'Gişesi olan filme oy veririm'
Hülya Avşar, bu sezon yine 'O Ses Türkiye' ve 'Yetenek Sizsiniz'de jüri üyesi... 49. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin ise jüri başkanı. Türkiye'nin 30 yıldır konuştuğu ikonu, Vogue Türkiye'nin ekim sayısına da ilginç açıklamalarda bulundu.
cumhuriyet.com.trHülya Avşar bugün televizyonda en çok izlenen iki şov programına çıkıyor, pek çok dizi senaryoları önce ona gidiyor, kariyeri pek çok filmle dolu ve önümüzdeki günlerde Altın Portakal’ın jüri başkanı olacak.
“Film çekmeye başladıktan sonra kendimi alamadım bu işten. Sinema yapmak için gerçekten açıklayamacağınız, büyük bir sevgi olması lazım... Yoksa çok zor. O kadar çok nefret ettiğim zamanlar oldu ki. Karı koca ilişkisi gibiydi sinemayla ilişkim. Kopamıyorsun da, nefret ediyorsun.”
'Erkek çocuklarını döven Hülya’yı yaşıyorum hâlâ'
Avşar, her zaman kendinden konuşturmayı sevdi, bunu her zaman işine yarayacak şekilde kullandı. Avşar kendini iki Hülya’ya bölerek BUNU gerçekleştirdiğini anlatıyor. İşte şimdi diğer Hülya’yla tanışma zamanı:
“Ben Ankara-Emek Mahallesi’nde yırtık blue jean’le dolaşan, freni olmayan bisikletle gezen, erkek çocuklarını döven Hülya’yı yaşıyorum hâlâ... Sanki şöhrete dair olan şeyler, başka bir Hülya varmış ve onun başına geliyormuş gibi... Kendi ailemin ve sevdiğim üç-beş arkadaşımın yanında hâlâ mahalledeki Hülya gibiyim.”
'Mastürbasyon sahnesi konmasını ben istedim'
Hülya Avşar, Türk sinema tarihine “Basma elbiseli Avşar ve onun masturbasyon sahnesiyle” geçen “Berlin in Berlin” hakkında ise şunları söylüyor: “O sahnenin filme konulmasını ben istedim. Normalde klişe bir sevişme sahnesi olacaktı. Kocasından ayrılmış, hiç konuşmayan bir kadının gizli bir dünyası nasıl olur diye düşündüm ve aklıma birden o fikir geldi. Sinan’a söylediğimde ilk başta inanamadı, sonra uçtuk, uçtuk...”
'Cem Yılmaz’a da ödül verebilirim, Şahan Gökbakar’a da'
Hülya Avşar’ın 49. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin jüri başkanı seçilmesinden beri bu konuya dair tartışmalar bitmedi. Jüri başkanı olarak iki oy hakkı olduğu festivalde nasıl bir tutum izleyeceğini ilk, belki de son kez söylüyor:
“Şimdiden tavrımı koyuyorum. Benim birinci göstermeye çalışacağım film popüler olacak, ses ve gişe getirecek. Bunun için mücadele vermek istiyorum. Sadece yönetmenine yaramayacak yani. Popülerliği seviyorum, magazini seviyorum. Ben böyle bir seçim yapmaktan yanayım. ‘Bu bir sanat filmidir, bunun gişede bu kadar kazanacağını bileceksiniz’ diyebilmeliyim. Ben Cem Yılmaz’a da ödül verebilirim, Şahan Gökbakar’a da. Film gibi film yapıyorlar çünkü. Benim için festival budur.” (Hürriyet)