Gerçek yolculuk eve dönüştür
Hiçbir şeye vakti olmadığından yakınanların şu an her şeye vakitleri var ama bilin bakalım şimdi de ne yok: Her şey. Düşünecek, hislerimizi tanımlayacak, yanımızdaki kişileri gözden geçirecek bolca vaktimiz var artık. Ama yine de biliyoruz ki, herkes gitmek istediği yere kadar gider.
Gülşah Elikbank-Cumhuriyet PazarKendimizi hiç beklenmedik, sıkıştırılmış bir zamanın içinde bulduk. İlk kez tüm dünya insanları aynı anda, aynı çaresizlikle ve kıpırtısız vakitlerde buluştuk. Kimi bundan büyük anlamlar çıkardı, hayatı sil baştan yazmaya karar verdi, kimi için değişen pek bir şey olmadı. Her şeye rağmen çalışmak zorunda olan kimileri içinse toplumun bir kesiminin aslında onları hiçbir zaman önemsemediği, feda edilecekler listesinde ilk sırada yer aldıkları duygusuyla baş başa bıraktı. Herkes aynaya bakarken, bir de birbirine baktı, ilk kez, aynı anda…
Dünya salgın bir hastalıkla ilk kez karşılaşmıyor. Tarihte birçok örneği bulunan benzeri salgınlar varken, neden bunca hayret içindeyiz, ben de buna hayret ediyorum. Bill Gates beş yıl önce yaptığı konuşmasında tüm dünya liderlerini gerçek tehlikenin nükleer bir savaş değil, biyolojik tehditler olacağı konusunda açıkça uyarmamış mıydı?
GERÇEK SINAV ZAMANI
Jared Diamond’ın Tüfek, Mikrop ve Çelik kitabını okuyanlar gelmekte olanın farkındaydı. Bu kitabın arka kapağında Bill Gates’in isminin yazması da elbette tesadüf değil. Bir süredir kafa yorulan konulardan biri, dünyanın savunmasız yakalanacağı tehditlerdi. Tam da öyle oldu… Tüm liderler için gerçek bir sınav var. Artık süper güç olmak, uygarlığın beşiği olmak, dindarlığıyla övünmek, bir şey ifade etmiyor. İnsan hayatını öncelemeyen sistemler çırılçıplak kaldılar. Uzun vadede bunun çok farklı sonuçları olacak. Elbette hiçbir salgın devrime yol açmaz. İnsanlık o kadar uzun süredir bu kapitalist sistemi düşünmeden soluyor ki, artık bir uzvu gibi oldu, onu kesip atmak öyle kolay değil. Fakat bizi öldüren şey virüs değil farkında mısınız? Bizi yine kapitalizm öldürüyor.
ŞİMDİ HER ŞEY YOK
Şimdi hepimiz evlerimizde, dört duvarın arasındayız. Belki de ev kelimesinin anlamı üzerinde ilk kez kafa yoruyoruz. Çoğumuz istemediğimiz bir yaşamın içinde zaten kısılıp kalmıştık, durduğumuz zaman düşeceğimizi bildiğimizden sürekli koşuyorduk. Sonu belirsiz bir maratonda, hep kaybedenler safındaydık. Sistem iplerimizden çekiştiriyor, biz de sürükleniyorduk. Hiçbir şeye vakti olmadığından yakınanların şu an her şeye vakitleri var ama bilin bakalım şimdi de ne yok: Her şey.
Düşünecek, hislerimizi tanımlayacak, yanımızdaki kişileri gözden geçirecek bolca vaktimiz var artık. Ama yine de biliyoruz ki, herkes gitmek istediği yere kadar gider. Lakin bir kişinin bile anlamlı bir yaşama evrilmesi, kelebek etkisiyle birçok başka yaşamı etkileyecektir. Yüreğimizi dinleyecek zaman bırakmayan bu çılgın dünya, günlük yaşamın hızını ilk kez altımızdan çekmişken, kendi dünyanıza bir daha bakmaya ne dersiniz? Çünkü ilk kez durduk. Durup düşünmeye de var mısınız? Her şey bittiğinde ve güneş açtığında, kaldığımız yerden mi devam edeceğiz, yeni bir gelecek vizyonu mu çizeceğiz, ilk kez hep birlikte? Ne de olsa, usta yazarın dediği gibi; gerçek yolculuk eve dönüştür. Peki ama eviniz nerede?