Gezi'nin en küçük sanığı yaşı tutmadığından ceza almadı (21.01.2014)

Gezi Parkı eylemleri sırasında yola sprey boyayla yazı yazdığı için hakkında dava açılan 13 yaşındaki çocuk 6 yıl hapis istemiyle bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı. 13 yaşındaki çocuk sanığın yaşı tutmadığından ceza almadı.

cumhuriyet.com.tr

Çanakkale 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, geçen 27 Kasım’da görülen görülen ilk duruşmaya, ertesi gün ortaokul son sınıflar için yapılan merkezi sınava girecek olması nedeniyle katılmayan B.T.İ., 'ihzar müzekkeresi' çıkartılması üzerine bugünkü duruşmada yerini aldı. Bağkur emeklisi babası Tamer İ. ile Adliye'ye gelen B.T.İ.'ye burada, Taksim Dayanışma Grubu ve Çanakkale Halk Evleri’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda sivil toplum kuruluşu üyesi ile CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ve CHP Çanakkale Milletvekilleri Serdar Soydan ile Ali Sarıbaş destek verdi. Yaklaşık 200 kişilik grup, Adliye önünde, 'Kahrolsun faşizm', 'Faşizme karşı omuz omuza', 'Her yer Taksim her yer direniş' ve 'Hükümet istifa' sloganları attı.

Taksim Dayanışma Grubu adına bir açıklama yapan Mücella Yapıcı, "Bugün yaşanan tablo hepimiz için utanç verici. Bu, çocuklar üzerinde bir tacizdir. Hukuk tarihine bu dava kara bir leke olarak geçecek. Umarım bu çocuğumuzun aklında hukuk hakkında bir fikir oluşmaz. Bugün buraya bir anne olarak katılıyorum ve bu durumdan utanıyorum" dedi.

Dava nedeniyle geniş güvenlik önlemi alınırken, Adliye bahçesinde Çevik Kuvvet ekipleri yanyana dizilerek güvenlik duvarı oluşturdu. B.T.İ., kendisini verilen destek altında, babası Tamer İ., kendisini savunacak 14 avukat ve CHP'li milletvekilleri ile birlikte duruşmanın yapılacağı Adliye binasına geçip, duruşmaya katıldı.

 

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ

 

'SUÇ OLDUĞUNDAN HABERİM YOKTU'

Çanakkale’de geçen 3 Haziran’da, Gezi Parkı eylemlerine destek amacıyla düzenlenen yürüyüş sırasında sprey boyayla yola 'Hükümet isfifa' ve 'Faşizme ölüm' yazdığı iddiasıyla hakkında 'kamu malına zarar vermek' suçundan 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan 13 yaşındaki ortaokul öğrencisi B.T.İ., hakim karşısına çıktı. B.T.İ, savcılıktaki ifadesini tekrarlayıp, "Olay günü toplantı yerine gitmiştim. Başka birini sprey boyayla yola yazı yazarken gördüm. Ben de imrenerek yazdım. Bunun suç ya da kabahat olduğundan haberim yoktu" dedi. B.T.İ., ifadesinin ardından salondan çıkartıldı.

'BİZE BU SIKINTIYI ÇEKTİRENLER DE YARGILANSIN'

Oğlunun yaşananlardan yeterince zarar gördüğünü belirten baba Tamer İ. ise duruşmadaki ifadesinde, "Olay gürü kendisinin yanında değildim. Çocuğum hakkında dava açıldığı için çok rahatsızım. Bir an önce davanın bitmesini bekliyorum. Bize bu sıkıntıları çektirenlerin de yargı karşısına çıkmasını istiyorum" dedi.

'SUÇU KAVRAMA YETENEĞİ YOK'

Aile ve Sosyal Politikalar Çanakkale İl Müdürlüğü’nde görevli Sosyal Hizmet Uzmanı Dilek özbay da duruşmada, mahkeme salonu dışında B.T.İ. ile görüştüğünü belirtip, "Ayrıca duruşmada da dinledim. Fiziki ve ruhsal gelişimi yaşına uygun. Ancak üzerine atılı fiilin anlam ve sonuçlarını kavrama yeteneğinin bulunmadığını düşünüyorum" diye konuştu.

 







14 AVUKAT SAVUNDU

B.T.İ.’yi savunan 14 avukat arasındaki ana savunmayı yapan İstanbul Barosu’ndan Sabri Kuşkonmaz, davanın mahkemeye gelmesine kadar ve mahkemeye gelmesinden sonraki aşamada her şeyin hukuk kurallarına aykırı yapıldığını öne sürüp, "Suça sürüklenenin üzerine atılı eylemin mala zarar verme olarak kanunda tanımı bulunmamaktadır. Suça sürüklenin yaptığı suç ise yere tükürenin de sigara atının da yaptığı suç olmalı. Bu nedenle müvekkilim hakkında beraat kararı verilmesini, aksi halde davanın düşürülmesini talep ediyorum" dedi.

DAVA DÜŞTÜ

İfadelerin alınmasının ardından 1 saat 10 dakikak süren davada, Çanakkale 1. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Dilek Özben Buluç, 'B.T.İ.’ye ceza verilmeye yer olmadığına' karar verdi. Gerekçeli kararda, "Her ne kadar suça sürüklenen B.T.İ. hakkında mala zarar verme suçundan kamu davası açılmış ise de mahkememizin gözlemi ve alınan raporlara göre suça sürüklenin ceza ehliyeti bulunmadığından TCK 31/2’inci fıkra 1. cümlesi gereğince ve CMK 223/4 b maddesi (şahsi cezasızlık sebebinin varlığı) gerekçesiyle suça sürüklenene cezaya yer olmadığına, 5395 sayılı Yasa’nın 5/3 maddesi gereğince suça sürüklenenin anne-babasına teslimine karar verilmiştir" denildi.

Mahkeme, B.T.İ.’nin kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 1500 lira vekalet ücretinin hazineden alınıp, kendisine ödenmesine, yagılanma giderlerinin de kamu üzerinde bırakılmasına karar verdi.

'BU ÜLKENİN ÇOCUĞU KALDIRIMA HEBA EDİLDİ'

B.T.İ.’nin avukatlarından Sabri Kuşkonmaz, duruşma çıkışında mahkemenin kararını değerlendirip, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Kuşkonmaz, “Mahkeme suçlanan çocuğumuz ile ilgili cezaya gerek olmadığı kararı verdi. Tabi bu çok sevindirici bir karar değil. Çünkü şu aşamaya kadar gelinen tüm süreçte Ceza Muhakemeleri Usulü'ne göre, Türk Ceza Kanunu’na göre bir yargısal eziyet söz konusuydu. Artık ulusal düzeyde normalimiz haline gelen yargılamanın eziyet olması burada da karşımıza çıktı" dedi. Avukat Kuşkonmak, şöyle devam etti:

"Şu an verilmiş olan karar da aslında, bizim tanımlamamızla kaldırım davasında, çocuğun kaldırıma kurban edilmesi söz konusuydu. Gezi protestoları sırasında yazılmış son derece meşru ve makul sloganlar nedeniyle mala zarar vermekten dava açıldı. Mala zarar verilirken, devletin kaldırımı bozulurken, bu ülkenin çocuğu heba edildi. Çünkü şu aşamaya kadar gelinen tüm usulü süreçlerde sürekli olarak kamunun çıkarları ön planda tutuldu. Devletin bekası, devletin yasaları ön planda tutuldu. Elbette devletin yasaları ön planda olacak ama o yasaların içerisinde çocuğu koruyan hükümler de var. Çocuğu koruyan hükümler şu ana kadar işlerlik görmedi. Bu nedenle şu anda verilmiş olan ceza verilmeme kararı, cezasızlık kararı aslında en başta olması gereken bir şeydi. Cumhuriyet savcısı CMK'daki takdir hakkını bile unutarak, 'dava açmak zorundaydık' diyebiliyor. Son derece usule aykırı bir iddianameyle dosya mahkemeye geldiği zaman mahkeme bunu kabul edebiliyor. Bu anlamda neresinden baksak doğrusunu bulamadığımız bir iddianamede bir tane doğru vardı. O da bugün verilen karardı. O nedenle en azından şu aşama için bir tane çocuğumuz kurtuldu. Ama şu yaşananlar bu tür kaldırım davalarının her çocuğumuz için de hala tehlike olduğunu gösteriyor."

'EFENDİLERE ÇOCUKLARIMIZI YEM ETMEYECEĞİZ'

B.T.İ.'nin babası Tamer İ. ise Adliye çıkışında kendilerine destek vermeye gelenlere seslenip, "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam edeceğiz. Bunlara çocuklarımızı teslim etmeyeceğiz, Efendilere çocuklarımızı yem etmeyeceğiz. Onlardan asla korkmuyoruz. Onlar bu ülkenin sahibi değil. Bu ülkenin sahibi biziz. Bu ülkenin namuslu, onurlu insanları bu ülkenin sahibi. Onlar gidecek bu ülkeden, biz gitmeyeceğiz. Kahrolsun faşizm" dedi.