Gezici Festival 25. kez yollarda
Ankara Sinema Derneği’nin düzenlediği 25. Gezici Festival, bugün seyircisiyle buluşuyor. Festivalin yönetmeni Başak Emre ve sanat yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu, festivalin öyküsünü “Amacımız bir kentte bitince, ertesi gün bir başka kentte başlayan ve daha fazla izleyiciye ulaşan bir etkinlik yapmaktı. Gezici Festivalini bu amaçla başlattık. Festivalin yıllar önceki genç izleyicilerinin birçoğu, bugün sinemamızın önemli yönetmenleri oldu” sözleriyle anlatıyor.
cumhuriyet.com.trAnkara Sinema Derneği’nin düzenlediği 25. Gezici Festival, bugün seyircisiyle buluşuyor. Festivalin yönetmeni Başak Emre ve sanat yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu, festivalin öyküsünü “Amacımız bir kentte bitince, ertesi gün bir başka kentte başlayan ve daha fazla izleyiciye ulaşan bir etkinlik yapmaktı. Gezici Festivalini bu amaçla başlattık. Festivalin yıllar önceki genç izleyicilerinin birçoğu, bugün sinemamızın önemli yönetmenleri oldu” sözleriyle anlatıyor.
Ankara Sinema Derneği’nin düzenlediği 25. Gezici Festival, unutulmayacak bir film seçkisiyle bugün başladı. 5 Aralık’a dek Ankara’da, 6-8 Aralık’ta Sinop’ta ve 9-12 Aralık’ta Kastamonu’da gerçekleşecek festivalin yönetmeni Başak Emre ve sanat yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu Cumhuriyet Anadolu’nun sorularını yanıtladı...
- FESTİVAL NASIL BAŞLADI VE 25 YILDA NELER DEĞİŞTİ?
1995'te Ankara Film Festivali’nde çalışıyorduk. Haziran ayında Festival’den ayrılmak zorunda kaldık. Daha doğrusu bizi attılar. Biz de hiç ara vermeden kent kent gezen bir festival yapmaya karar verdik. Bir yıl boyunca büyük emek verilerek hazırlanan festival, bir hafta içinde bitip gidiveriyordu. Amacımız daha uzun süren, bir kentte bitince ertesi gün bir başka kentte başlayan ve daha fazla izleyiciye ulaşan bir etkinlik yapmaktı. İlk yıl Ankara’da başladık, daha sonra İstanbul’a, İzmir’e ve Eskişehir’e konuk olduk. O zamanlar ne Türkiye’de ne de dünyada gezen bir film festivali yoktu. Zaten birçok kişi de bunun çok uzun süreli olmayacağını bir süre sonra pes edip bu işten vazgeçeceğimizi söylüyordu. Ancak tam tersi oldu. Gördüğünüz gibi 25. yılımıza ulaştık.
‘KLASİKLERİ ANADOLU’DA TANITTIK’
- 25 yıllık devamı nasıl sağladınız?
Bunun birkaç doğal nedeni var. En önemlisi Anadolu’nun değişik kentlerinde bize gösterilen ilgi ve yolumuzu bekleyen önemli bir izleyici kitlesinin olması. Hem ülkemizde hem de dünyada yapılan festivallerin birçoğunda izleyici bulamama sorunu var. Bir yıllık bir uğraşıdan sonra dolu salonlarda film göstermek bizi gelecek için umutlu kılıyor. İlk yıllarımızda internet yoktu dolayısıyla bizim kent kent dolaştırdığımız 35mm’lik kopyalar, birçok sinemasever için tek kaynaktı. Godard, Bergman, Bunuel, Szabo gibi klasikleri Anadolu’daki birçok genç izleyici Gezici Festival sayesinde tanıdı. O zamanki genç izleyicilerimizin birçoğu sinemamızın önemli yönetmenleri oldu. 25 yılda Türkiye’de 23 kente ve 5 ülkeye konuk olmuşuz. Başlangıçta yola Avrupa Filmleri Festivali olarak çıkmıştık, şimdi tüm dünyadan filmler gösteriyoruz.
- Festival Amerikan sinemasına yön veren öncü kadınların filmlerini seyircilerle buluşturacak. Temanın önemi nedir?
Cinsiyet eşitsizliği ve kadınlara karşı şiddet sadece Türkiye’nin değil dünyanın en önemli sorunlarından biri. Biz de bu yıl Amerikan Sineması’nda öncü olarak anılabilecek aynı zamanda aykırı işlere imza atmış 3 kadın yönetmeni izleyicilerimize tanıtmak istedik. ABD Büyükelçiliği’nin katkılarıyla gerçekleştirdiğimiz bu bölümde 1932, 1953 ve 1961 yapımı üç önemli filmi izleyicilerimizin beğenisine sunacağız.
- FESTİVALDE YER ALAN FİLMLERDEN BAHSEDER MİSİNİZ?
Festivalimizde bu yıl, Dünya Sineması, Türkiye 2019, Sanat Uzun Hayat Kısa, Fatih Özgüven’in Seçtikleri: Terazi Filmleri, Siyah Perde: Sinema ve Irkçılık, Amerikan Sineması’nın Kadın Öncüleri, Canlı Müzik Eşliğinde Sessiz Filmler, Kısa Filmler ve Çocuk Filmleri bölümleri yer alıyor. Son yıllarda özellikle Anadolu’nun küçük kentlerinde ülkemizde üretilen filmler çok yoğun ilgi çekiyor. Tabii burada bazı filmlerimizin Sinop ve Kastamonu gibi kentlerde dağıtım imkanı bulamamasının önemli bir yeri var. Ülkemizde üretilen filmlerin yanı sıra dünyadaki önemli festivallerde ödüller almış filmlerden oluşan Dünya Sineması seçkisi de çok ilgi çekiyor.
- Festivale ilgi nasıl?
Gezici Festival’in 25 yıl boyunca hiçbir zaman izleyici sorunu olmadı. Ankara’da biletlerimizin büyük bir çoğunluğu henüz festival başlamadan tükeniyor. Son yıllarda neredeyse düzenli olarak Sinop ve Kastamonu’ya konuk oluyoruz. Sinop bildiğiniz gibi Türkiye’deki en mutlu insanların yaşadığı kent. Kastamonu’nun ise çok özel bir hikayesi var. Bundan 6 yıl önce Kastamonu Üniversitesi’nden Ersoy Soydan’dan bir mesaj geldi. “Burası Kastamonu. Ilgaz Dağı’nın ardında olduğu için ne Ankara ne İstanbul burayı görmez ama burada da sinema eğitimi alan öğrenciler var. Gezici Festival Kastamonu’ya da gelebilir mi?” O kadar samimi ve sıcak bir mektuptu ki, Sinop’tan dönerken bir günlüğüne Kastamonu’ya uğrayıp öğrencilere iki film göstermeye karar verdik. O kadar güzel bir ilgi vardı ki, o günden bu yana her yıl Kastamonu’dayız.
- Festival programında size en çok heyecan veren film hangisiydi?
İzleyicilerin festival dışında hiçbir zaman izleme şansını bulamayacağı Sessiz Filmler müzisyenlerin performansları da göz önüne alındığında Gezici Festival’in en ilginç bölümünü oluşturuyor. Bu bölümde İmparatorluk Kalıntısı (1929), Çatışan Arzular (1925) ve Muhsin Ertuğrul’un 1927’de Odessa’da çektiği, kısa bir süre öncesine kadar kayıp olduğu düşünülen ve kopyası bulununca restore edilen Tamilla adlı filmleri canlı müzik eşliğinde gösterilecek. ANKARA