Gezi Direnişi'nde gaz fişeğiyle sağ gözünü kaybeden Sarıkaya’ya posta oyunu
Gezi Direnişi'nde gaz fişeğiyle sağ gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya, şikayetçi olduğu polislerin dosyasının kapatılmasının ardından verilen takipsizlik kararı, postacı tarafından ikame adresi yerine muhtarlığa bırakıldı. Karardan haberi olmayan Sarıkaya, savcılığa soruşturmanın genişletilmesi için ek dilekçe vermişti. Mahkeme, postacının 18 Nisan damgasını dikkate alarak, itiraz süresi geçtiği için dosyayı kapattı.
Hilal KöseGezi Direnişi sırasında gaz fişeğiyle sağ gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya’nın şikâyetçi olduğu polislerin dosyası kapatıldı. Savcılığın 2 Mayıs’ta verdiği takipsizlik kararı, Sarıkaya’nın 5 yıl önce ayrıldığı adrese tebliğ edildi. Postacı, Sarıkaya’yı evde bulamayınca, kararı muhtarlığa bıraktı. Zarfın üstüne de 15 Nisan kaşesi bastı. Karardan haberi olmayan Sarıkaya, savcılığa soruşturmanın genişletilmesi için ek dilekçe vermişti. Savcılık, ek dilekçeyi takipsizlik kararına itiraz olarak işleme koyup, üst mahkemeye gönderdi. Mahkeme, postacının 18 Nisan damgasını dikkate alarak, itiraz süresi geçtiği için dosyayı kapattı. Adliyeye gittiğinde olanları tesadüfen öğrenen Sarıkaya, yeni bir itiraz dilekçesi verdi. Sarıkaya, “Valiliği aştık ancak adliye koridorlarına yenildik” dedi.
Soruşturmaya yer yok
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 16 polis memuru hakkında “görevi kötüye kullanma”, “zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması” suçlarından verdiği takipsizlik kararında, İstanbul Valiliği’nin 22 Şubat 2016’da soruşturma izni vermediği belirtildi. Ulusal Kriminal Büro Amirliği’nin 8 Ocak 2014 günü verdiği raporda, Sarıkaya’nın vurulma anının ve Sarıkaya’yı vuranın birebir kameralarda görülmediğine dikkat çekildi. Raporda, “Sarıkaya’nın vurulmasıyla ilgili yüzlerce polis listesinden en fazla 5 personelle, bir müdür ve iki önemli görgü tanığına indirgenebildiği” kaydedildi. Savcılık, ‘şüpheliler hakkında inceleme sonucunda soruşturma yapılmasına yer olmadığına’ karar verdi.
Sarıkaya, 1 Haziran 2017’de, takipsizlik kararından habersiz, savcılığa dilekçe verdi. Dilekçede, Ulusal Kriminal Büro tarafından sicilleri ve isimleri tespit edilen M.K, E.T., R.K.Y., R.D., K.K., M.Ş.T. ve A.Ö. hakkında soruşturmanın genişletilmesi istendi. Raporda yüzü ve kask numarası belli olan ancak kimliği belirlenemeyen 4 polis memurunun da soruşturmaya dahil edilmesi istendi. Ancak savcılık dilekçeyi takipsizlik kararına itiraz olarak değerlendirip İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk etti. Hâkimlik de kararın itiraz edene 15 Nisan’da tebliğ edildiğini belirterek, 15 günlük itiraz süresinin dolduğunu belirtti.
Bütün haklarımı alacaklardı
Kararı tesadüfen öğrenen Sarıkaya, “Dosyada gelişme var mı diye adliyeye gittim. Karşıma bu karar çıktı. Dosya kapatılmış ve eski adresime gönderilmiş. Kalemden aldığım tebligatta ise oturduğum adres görünüyor. Tüm bunları anlatıp yeni bir dilekçe verdik. Biz valilik engelini aştık. Valiliğin soruşturma vermeme kararını Bölge İdare Mahkemesi kaldırmıştı. Maalesef adliye koridorlarında siyasi güdümlü yargı ile mücadele ediyoruz. Bir gözün hesabını soramıyorum. Adalet mücadelemi kazanamayacağımı öngörmem ülkem için ayıptır. Anayasa Mahkemesi ve AİHM yolunu açık tutmaya çalışıyoruz. Ben bundan utanıyorum. Beni buna mecbur eden hukuk sisteminden de yargıçlardan da...”