"Gölge etmeyin"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kürt Açılımı konusunda hükümete tepki gösteren CHP Lideri Deniz Baykal ve MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye "gölge olmamaları" gerektiğini söyledi.

cumhuriyet.com.tr

AKP Meclis Grubu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Toplantıya TBMM eski Başkanı Köksal Toptan da iki yıl aradan sonra ilk defa katıldı. Toptan, toplantıya birçok bakandan önce gelerek gruptaki yerini aldı. Meclis Grubu'nda konuşan Başbakan Erdoğan ise "Kürt Açılımı"na yönelik eleştirilere dikkat çekti. Terör sürecinden kimsenin kazançlı çıkmayacağını ifade eden Erdoğan, özellikler annelerin büyük kaybının olduğunu söyledi. Erdoğan, "Şehit anneleri Diyarbakır'da bir araya gelip kucaklaşıyor da birilerine bakıyorsunuz onlar bu buluşmadan da rahatsız oluyor. Attığımız bir adım var. İçişleri Bakanı koordinasyonunda bir süreç devam ettiriyoruz. Paketten bahsetmiyorum. Süreç. Bu süreci devam ettirirken de parlamento içi, dışı, siyasi parti liderleriyle akademisyenlerle çeşitli aydınlarla, medya mensupları ile bu konuda söyleyecek sözü olan herkesle görüşmeler yapılsın. Bu görüşmeleri İçişleri Bakanımızın koordinesinde görüşüyoruz. Ama bakıyorsunuz, dün ana muhalefetle diğer muhalefet partisinden anında red cevabı geliyor. Hani bunlar uzlaşmadan yanaydılar? Hani mutabakattan yanaydılar. Bu meselede mutabakat olmayacak da çözüm aramak olmayacak da nerede çözüm arayacaksınız söyler misiniz?" dedi.

AKP'nun kurulmasından itibaren söz konusu meseleye en sağlık şekilde bakan siyasi partinin kendileri olduğunu söyleyen Erdoğan, siyaset sahnesinde yerlerini aldıktan sonra meseleye ülkenin bütünlüğü açısından, kardeşlik hukuku açısından baktıklarının altını çizdi. Terörün kabul edilemez olduğunu devamlı anlattıklarını, terörle mücadelede en ufak zafiyet göstermediklerini ifade eden Erdoğan, "Bu günkü nokta terörle mücadelede gösterilen zafiyeti değil, başarılı performansın göstergesidir" dedi.
 

"Gölge olmayın"

Biz hiçbir zaman illegal yapılanmaları AKP olarak kabul etmediklerini, kimsenin bu konuda kendilerine yakıştırma yapamayacağını söyleyen Erdoğan, hiçbir zaman konuyla ilgili tutarsız davranış sergilemediklerini, samimiyetten uzak yaklaşımlar göstermediklerini vurguladı. Meseleleri, konjonktüre ve siyasal şartlara endekslemediklerini kaydeden Eerdoğan, Kürt sorunu üreten politik yaklaşımı sahiplenmelerinin ve sürdürmelerinin ise mümkün olmadığının altını çizdi. Erdoğan, şöyle dedi:

"Bizim siyaset felsefemiz böyle bir sorunu üretmeyi ve çözümsüzlüğe mahkum etmeyi de normal göremez. Sorunun devam etmesine çanak tutan anlayışlar yaşanan acıların vebaline de ortak olur. Sorunu bu şekle getirenlerden medet beklemiyoruz ama gölge olmayın. Bu bütünlük projesine 'kapınızı kapatmayın' diyoruz. Gelin bu çalışmayı birlikte şekillendirelim"

Söz konusu meseleye anlık yaklaşmadıklarını parti programında da yer aldığını ifade eden Erdoğan, "Diyarbakır'da ortay koyduğumuz düşüncelerle bugün ortaya koyduğumuz arasında bir fark yoktur. Bu; bir demokratik açılım 'inşallah' projesi olacak. Bunu böyle görüyoruz ve bu önemli bir girişim" dedi.

Ana dilde eğitim- öğretimi ve yayın konusunda açılımlar yaptıklarını kaydeden Erdoğan bu çalışmaların gündeme gelmediğini söyledi. "Vermediler aldık" gibi bir mantığın sürekli işlendiğini belirten Erdoğan, "Eğer bu tür yaklaşımlarla gelirseniz yaya kalırsınız. Biz, iktidarın bize yüklediği sorumluluğun bilinciyle bu adımları attık. Biz daha 2001 14 Ağustos'ta yola çıkarken onu söyledik. 'Batı neyse doğu da o olacak. Kuzey neyse güney de o olacak' dedik. Antalya da konuşmamızda şunu dedik: 3 kırmızı çizgimiz var. Dinsel, bölgesel, cinsel milliyetçilik yapmayacağız dedik ve taviz vermedik vermeyeceğiz" dedi.
 

"Bizim vatan sevgimizi ölçecek ne kalitede ne kariyerdesin"

AKP'nin Türkiye'nin partisi olduğunu, belli illerin ve bölgelerin partisi olmadığının altını çizen Erdoğan, 71,5 milyon vatandaşın partisi olmakla iftihar ettiklerini, AKP'nin farkının da bu durum olduğunu vurguladı. Erdoğan, şunları söyledi:

"Ama bütün bunlara rağmen biz Türkiye'nin tamamı değiliz. Bunun için de diyoruz ki; siyasi partiler, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler omuz omuza verelim ve sorunu çözelim. Buruda siyasi polemiklere girmek istemiyorum. Bizi son derece ağır ve insafsız şekilde eleştiren, bizi adeta 'vatan haini' ilan eden Sayın Bahçeli'ye cevap verecek değilim. İnanıyorum ki; MHP'nin kendi içindeki mensupları bile onun bu yaklaşımından rahatsızlar. Sayın Bahçeli yaklaşan büyük kongresinin hazırlığı içersinde bu hezeyanlara girmesi yanlıştır. Bizim vatan sevgimizi ölçecek ne kalitededir ne kariyerdedir. Aynı şekilde CHP'nin sayın liderine de cevap verecek değilim. Onlarla bir tartışma içine girecek değilim. Bu şekilde çözümsüzlükten yana tavır içine sürüklendiklerini de hatırlatmak isterim. Henüz dere görülmeden muhalefet set çekmek için kazmayı, küreği almışlar. Eylem planı noktasında çalışmalar devam ediyor. Nihai aşamaya gelmedik, ne koordinatör ne şahsım açıklama yapmış değiliz ama kendileri anında açıklamalar yapıyor. Aman yarabbi. O ne edeptir, ne edepli konuşmalar yapıyorlar. Böyle bir sokakta dolaşan kişiler bu dili kullanmaz. Bu parlamento çatısı altında bu dili kullanan milletvekili nasıl olur. Bu nasıl bir ahlak anlayışı. Böyle bir şey mi olur. Hakarette bulunmak senin haddine değil. Ama bunun hesabını MHP'nin kendi tabanı da, onlardan soracaktır. Yine inanıyorum ki; CHP tabanı da onlardan soracaktır."
 

"Siyasi götürüsü ne olursa olsun meseleyi çözeceğiz"

AKP olarak ortak bir dil bulmaya çalıştıklarını ve sorunu ortak akılla çözmek istediklerini söyleyen Erdoğan, "Onlar ne ortak dilde, ne de ortak akılda varız diyorlar. Önemli olan ortak çözüm iradesinin bulunmasıdır. Elbette istismar mekanizmaları çalışacaktır. Çözümsüzlükten beslenenler ellerinden geleni yapacaklardır. Milli bütünlük, sadakat gibi kavramları dillerine dolayanlar siyasi hırslarını bunları alet edenler olacaktır. Siyasi götürüsü ne olursa olsun bizim bu meseleyi Türkiye'nin çıkarına, 71,5 milyon vatandaşın çıkarına, geleceğimiz adına çözmekten başka bir gayemiz yoktur ve olamaz. Her zaman birlik siyasetinin temsilcisi olduk, bundan sonrada birlik siyasetine uygun yaklaşımda olacağız" dedi.
 

"Kara bulutlara artık tahammülümüz yok"

Erdoğan, Türkiye'nin istikbalini, milletin istikbalini düşündüklerini vurgulayarak "Hangi yaklaşım Türkiye'nin menfaatinedir. Hangi siyasi yaklaşım Türkiye'nin birlik ve beraberliğine hizmet eder. Bu meseleyi kardeşlik hukuku, vatandaşlık hukuku içinde çözerek Türkiye'nin nasıl bir 'inşallah' atılım sürecine gireceğini ve nasıl bir katkı sağlayacağını düşünün" dedi.

Doğu bölgelerinde terörün tamamen bitmesinin yakın gelecekte mümkün olduğuna inandığını söyleyen Erdoğan, "Bu fotoğraf çok uzakta değil. Ben buna bütün kalbimle inanıyorum. Bu kadro bunu başaracaktır. Bizim niyetimiz son derece samimi. Artık gencecik fidanların solmasına tahammülümüz yok. Artık feryat figana artık daha fazla tahammülümüz yok. Ülkenin bir bölümü üzerine çöken kara bulutlara tahammülümüz yok. Umutsuzluğa tahammülümüz yok" dedi. Munzur dağlarında hep birlikte kardelenler toplamak istediklerini, Türkiye'ye yeni ufuklar açmak, Türkiye'yi şaha kaldırmak, güçlü bir ülke olma yolunda zapt edilemez olmasını istediklerini söyleyen Erdoğan, "Bunun olacağını biliyoruz. 7 yılda nerden nereye geldiği belli. Bunu burada olanlarla, olmayanlarla başaracağız. Bu Türkiye'yi ayağa kaldırma projesini hep birlikte başaracağız" dedi.

 

Erdoğan'dan gençlere "Adaplı olun" çağrısı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, üniversite harçlarına yapılacak zamlarla ilgili bazı gençlik gruplarının ideolojik yaklaşımlarla provokasyon yaptığını belirterek, "Bu tür bir yaklaşım tarzını bizim kabul etmemiz mümkün değildir. Bu olsa olsa ideolojiktir. Adap dışında bir yaklaşımdır. Ben önce bu tür davranış içinde olan gençleri adaba davet ediyorum" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis Grubu toplantısında üniversite harçlarına yapılan zamlarla ilgili çıkan olaylara dikkat çekti. Harçlara, dün yapılan Bakanlar Kurulu'nda alınan kararla yüzde 8 zam yapıldığına değinen Erdoğan, "Aylarca, maalesef bazı genç gruplar, ciddi manada kararını vermediğimiz konuda gençliğimizi tahrik etmenin gayreti içine giriyorlar. Hiçbir adap dinlemeden, hiçbir şeyi görmeden, süreci takip etmeden, kalkıp çeşitli yerlerde ön kesme, yol kesme yapıyor. Bunlar üzücü şeyler" dedi. YÖK'ün talebi bulunduğunu, nihai kararı verecek merciinin ise Bakanlar

Kurulu olduğunu söyleyen Erdoğan, üniversitelerin taleplerinin harçlarınyüzde 400-500 kadar artırılmasına yönelik olduğuna değindi. Ancak hükümet olarak öğrencilere böyle bir yük vermeyeceklerini kaydeden Erdoğan her yıl ortalama yüzde 5 oranında artırılan harçlara bu yıl yüzde 8 zam oranını uygun gördüklerini belirtti. Yurtkur'un da son 6 yıldır talep eden her öğrenciye maddi durumuna göre burs, öğrenim kredisi ve katkı kredisi verdiğini anımsatan Erdoğan, bundan sonra da talep eden her öğrenciye bu kredi ve bursların verileceğini ifade etti. Erdoğan, "Böyle bir yaklaşım içinde olan iktidara, bu tür bir yaklaşım tarzını bizim kabul etmemiz mümkün değildir. Bu olsa olsa ideolojiktir. Adap dışında bir yaklaşımdır. Ben önce bu tür davranış içinde olan gençleri adaba davet ediyorum. Biz eğitimi bir numaralı sorunumuz olarak almış, bütçemizde en büyük payı eğitime ayırmış bir iktidarız. Yatırımlar noktasında en büyük sıçrama bu dönemde oldu. 81 ilde üniversiteler bu dönemde açıldı. Üniversitelerde 10'da 9'un dışarıda bırakıldığı dönemi yaşadık. Şimdi bu oran artmaya başladı. Böyle bir dönem yaşanırken bunu sabote etmek veya yanlış bir şekilde takdim etme gayreti içine girmek şık olmuyor. Bu tür gayret içinde olan gençlere sesleniyorum. Siz aklı selim gençleri ve anne babaları aldatamayacaksınız" diye konuştu.