'Gezi hepimizin ezberini bozdu'
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti(TGC) ve Ayrıntı Yayınları’nın birlikte düzenlediği “Sokağın Şenlikli Muhalefeti: Gezi ve Demokrasi” başlıklı panel, bugün TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda yapıldı.
cumhuriyet.com.trBasın, akademi ve siyaset alanından konuşmacılar, gün boyu gerçekleşen dört farklı oturumda özgürlük talebi olarak doğan, ezber bozan Gezi olayını abartmadan, hafife almadan umudu yeşertecek bir süreç olarak incelemek ve ders çıkarmak gerektiğinde birleştiler.
TGC Başkanı Turgay Olcayto, Ayrıntı Yayınları’ndan İlbay Kahraman, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Kemal İnal yaptığı açılışta geziden görüntüler de sunuldu. Gezi’de devletin tahammülsüzlüğünün de görüldüğünü belirten Olcayto, “Nitekim Gezi’de gazeteci arkadaşlarımız güç koşullar yaşadı. Meslektaşlarımız görevlerini yerlerine getiriyorlardı ama ana akım medyada Gezi haberleri özellikle ilk iki günde yer almadı. Bunun ceremesini foto muhabiri ve muhabir arkadaşlar çekti. İnsanlar, muhabirlere yüklendi. Yaralanan çok sayıda meslektaşımız oldu. Biz bu durumu Vali’ye ilettik. Belge de sunduk, şiddet gösteren polislerin durmasını istedik. 3-4 gün önce mektup geldi. Kendilerince araştırma yapmışlar. Hiç kimseyi suçlu bulamamışlar” diyerek basın meslek örgütü olarak yaşananları özetledi.
İlbay Kahraman da, “Toplum, Gezi ile hepimizin ezberini bozdu. Aynı zamanda eşitlik kavramına farklı bir yaklaşım getirdi” diye konuştu.
'Gazetecinin Gezi Tanıklığı'
“Gazetecinin Gezi Tanıklığı” başlıklı TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş’in yönettiği ilk iki oturuma Suriye'de kaçırılan Milliyet Gazetesi Fotoğraf Bölüm Müdürü Bünyamin Aygün, Bianet muhabiri ve Birgün Gazetesi yazarı Ayça Söylemez, Radikal Gazetesi köşe yazarı Pınar Öğünç, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, 32. Gün Yayın Yönetmeni Hilmi Hacaloğlu, Haber-Sen Şube Başkanı Engin Başçı, Radikal Gazetesi muhabiri İsmail Saymaz, Cumhuriyet Gazetesi Dış Haberler Mustafa Kemal Erdemol ve Evrensel Gazetesi muhabiri Eda Yıldırım konuşmacı olarak katıldı.
Aygün konuşmasına, “Çok zor günler yaşadığım Suriye'de TGC ve meslektaşlarımın önemini hücrelerime kadar hissettim” diyerek teşekkürle başladı. Gezideki gibi bir dayanışmayı 20 yılı aşkın meslek hayatında görmediğini belirtti. Öğünç, Geziyi, bildiği herşeyi alt üst eden insanlığa dair bir laboratuvar olarak değerlendirdi. Hacaloğlu, “Cumhuriyet mitinglerinde olduğu gibi iktidarla ilişkili patronajla yönetilen medya kötü bir sınav vermedi. Birçok gazeteci çatlaklardan sızmayı başardı. Geziyi görünür kıldı” diyerek meslekte kavga vererek direnilmesini istedi. Bu kadar büyük ve barışcıl bir eylem görmedim diyen Başcı da, “Medya, siyaset, sermaye üçgeninde haber özgürlüğünüm tek güvencesi örgütlü olmaktır” diyerek halka karşı sorumluluğu yerine getirebilmenin başka yolu olamayacağının altını çizdi. Saymaz, “Gezi Parkı muazzam bir özgürlük arzusudur. İçi boşaltılmış manşetlerin yerini bütün duvarlara yazılan manşetler aldı. Canlı yayınlarda bunu görmek zorunda kaldılar” diyerek çökmüş olan herşey gibi medyanında hak ettiği yere konduğunu ileri sürdü. Yıldırım ise, muhafazakar emekçi kesime de Gezi ruhunun nüfus ettiğini gözlediklerini belirtti.
'Algılarımızı değiştirdiği doğrudur'
Cumhuriyet Gazetesi dış haberler muhabiri Erdemol değerlendirmesinde, “Gezi parkının bir öncesi var. Gelişi belli değildi tespilerine katılmıyorum çünkü bu ülkede HES, B2 direnişleri öğrenci hareketleri var ola gelmiştir. Medyamız gezi parkı olayları yaşanıncaya kadar bu itiraz hareketlerine gereğince yer vermediğinden öncesi olduğunu düşünülmüyor. İşçi partron buluşması olduğu kanısında da değilim. Gezi Parkı’nda AKP’nin toplumun büyük kesimini zedeleyen politikalarından zarar görenlerin ortak platformu olduğu ise doğrudur. Fakat bu direniş bir süre sonra sadece emekçilerin ve “merkez dışı kalmış unsurlar” ın eylemine dönüşmüştür. Gezi direnişinin algılarımızı değiştirdiği doğrudur” sözleriyle bu demokratik dayanışmanın öncesi olduğunun altını çizdi.
Burhan Sönmez’in yönettiği akademisyenler oturumuna Bahçeşehir Üniversitesi’nden Yusuf Eradam, Uludağ Üniversitesi’nden Gökhan Yavuz Demir, Sabancı Üniversitesi’nden Ayşe Gül Altınay, Gelişim Üniversitesi’nden Ulaş Başar Gezgin ve Serdar Değirmencioğlu konuşmacı olarak katıldılar. Akademisyenlerin, geziyi bilimsel olarak öngöremediklerini kabul ettiler. Siyasetin dilinin karşısında mizahın, müziğn, taraftar kültürünün, tezahüratla iç içe geçen sloganların eyleme güç kattığını vurgulayarak akademinin karamsarlık üretmemesini saha çalışmalarına yönelmesini istediler.
“Gezi'den Sonra Geleceğe Nasıl Bakmak Gerek?” başlıklı Radikal Gazetesi’nden Nazan Özcan yönettiği politikacılar oturumunda ise; ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, yazar - aktivist Demir Küçükaydın, Evrensel Kültür Dergisi’nden Nuray Sancar değerlendirmelerini paylaştılar.
Taş, “Gezi bir sınıf değil özgürlük isyanıdır, gözardı edilemeyecek yeni bir süreç başlamıştır” diyerek bugün emek örgütleri ve siyasi partilerin önünde birleşik bir devrimci hareket başlatma görevinin olduğunu ileri sürdü. Gürkan ise iktidarın kodlarının parçalandığı bu sosyal patlamayı, “Gezi bizim için sürpriz değildi. Öngörebiliyorduk, ancak bu patlamayı işçi kesiminden beklemekte yanıldık” sözleriyle değerlendirdi.
Fotoğraf: ZEYNEP ALTAY