Gizem Özdilli'yi utandıran soru
Eski manken Gizem Özdilli Demirören'İn Posta gazetesine sağlıklı yaşamla ilgili röportaj verdi. Ancak röportaj sırasında Özdilli'ye sorulan "Sekse de mi ihtiyacın olmuyor?" mi ihtiyacın olmuyor sorusu utandırdı.
cumhuriyet.com.trİşte Posta gazetesinden Alev Gürsoy Cimin'İn o röportajından ilgili bölümler;
44 yaşındasın ve çok genç görünüyorsun. Var mı bir sırrın?
Geçenlerde bir defileye çıkmıştım. Bir gazete bunu haber yapmış. '38 yaşındaki Gizem Özdilli gelinlik defilesinde' diye başlık atmışlar. 'Hay Allah razı olsun, 6 yaş küçük yazmışlar' dedim. Mutlu oldum. Ama ben genç kalmaya değil, sağlıklı yaşamaya uğraşıyorum.
Bu aralar sağlıklı yaşama takmış durumdasın. Yemek kitabın da çıktı...
Dedemlerin restoranları ve fırını vardı. Haliyle küçük yaştan itibaren mutfakta büyüdüm. Modellik yaparken bu yanımı sergileme şansım olmuyordu. Ama şimdilerde herkes yemeklere takmış durumda. Yemek programları bile revaçta. Ben de bu yeteneğimi ön plana çıkarınca dikkat çekti. Memnunum.
44 yaşındasın ve çok genç görünüyorsun. Var mı bir sırrın?
Geçenlerde bir defileye çıkmıştım. Bir gazete bunu haber yapmış. “38 yaşındaki Gizem Özdilli gelinlik defilesinde” diye başlık atmışlar. “Hay Allah razı olsun, 6 yaş küçük yazmışlar” dedim. Mutlu oldum. Ama ben genç kalmaya değil, sağlıklı yaşamaya uğraşıyorum.
Hayat seni olgunlaştırmış..
Sonunda ölüm varken başka çare var mı? Ben babamın elimde son nefesini verdiğini gördüm. Bundan daha acı ne olabilir ki... Büyük bir imtihan! Babam kanserdi. O ölünce gerçek hayata döndüm ve hayatın ne kadar kısa olduğunu anladım. 63 yaşında vefat etti. 10 sene oluyor. Böyle bir acıyı tadınca kaderci olmayı öğreniyorsun. Her şeyin Allah’tan geldiğini anlıyorsun.
Bir zamanlar mankenler ve mankenlik çok popülerdi. Şimdi neden öyle değil sence?
Bu bir devir. Şu an bütün dünyada oyuncular ve oyunculuk daha popüler. Bir süre sonra bu yine değişecek. Zamanın ruhuyla ilgili bir durum.
Sizin döneminizde iyi paralar kazanılıyor muydu?
Bizim dönemimizde mankenlik mesleği bir numaralı meslekti. Haliyle bugünden daha iyi paralar kazanılıyordu. Öyle deli paralar kazandım diyemem. Ama bugünden daha iyi koşulları vardı.
Hepsi aynı değildir. Haksızlık etme
Tecrübe ile sabit şekerim. Yüzde 90’ı aynı. Kendime uygun birini bulamıyorum. Tanışıyoruz, sonra diyorum ki, “Yok bununla olmaz.” E, öyle hissedince de flört etmeye, magazine düşmeye bile değmiyor. Sonra çorap değiştirir gibi sevgili değiştiriyormuşsun gibi bir algı oluşuyor. Erkekler bana kızmasınlar ama büyük yalancılar. Korkunç yalan söylüyorlar.
Hayatında özel biri var mı?
İki buçuk yıldır sevgilim yok. Birkaç yıl önce bir takipçimin yaptığı tespit kendimle yüzleşmemi sağladı. “En adamdan daha adamsın. Hangi adam sana yanaşsın?” dedi. Haklıydı! Erkeklere güvenmiyorum. Ben hepsinden daha sözünün eriyim.
Ne gibi?
Bir bakıyorsun adam, toplantıdayım diyor tatilden çıkıyor. Hiç biri tek eşli değil. Bir kız arkadaşımdan öğrendim. Erkekler artık aldattıklarında ikinci kadının numarasını 444’lü hat olarak şirket numarası gibi kaydediyorlarmış. İlişkilerde, evliliklerde geldiğimiz noktaya bakar mısın?
Tüm erkekler de aynı değildir canım. Bu ne güvensizlik?
Geneli aynı. Ben babam gibi bir adam aradım ömrüm boyunca. Ama nerede? Yok işte! Ya da mesela soyadını yalan söylüyor. Sonra bir bakıyorsun evliymiş meğer. Şaka gibi...
Doyumsuzluk mu bu sence?
Her şeye çok kolay ulaşıyorlar artık. Kadınlar da erkekleri mutlu edebilmek için her şeyi yapıyor. Hepsi daha güzel olmaya, ideal ölçülerde olmaya çalışıyor. Herkes iyi yemekleri yapmaya çalışıyor. Herkes eşine daha iyi gözükmeye, iyi anne olmaya çalışıyor. Ama bunları yapınca, adamlar ne diye görüyor kadınları?
Ne diye?
'Çocuklarımın annesSadece bu' Hayatımın kadını, hayatımın aşkı” diyen erkek görüyor musun sen hiç çevrende? 'Çocuklarımın annesi değil, o benim aşkım' diyen erkek?
Peki bundan sonra hayatına girecek erkek zengin olmalı mı?
Asla! Kesinlikle Hayır. Yemin ediyorum para hiç önemli değil. Bir adamın bugün parası olabilir, yarın öbür gün her şey tepe taklak olabilir. Hiçbir şeyin garantisi yok ki. Ya da araba çarpar, belden altı sakat kalır. Ama iyi niyetli bir insana asla sırtını dönüp gidemezsin. Zaten artık tüm erkekleri kız kardeşim gibi görmeye başladım..
İki buçuk yıl yalnız kalmak için uzun bir süre. Sekse de mi ihtiyacın olmuyor?
Aaa çok ayıp! Kızım annem de okuyacak bu röportajı. Seks falan, bunlar hala bizim ailede tabu. Benim bir tarafım hep utangaç hala. Ne kadar mankenlikten de gelsem, zamanında iç çamaşırı da giysem utangacım işte. Seks konusu beni çok utandırır. Ama şunu söyleyeyim: İyi ki erkeklerin rahimleri yok. Bir de o olsaydı, patates çuvalı yerine koyarlardı bizi. Hiç kıymetimiz kalmazdı. Şimdi hiç değilse, “Çocuklarımın annesi” diyerek saygı duyuyorlar. Allah iyi ki onları o kadar şımartmamış.
Geçmişte podyumda bebek düşürme olayın olmuştu...
Öyle saçmalık mı olur ya! Ben günde 8-9 defileye çıkarak çok yorulan bir insandım. Belki üç saat uykuyla dört şehir gezerdim. Bu kadar yorulma sırasında gebelikten bihaberdim. Bilmiyordum ve çalışma esnasında gerçekleşti. Ama bu haberi öyle lanse ettiler ki o dönem. Sanki ben podyumda yürürken çocuk düşmüş gibi. Böyle şey olabilir mi ya!
Çocuk istemiyor musun ?
Olmasını isterim. Geçmişte anne adaylığım oldu. Ama sonucu hüsrandı. Üzerinden çok zaman geçince kabulleniyorsun. Kısmet.
Röportajın tamamı için buraya tıklayınız