Gökçeada'da altın madeni isyanı... Köylüler doğa için direniyor

Altın madenine izin için ÇED sürecinin başlatıldığı Gökçeada’nın sakinleri teyakkuzda. “Organik tarım adası olmayı beklerken, doğamıza hançer saplandı” diyen köylüler direnmekte kararlı: “Kimse istemiyor. Madene izin çıkarsa, iş makinelerinin önünde duracağız”

habertürk

Türkiye’nin “Organik Tarım Adası” ilan edilmesi beklenen ve doğal su kaynakları bakımından dünyanın sayılı adaları arasında yer alan Gökçeada, bir süredir altın madeni riski altında. Merih madencilik AŞ tarafından adada altın ve gümüş aranması için hazırlanan projenin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başlatıldı. Yıllardır organik tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylülerin tedirgin bekleyişi sürüyor.

Organik baldan zeytinyağına kadar her türlü meyve sebzenin yetiştirilebildiği Gökçeada’da Şirinköy Muhtarı Hamdi Özkartal, “Köyümüzde milleti zor yatıştırıyoruz” diyor ve ekliyor: “153 hane var. Kimse bu projeyi istemiyor. Hayvanlarımız, tarım arazilerimiz var. Altın veya gümüş bulunduğu zaman, yarın öbür gün siyanür kullanılacak. Doğal yaşam mahvolacak. Hayvanlarımız zehirlenecek. Biz köylere doğal kaynaklardan içme suyu vermeye çalışırken, bu proje Gökçeada’ya ve doğal kaynaklarımıza vurulan bir hançer. ÇED raporu olumlu çıkarsa bizim burada da çatışmalar başlayacak. O gelen iş makinelerine halkımız izin vermeyecek.”

Uğurlu Köyü’nden 34 yıllık Gökçeadalı Veli Demirpolat (65) “Su kaynaklarına zarar gelmemesi lazım. Projeye olur verilirse, kesinlikle direneceğiz. İş makinelerinin karşısında duracağız. Gökçeada halkı susuz mu kalacak. Her türlü tehlike var” diyor.

 ‘SU BİTECEK’

Dereköy Muhtarı Nuh Nahir de projeye karşı. Nahir, “Siyanür dereden akan sulara karışacak. O sudan içen hayvanlar ölecek. Bunun ciddi zararları olur. En önemlisi, normal bir su kalmayacak. İnsanlar da adadan kaçmaya başlayacak” diye sitem ediyor.

Gazete Habertürk'ten Uzay Kesmen’in telefonla ulaştığı Merih Madencilik AŞ’nin ‘Altın ve gümüş maden arama projesi’nin yetkilisi Mustafa Toprak, “Bize ait olan bir firmanın projesi” demekle yetindi ve müsait olmadığını söyledi.

‘YAVAŞ ŞEHİRLER’ LİSTESİNDE

1999’da ortaya çıkan tüm dünyada yayılan ‘Yavaş Şehir’ (Cittaslow) listesi Türkiye için de oluşturuldu. Listede yer alabilmek için çevre, altyapı, kentsel yaşam, turizm politikaları, sanat, sosyal uyum, misafirperverlik gibi 70 ayrı kriteri yerine getirmek gerekiyor. Kriterler; sürdürülebilir, sakin bir hayatı hedefliyor. Türkiye’den bu listede 13 yer bulunuyor. Bunlardan biri de Gökçeada.

‘POLİMER DE MASUM GÖSTERMİYOR’

Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin projeye en çok karşı çıkan isimlerden. “229 bin TL’lik bir proje bedeliyle 297 kilometrekarelik Gökçeada’yı tehdit altına alamazsınız” diyen Çetin, bir başka tehlikeye dikkat çekiyor. Sondaj çalışmalarında polimer kullanılacağını ifade eden Çetin, “Polimerin toprak üzerindeki bitki örtüsüne ve aynı zamanda su kaynaklarına zarar verdiği bütün dünya tarafından bilimsel anlamda ispatlanmış bir şey. Yani siyanürü kullanmayıp polimer üzerinden hareket etmek bu işi çok masum göstermiyor” uyarısında bulundu. Çanakkale Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Ali Furkan Oğuz da polimer gibi kimyasal maddelerini zararlarına vurgu yaparak “Bu karışım bir bütün olarak kirletici ve zehirleyicidir. Yeraltı su haznelerine karışarak kaynak sularını içilemez ve kullanılamaz edecektir” dedi.

GÖKÇEADA:

 YÜZÖLÇÜMÜ: 286 kilometrekare

NÜFUS (2016): 8 bin 776

KIYI ŞERİDİ: 91 kilometre

GEÇİM KAYNAĞI: Tarım, hayvancılık, turizm

KÖY SAYISI: 10