Güç uyandı!

Çok uzun bir aradan sonra tekrar bir Star Wars filmi vizyona girdi ve serinin takipçileri için çok heyecanlı bir dönem başladı. Lucasfilm Disney’e satıldıktan sonra herkesin merakla beklediği ‘Acaba olacak mı? Olabilecek mi?’ soruları, 17 Aralık sabaha karşı 00.05’te filmin Türkiye’de de vizyona girmesiyle yanıt buldu.

Yapımcılığını Lucasfilm’in üstlendiği ve yönetmen J. J. Abrams’ın kaptan koltuğunda olduğu film, serinin 1983’te izlediğimiz Jedi’nin Dönüşü’ adlı altıncı sinema filminden 30 yıl sonrasını anlatıyor. Bizler, filmi geceyarısı Jediturk ekibi olarak özel bir gösterimde izledik ve film sonrasındaki ilk değerlendirmeler son derece pozitifti.

Önce hikâye, olayların örgüsü tam özlediğimiz klasik Star Wars üçlemesinin yapısında gelişiyor.

Hikâye ile paralel olarak, bizler yeni karakterlerle tanışmaya başlıyoruz. Gerek ‘karanlık taraf’ ve gerekse ‘aydınlık’ tarafın artık yeni savunucuları var.

Rey karakteri çöllerde karnını doyurmak için hurdacılık yapan ve kaderini bekleyen çok zarif bir kadın olarak karşımıza çıkıyor. Diğer yeniler Poe, Fin ve Kylo Ren, eskiden alıştığımız Star Wars evreninin karakterleri olarak karşımızda.

Eski dostlarsız olmaz

Tabii bir de eski dostlar var, Han Solo, Leia ve Chewbecca.

Bizler, onları çok özlemişiz; Han Solo perdeye teşrif edince doğal olarak sinemada alkışlar ve çığlıklarla, adeta kıyamet koptu.

Han ve Chewbecca’nın kendi aralarında o inanılmaz zarif didişmeleri ve birbirlerine laf geçirmeleri, nefisti. Aradan 30 yıl geçse de, Han Solo hâlâ yaşayan bir efsane olarak karşımızdaydı işte! Bu açıdan, Leia ve Han Solo’nun kendi tema müzikleri refakatinde ve anlaşılan çok uzun bir aradan sonra karşı karşıya gelmeleri, tüm salonun tüylerini ürpertmiş.

Takipçilerin çok iyi bildiği bir konu da şu: Her Star Wars filmi sinema sektörüne yeniliklerle gelir. Bu filmde ise yepyeni bir ‘karakter’ olarak BB-8 ile tanışıyoruz. Evet adı BB-8, ama performansı, 10 tam puan! Onun filme ve yeni seriye bambaşka bir dinamizm katacağı kesin, biz kendisini çok sevdik.

Ve müzikler...

Ve müzikler... Oscar koleksiyoneri büyük usta John Williams, yine klasını konuşturmuş; her zamanki gibi ben finaldeki yepyeni tema müziğine bayıldım. Netice yerine, Star Wars’tan ne bekliyorsanız, var bu filmde. Muhteşem uzay savaşları, muhteşem ışın kılıcı düelloları, mizah, öfke, ihtiras, saflık, masumiyet, karanlık taraf ve Jedi! Artık şüpheniz olmasın. Zira keyifle izlenecek nefis bir Star Wars filmi geldi.