Gizli tanık 17 ve 9 aynı kişi iddiası

Ergenekon davasında, Cumhuriyet Gazetesi’ne saldırı planlamak üzere 30 Nisan 2006’da yapıldığı iddia edilen toplantıya katıldığı ve Danıştay saldırısı davası sanıkları Alparslan Arslan’a ve Osman Yıldırım’a 3 bomba verdiği iddia edilen tutuklu sanık Rasim Görüm, suçlamaların “yalan ve iftira” olduğunu söyledi. Görüm, baz istasyonu kayıtlarının toplantıya katıldığı iddia edilen sanıkların başka yerlerde bulunduğunu gösterdiğini kaydederek gizli tanık 9 olduğunu öne sürdüğü Osman Yıldırım’ın ifadelerini yalan olduğunun ortaya çıktığını ifade etti.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi Kampusu’nda görülen Ergenekon davasının 65. duruşmasında tutuklu sanık Kuvayı Milliye 1919 Derneği kurucularından Hüseyin Görüm’ün yeğeni Rasim Görüm’ün sorgu ve savunması alındı. Görüm, kendisini Hendek’te gözaltına alan bir emniyet amirinin “uğraştırma bizi, silahları göster” diye baskı yaptığını “Evine neden Türk bayrağı astın, Cumhuriyet gazetesi okuyor musun” diye sorular sorduğuna dikkat çekti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde “sohbet” adı altında sorgulandığını, polislerin kendisine “Veli Küçük ve Muzaffer Tekin’i tanıdığını söyle seni hemen bırakırız. 221. maddeden yararlanırsın. Yoksa 15-20 yıl yatarsın” şeklinde telkinlerde bulunduğunu anlattı.

“Muzaffer Tekin’in koruması olduğunun” iddia edildiğini belirten Görüm “Tekin, yanında koruma tutacak biri mi? Gelir düzeyi nedir araştırmışlar mı? Benim yaşam standardıma bakmışlar mı” diye konuştu. Görüm “Tekin’in tanımam, görmüşlüğüm ve merhabalaşmam vardır” dedi. İstanbul’da yaşamadığını, Ataşehir’i hiç bilmediğini söyleyen Görüm, kendisinin ve Cumhuriyet Gazetesi avukatlarının talebi üzerine Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan (TİB) gelen bazı istasyonu kayıtlarının yalan ve iftirayı ortaya çıkardığını söyledi.

 

Tekin ile görüşme yok

TİB dökümlerine göre kendisinin 29 Nisan-11 Mayıs tarihleri arasında Tekin ile hiçbir telefon görüşmesinin olmadığını dikkat çeken Rasim Görüm “Tekin’in korumalığını yapmış olsaydım birkaç keze görüşmem olması gerekmez mi? Savcıların dediği gibi hayatın olağan akışına uygun mu” diye konuştu. Görüm, TİB dökümlerden yararlanarak Ataşehir’de toplantıya katıldığı iddia edilen sanıklar Muzaffer Tekin, Fikri Karadağ, Oktay Yıldırım, Osman Yıldırım, Alparslan Arslan’ın nerelerde olduğunu gösteren çizelgeyi mahkeme heyetine sundu.

 

Gizli tanık 9

İddianamede tanık olarak ifadesi bulunan Osman Yıldırım’ın Gizli Tanık 9 olarak da ifade verdiğini savunan Görüm, toplam 4 kez ifade veren Yıldırım’ın anlatımlarının birbiriyle taban tabana çeliştiğini anlattı. “İddianamedeki Rasim Görüm ben değilim” diyen Görüm, “Tahliye olsam da beraatimi alana kadar duruşma salonunun kapısında ayrılmayacağım” sözleriyle savunmasını tamamladı.

 

Tanımak nedir?

Daha sonra Rasim Görüm’ün çapraz sorgusunda Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Ergenekon soruşturmasında şüpheli İbrahim Özcan’ın “Muzaffer Tekin ile Rasim Görüm tanışırlar” şeklinde ifade verdiğini, Hüseyin Görüm ile Rasim Görüm’ün birlikte Tekin'in ofisine gittiklerini söylediğini, bir toplantıda birlikte fotoğrafları olduğunu anımsattı. Pekgüzel’in “Neden Tekin ile tanışıklığını sakladığı” sorusu üzerine Görüm “Tanımak ne anlama gelmektedir? Tanımak kavramı nedir, iddia makamı bunu açıklasın. İddia makamı yanıltıyor” şeklinde tepki gösterdi.

 

Fotoğraftan yargılıyorsunuz

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın da Pekgüzel'’n sözünü ettiği delillerin altını çizerek Tekin ile tanışık konusunun tam olarak açıklanmadığını söyledi. Savcı Taşkın “Belki de burada bulunmanızın nedeni bu...Tekin ile bağlantınızı gizlemeye çalışmanız şüphe uyandırıyor” diye konuştu. Taşkın, Görüm’ü çağırarak daha sonraki operasyonlarda şüpheli Durmuş Ali Özoğlu’nda bulunan ve Tekin ile Görüm’ü aynı karede gösteren fotoğrafları gösterdi. Görüm, aynı fotoğrafta birlikte görünseler de Tekin’i tanımadığını bir kez daha ifade ederek “Fotoğraf çektirmek suç mu? Beni fotoğraftan yargılıyorsunuz” diye konuştu.