‘Gizlilik tamamen duygusal’
Gül, bakanlıktan destek alan 40 kişinin adlarını ‘tamamen insani duygularla’ gizlediklerini söyledi. Yapıtları kurulca beğenilmeyenlerin rencide olmaması için adlarının açıklanmadığını belirten Gül, seçici kuruldaki kişilerin isimlerinin ise kendi istekleriyle gizlendiğini vurguladı.
cumhuriyet.com.trKültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül, önceki gün Pekin’de “edebiyata destek” tartışmalarıyla ilgili bir basın toplantısı düzenleyerek soruları yanıtladı. Toplantının Pekin’de yapılması dikkat çekerken, Nihat Gül, bakanlıktan destek alan 40 kişinin adlarını “tamamen insani duygularla” gizlediklerini söyledi.
Destek verilen kişilerin eserlerini 20 Kasım’da tamamlanmış olarak teslim edeceğini ve yeni bir değerlendirmeye tabi tutulacaklarını kaydeden Gül, yapıtı kurulca beğenilmeyenlerin rencide olmaması için adlarının açıklanmadığını belirtti. Seçici kuruldaki kişilerin isimlerinin ise kendi istekleriyle gizlendiğini aktardı.
‘Küçük hacimli’ eserlere destek
Bakanlık kimlere destek verileceğini ağustos ayında karara bağlamışken, hak kazananların üç ay içinde bir edebiyat eserini nasıl yaratacağı merak konusu. Bu yöndeki soruyu Nihat Gül, “Süre kısıtlı olduğu için, deneme mahiyetinde küçük hacimli eserlere destek verildi” sözleriyle yanıtladı. İlk açıklamada, roman, şiir, öykü, antoloji, inceleme gibi alanların desteklendiği duyurulmuştu. Bu durumda, bir şiir, roman ya da antolojinin küçük hacimlisinin nasıl olduğunu kitaplar yayımlandığında göreceğiz.
Eseri beğenilmeyen faizi öder
Yönetmelikte, destek alan kişilerin ücreti amacına uygun kullanması, başvurduğu eserinin konu ve içeriğinde herhangi bir değişiklik yapmaması gerektiği yazılı. Destek sahipleri koşulları yerine getirmez ya da eseri kurulca kabul edilmezse ücretten aldıkları ilk yarıyı yasal faiziyle bakanlığa geri ödemek zorunda. Yani 20 Kasım’dan sonra eseri beğenilmeyenler parayı faiziyle iade edecek.
Konu toplantıda gündeme geldiğinde Nihat Gül uygulamayı savundu: “Tüyü bitmemiş yetimin hakkını buraya aktarıyoruz. Amacına uygun kullanmadıysa geri almak zorundayız. Başvuranlar iyi kötü camiada birbirini tanıyorlar ama hep iyi niyetli bakmayın, belki de istismar edilir.”
‘Motamot kriterler’ yok
Haliyle akla gelen diğer konu, eserlerin hangi kriterlere göre değerlendirildiğiydi. Gül, ilk başta “yönetmelikte hepsi yazılı” dedi. Ancak yönetmeliği açıp tek kıstasın “Türk edebiyatının gelişmesine katkı sağlayacak nitelikte özgün edebiyat eserleri üretilmesi” olduğunu fark edince, “Biz böyle motamot şeylere girmedik, kurul gerekli değerlendirmeyi yaptı” demekle yetindi.
Nihat Gül’e, tiyatroya getirilen genel ahlak kriteri, yine tiyatroda Gezi’yi savunan toplulukların destek dışı bırakıldığı hatırlatılıp, edebiyat alanında da benzer bir mekanizmanın işleyip işlemediği sorulunca da, “Genel ahlakın bir anayasa maddesi” olduğunu vurgulayarak “bu konularda içiniz rahat olsun” açıklamasında bulundu.
‘Gizliliği kurul istedi’
Basının karşısına, kurulda olduğu konuşulan Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celâl ve Basın Yayın Birliği Başkanı Münir Üstün ile ayrı bir görüşme yaptıktan sonra çıkan Nihat Gül’e elbette seçici kuruldaki kişilerin neden gizlendiği sorusu da yöneltildi.
Müsteşar yardımcısı, bunun kuruldakilerin isteği olduğunu belirtti ve “Kuruldaki kişiler ‘biz rahat çalışalım’ diyerek isimlerinin açıklanmasını istemedi. Çünkü işin kurucu unsuru olan bu kişiler büyük sorumluluk aldılar” dedi.
Edebiyat TÜSAK’a dahil
Uzun süredir üzerinde tartışmalar devam eden, devletin sanat kurumlarını lağvedecek TÜSAK yasa tasarısı da toplantıda konuşuldu.
Yeni yasama yılında Meclis’e gelecek TÜSAK’ın bakanlığın internet sitesinde bulunan son halinde, edebiyat tasarıya dahil edilmiş, bu alandaki desteğin sanat kurumu tarafından dağıtılacağı belirtilmişti.
Ne ki, Edebiyat Eserlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik’in yayımlanması ve uygulamaya geçilmesinin ardından, edebiyatın TÜSAK’ın dışında bırakılacağı izlenimi doğmuştu.
Nihat Gül toplantıda konuya açıklık getirdi:
“Bu alandaki uygulama da TÜSAK üzerinden yürüyecek. TÜSAK’ın kendi içinde yeniden kurul oluşturulacak. Biz yasa çıkana kadar beklemeyip uygulamayı başlatalım dedik. Çünkü bakanımız özellikle bu yıl başlamamızı istedi.TÜSAK için de tüm hazırlıklar tamam, gerisi siyasi iktidarın takdiri.”
‘Görevden almalar TÜSAK’tan bağımsız’
Bir buçuk saat süren toplantıda, TÜSAK yasa tasarısı konuşulurken, eski Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen ile birçok ismin tasarıya karşı çıktığı için görevden alındığı haberleri de görüşmeye yansıdı.
Müsteşar yardımcısı, ardı ardına yaşanan görev değişimlerinin TÜSAK’la ilgili olmadığını iddia ederek “Yeni genel müdür Selman Ada da eleştiriyor. TÜSAK’ın anayasaya aykırı olduğunu söylüyor. Bununla ilgisi yok. 2004’te atandım, 2005’te alındım. 2007’de tekrar geldim. Kamuda, bürokrasi içindeki olağan olaylar” açıklamasında bulundu.