese bile devlet, yani bizler, idareciler, yöneticiler 'dinlemiyorum' dese bile inanmayın. Dinliyor herkes. Herkesin evindesiniz. Çaresiz olarak her gün akşam, sabah mecburuz. Elde olmayan bir şey" cevabını verdi.