Gezi’den önce 16, sonra 64 ceza
Son olarak gazetelerin 4 eski bakan hakkında kurulan soruşturma komisyonu ile ilgili haberlerini okuyan televizyonlara ceza yağdıran RTÜK’ün, yakın tarihteki iki önemli olayın öncesi ve sonrasındaki tutum farkı, kurumun nasıl siyasileştiğini gözler önüne serdi.
Fırat KozokHalk TV’ye, Gezi olayları öncesinde 5 yıl boyunca yalnızca 12 ceza kesen kurul, Gezi sonrasında 1.5 yılda 64 ceza uyguladı. Cemaatin iki televizyon kanalına ise 1 yılda tam 177 ceza kesildi.
RTÜK’ün AKP’li üyeleri tarafından “tarafsızlık ilkesini ihlal ettiği” gerekçesiyle, üyeliğinin
düşürülmesi için bir diğer üye Süleyman Demirkan’la birlikte hakkında soruşturma başlatılan Ali Öztunç, kurulun bazı yayıncı kuruluşlara kestiği cezaların yıllara göre değişimini istatistiksel
olarak çıkardı. Halk TV, Bugün TV, Samanyolu Haber kanallarına mercek tutan Öztunç’un ulaştığı veriler, kurulun Türkiye’nin gündeminden nasıl etkilendiğini gözler önüne serdi. İşte Öztunç’un 3 kanala ilişkin saptadığı rakamlar:
Halk TV’ye Gezi direnişi öncesinde, 05-07- 2008’den itibaren 5 yıl boyunca, çeşitli yayınları nedeniyle 10 uyarı, 2 de para cezası olmak üzere toplam 12 ceza kesildi. Gezi sürecindeki yayınlarıyla adını duyuran kanala, Gezi’den sonraki 1.5 yıl içerisinde kesilen cezalar rekor düzeyde arttı. Kanala verilen uyarı cezalarının sayısı 16’ya, para cezalarının sayısı da 48’e ulaştı. Toplam ceza sayısı 64 oldu.
Cemaatin yayın organı Bugün TV’ye 08-08- 2011’den 17 Aralık’a kadar, yalnızca 9 uyarı, 7 de para cezası verilirken 17-25 Aralık sonrasında ise tamamı para cezası olmak üzere tam 66 ceza kesildi.
Yine hükümetle cemaat arasındaki köprülerin atılmasıyla birlikte RTÜK’ün hedefi haline gelen Samanyolu Haber’e de 17-25 Aralık’tan sonra 22’si uyarı, 89’u para olmak üzere toplam 111 ceza kesildi. Oysa aynı kanala 05-07-2008 ile 17-12- 2013 arasında yalnızca 14 uyarı 2 de para cezası verilmişti.
‘Rezil ettiler’
Tabloyu yorumlayan Öztunç, RTÜK’ün AKP’li yönetiminin siyasi konjonktüre göre kararlar aldığını
belirtirken şunları kaydetti: “Ben RTÜK’e hep ‘iktidarın sopası’ diyordum. Bu tablo, bu
sözümün haklılığının göstergesidir. Hükümetin karşısında yayın yapan kanalları cezaya boğuyorlar. Ne kanun tanıyorlar, ne hak, ne vicdan.. Durumdan vazife çıkartıp hükümetin korumalığını yapıyorlar. Anayasal kurum olan RTÜK’te üyeler tarafsız olmalıdır. Ancak, bugün itibarıyla RTÜK’ün AKP’li üyeleri tarafsızlıklarını yitirmiş ve medya özgürlüğüne büyük darbe vurmuştur. Medya özgürlüğü konusunda Türkiye’yi dünyaya rezil etmişlerdir.”