Gül, AKP-CHP hükümeti istiyor

Abdullah Gül, önceki akşamki iftarda Erdoğan’ın önünde hükümetin Ortadoğu politikasını net biçimde eleştirdi. CHP kurmayları, bu cümlelerin aynısının 48 saat önce Kılıçdaroğlu tarafından kurulduğuna dikkat çekerek Gül’ün CHP’li bir koalisyon istediğini belirttiler.

Erdem Gül / Cumhuriyet

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da dinlediği konuşmasındaki dış politika eleştirisi, bugünkü koalisyon görüşmesi öncesinde CHP’de de yankılandı. CHP’lilere göre Gül’ün dış politikayla ilgili cümlelerinin neredeyse birebir aynısını, kendisinden tam 48 saat önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kurdu. CHP’liler, dış politika konusu açıldığında Gül’ün Erdoğan’a söylediklerini Kılıçdaroğlu’nun da Davutoğlu’na söyleyeceğini belirtiyor.

Gül, önceki akşam İstanbul Dostluk Derneği’nin iftarındaki konuşmasında birlikte katıldığı Erdoğan için “soğuk duş” olarak yorumlanan bir çıkış yaptı. Gül, özellikle hükümetin Orta Doğu konusundaki dış politikasını net biçimde eleştirerek, politika değişikliği istedi. Gül’ün çıkışı, bugün koalisyon görüşmesi için kapısını çalacağı CHP’de büyük bir ilgiyle karşılandı. CHP kurmayları, Gül’ün dış politikayla ilgili cümlelerinin neredeyse tıpatıp aynısının 48 saat önce Kılıçdaroğlu tarafından kurulduğuna dikkat çekti. CHP’lilerin analizlerine göre Gül ile Kılıçdaroğlu’nun örtüşen cümleleri şöyle:

Gül (11 Temmuz): “Henüz Ortadoğu’da Filistin meselesi çözülmemişken, kalıcı barış sağlanmamışken, İslam ülkelerinin kendi kendini tüketiyor olması gerçekten çok acıdır. Bu bakımdan inanıyorum ki; Türkiye olarak bu ülkelere yardımcı olmak durumundayız. Bunun için de şüphesiz ki; hepsiyle ilişkimizi geliştirmeliyiz. Libya’dan Mısır’a kadar, Yemen’den bütün Körfez ülkelerine kadar, nasıl bir zamanlar onlara ilham olduysak, yeniden bu ülkelere ilham olucu, yol gösterici olacağı bir duruma gelmek gerekir. Bu anlamda açıkçası, Ortadoğu ve Arap politikalarımızı daha gerçekçi bir şekilde gözden geçirmenin de faydalı olacağı kanaatindeyim. Çünkü bölgede başka bir gelişme de söz konusu. Büyük bir kaos ortaya çıkarsa, bu kaosun içerisinden çıkacak, hiç tahmin etmediğimiz sürprizlerle karşı karşıya kalabiliriz.”

Kılıçdaroğlu (9 Temmuz): “Türkiye’nin dışı politikadan kaynaklanan sorunları var. Bunların çözülmesi lazım. Sorunları inşa eden kim mevcut iktidar. Suriye’den Mısır’a kadar, dış politikanın değişmesi lazım. Nasıl değişecek. Siz dış politikada sorunları çözmeden içerideki sorunları çözemezsiniz. AB ile Orta Doğu ile Mısır, İran ile ilişkileri düzeltmeden sorunları çözemezsiniz.”

Gül CHP’yi istiyor

CHP’de Kılıçdaroğlu ile örtüşen bu açıklamaları, Gül’ün CHP’li bir koalisyon isteğinin göstergesi olarak değerlendirildi. “Gül’ün AKP-CHP koalisyonu istediğine ilişkin mesajların kendilerine daha önce ulaştığı” bilgisi de CHP’lilerce doğrulandı. CHP yöneticileri, Kılıçdaroğlu’nun olası bir koalisyon durumunda konuya sadece Dışişleri Bakanlığı’nı CHP’nin alması şeklinde değil dış politikanın tamamen değiştirilmesi şeklinde yaklaştığına vurgu yaptı. CHP’lilere göre Kılıçdaroğlu, dış politikanın AKP ile bir koalisyonun önünde en az cumhurbaşkanının konumu ve yolsuzluklar kadar önemli olduğu görüşünde. CHP kurmayları, görüşmede konu başlıklarına geçilmesi halinde “Gül’ün Erdoğan’ın yüzüne söylediği gibi Kılıçdaroğlu’nun da Davutoğlu’na ’dış politika değişmel’ diyeceğini” belirtiyor.

CHP’de Kılıçdaroğlu ile Davutoğlu arasında gerçekleşen son görüşmenin çok gergin geçtiği de anımsatılıyor. Bu görüşmedeki gerginliğinin nedeni yine dış politikaydı. Bu görüşme 13 ay önce 12 Haziran 2014 tarihinde gerçekleşti. Davutoğlu, IŞİD’in Musul Başkansolosluğu’nu basarak çalışanları tutsak alması üzerine bilgi vermek için Dışişleri Bakanı olarak Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Davutoğlu ziyarette çalışanların kurtarılması için temasların sürdüğü ve iyimser oldukları bilgisini verirken, Kılıçdaroğlu’ndan çok sert karşılık gördü. Medyada “gergin görüşme” başlığıyla haber olan görüşmede Kılıçdaroğlu, hükümetin dış politikasını çok ağır bir dille eleştirerek, “Türkiye’nin bir bataklığa sürüklendiğini, bölgede yalnızlaştırıldığını ve Türkiye’nin bu nedenle çok ciddi sıkıntı ve tehlikelerle karşı karşıya bırakıldığını” söyledi. Kılıçdaroğlu, “bunun bir siyasi faturası olmalı” diyerek Dışişleri Bakanı olarak kendisiyle birlikte dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın da istifa etmesi gerektiğini Davutoğlu’na açıkça söyledi. Davutoğlu da tansiyonu yükselten istifa çağrısına, “faturayı halk keser” karşılığını verdi ve görüşme sona erdi.

Erdoğan’ın mesajı

Gül’ün dış politikaya ilişkin sözleriyle Erdoğan’ın anında ve çok sert karşılık vermesi AKP’nin içini yeniden hareketlendirdi. 3 dönemlikler ve Gül’ü yakından izleyenler heyecanlandı. Erdoğan cephesi ise Gül’ün dış politika eleştirilerine, “Öyle kurusıkı gönderme yapmakla bu işler olmuyor” karşılığını verirken asıl, “İhanet edenler, hırsına yenik düşenler, korkanlar, egolarının kurbanı olanlar, nefesleri kesilenler elbette çıktı. Onları oldukları yerde bıraktık ve biz yolumuza devam ettik” sözlerinin Gül üzerinden parti içine yönelik olduğu değerlendirmesi yapıldı. Erdoğan’ın bu suçlamayla Abdüllatif Şener, Dengir Mir Mehmet Fırat gibi AKP ile yollarını ayıranlara değil, parti içinde Gül etrafında yeni bir arayış içinde olanlara mesaj verdiği belirtiliyor. Gül’ün bir süredir başta 3 dönemlikler olmak üzere kendisini ziyaret eden memnuniyetsiz AKP’lilerle daha çok ilgileniyor olmasının da Erdoğan’ın bu sert sözlerinin nedeni olduğu konuşuluyor.