Gizem'in babasının dayanılmaz acısı

Adana'da iki gün boyunca arandıktan sonra bıçakla işkence edildikten sonra diri diri yakılarak öldürüldüğü ortaya çıkan 6 yaşındaki Gizem Akdeniz'in babası Mustafa Akdeniz Ayşe Arman'a konuştu.

cumhuriyet.com.tr

Adana'da ablasıyla evlenmek isteyen S.A'nın intikam almak için önce işkence edip sonra yakarak öldürdüğü 6 yaşındaki Gizem Akdeniz'in babası Mustafa Akdeniz, "'O benim ailemden biri. Mümkün değil olamaz!' dedim. Ben suçluyu dışarıda arıyordum. Düşünün ki, Gizem bu adamı gördüğünde, 'Amca, amca!' diye koşuyordu. Bizim karşı komşumuz" dedi.

Gizem'i morgda kendisinin teşhis ettiğini belirten baba Akdeniz, "Ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Yüzü gözü tanınmaz haldeydi. Bıçak sokmuş o Allah’ın cezası, taşla kafasına vurmuş, dövmüş... Boğmaya çalışmış... Olmamış, üzerine benzin döküp yakmış. Bir de 25 dakika başında bekliyor çocuk yanarken..." ifadelerini kullandı.

S.A.'ya verilebilecek cezayla ilgili, "Polislere kendisi söylemiş. Benzin döküp yaktığında çocuk diriymiş. Böyle bir şey var mı! İnsan çıldırmaz mı? Bir de devlet alıyor, bunu besliyor! Niye besliyor? Bunun hakkı idam" diyen baba Akdeniz, idam cezası olsaydı idam edilmesini ister miydiniz? sorusuna ise "Onu benim elime versinler. Çünkü hızlı bir ölüm, onun için 'kurtuluş' olur!" şeklinde cevap verdi.

Büyük kızınızı isteme olayı nasıl gerçekleşti?

Bu mahluk benim büyük kıza talip oldu. Kızım da üniversitede okuyor. Aldım karşıma sordum, “İstiyor musun evlenmek?” dedim. “Hayır baba! Okumak istiyorum. Beni evlendireceksen neden okula gönderiyorsun?” dedi. Ekledi, “Hem senin öz amca oğlun o. Benim abim olur, hayatta olmaz”! Tüm bunlar 7 ay önce oldu. Hanım gitti annesine anlattı. Ben dayılarına izah ettim. Abisini çağırdım söyledim. Uzun uzun konuştum. Kimsenin izzetinefsini kırmadık. Bu kadar kibar olmamın nedeni de, hani bir husumet olur, okula mokula gidip gelirken, büyük kızı kaçırır filan diye. Ama aklımdan geçmedi ufaklığa, savunmasız bir çocuğa zarar verebileceği. Zaten polisler söyleyince, “Olur mu canım, bırakın onu! O benim ailemden biri. Mümkün değil olamaz!” dedim. Ben suçluyu dışarıda arıyordum. Düşünün ki, Gizem bu adamı gördüğünde, “Amca, amca!” diye koşuyordu. Bizim karşı komşumuz.

Çocukluğundan beri tanıyorsunuz yani...

Öz amcamın oğlu. Ama aile içine pek girmezdi. Kişiliğini sorsanız bilemiyorum. Tanımıyorum. Sürekli karşılaşıyoruz, aynı sokakta oturuyoruz ama hiçbir zaman bir araya gelip bir bardak çay içmişliğimiz yok. Diğer amca oğullarıyla aram iyi, bununla pek ilişkimiz yoktu.
Diri diri yakımış!
 
Başka bir hikâye olmasın bu işin arkasında... Bir insan manyak mı, niye böyle bir şey yapsın?

Hiçbir şey yok ablacım. Biliyorum, bir mantığı yok! Ama yaptı işte. Gizem de akıllı da bir çocuktu. Onu tanıdığı için birlikte gitmiş, yoksa gitmez...

Nerden anlamışlar?

Polislere kendisi söylemiş. Benzin döküp yaktığında çocuk diriymiş. Böyle bir şey var mı! İnsan çıldırmaz mı? Bir de devlet alıyor, bunu besliyor! Niye besliyor? Bunun hakkı idam.

İdam olsaydı, katilin idam edilmesini ister miydiniz?

Onu benim elime versinler. Çünkü hızlı bir ölüm, onun için “kurtuluş” olur!

Sizce yasalar yeterli mi?

Tabii ki değil, bir kere caydırıcı değil. Bu tür canilere hak ettikleri cezayı vereceksin ki, başkalarının çocukları böyle zulüm görmesin!

Bir gün afla çıkar mı?

İnşallah çıkar! Karşısında bizi bulur. Allah sesimizi duysun. Çıksın ki, insanlar onu pisliğiyle boğsun. Bu beddualar, onu hiçbir zaman huzur içinde uyutmayacak.Öyle bir adam ki, o onu toprak bile kabul etmez... Allah’ından bulsun!

AYŞE ARMAN'IN HÜRRİYET'TEKİ RÖPORTAJININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ