Gerçek vekil oldum
CHP’nin Ankara’da gerçekleştirdiği önseçimin ‘kazananlarından’ Aylin Nazlıaka, aldığı halk desteğinin gururunu yaşıyor. Nazlıaka, ‘Sokağın Meclis’teki sesi oldum, kazandım’ diyor.
Ayşe Sayın / CumhuriyetCHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, partinin 45 ilde hâkim denetiminde yaptığı “önseçim”de Ankara’dan listenin üst sıralarından seçilen tek kadın aday oldu. Üstelik partinin “tarihi” sayılabilecek isimleri geride bırakarak. Nazlıaka ile önseçim başarısının arka planını konuştuk.
Başarı nasıl geldi?
NAZLIAKA: Benim avantajım milletvekili olmamdı. Çünkü rakiplerim, nasıl bir milletvekili olacaklarını anlatırken, ben nasıl bir milletvekili olduğumu göstermiştim. O nedenle önseçim kampanyam boyunca daha çok “nasıl bir Türkiye” istediğimi, hayal ettiğimi anlattım. Milletvekili olmam aynı zamanda dezavantajdı da. Çünkü “Zaten bir dönem yaptı, başkası olsun” düşüncesi de hâkim olabiliyor insanlarda. 4 yıl boyunca gece gündüz demeden, her alanda mücadele ettim, AKP faşizmi ve gericiliğiyle.
Gökçek temel sorun
tanımladığım Melih Gökçek, Ankara’nın aslında en temel sorunudur. Yani başarıya götüren 4 unsuru şöyle sıralayabilirim: Mücadeleci kişileri seçiyorlar, ikincisi Melih Gökçek karşısındaki dik duruşum, üçüncüsü Meclis’te kadınların sesi olmam. Dördüncüsü ise Gezi protestolarında doğrudan sokakta olmam, sokağın sesini Meclis’e taşımam. ODTÜ yolu mücadelesi ve Gezi nedeniyle hakkımda dokunulmazlık fezlekeleri hazırlandı, ama ben bu fezlekeleri onur nişanı gibi gördüm.
Yarışta kadın olmak avantaj mıydı, dezavantaj mı?
- Kadınlar çok destek verdi. Oy kullanmaya gelen özellikle orta yaş ve üzeri erkeklerden, “Eşim veya çocuğum ‘mutlaka Aylin Nazlıaka’ya oy vereceksin’ diye gönderdi” diyen önemli bir kesim vardı. Bir de Melih Gökçek’le mücadelem nedeniyle çok destek gördüm. Bu kişinin siyaset yapış biçimi ve üslubu çok kirli. Elbette o kirli siyaset biçimiyle bana birtakım kirli iftiralar atsa da partililerde hiçbir karşılığının olmadığını, önseçim günü bana oy veren partililerimizin, “Gökçek’i kulaklarından yakaladığın için sana teşekkür etmek için geldik, oyumuz sana” dediğinde gördüm.
Yeni sorumluluklar
Daha önce adaylığınıza genel merkez karar vermişti, şimdi üyeler sizi seçti. Ne hissettiniz?
- Halk desteği alarak seçilmek büyük bir gurur. Yaptığım çalışmaların, emeğin partililerimiz tarafından onaylanması özgüvenimi artırdı ama yeni sorumluluklar da ekledi. Şimdi kendimi gerçek bir milletvekili gibi hissediyorum. Bir de şunu söyleyebilirim. Önseçim partiye müthiş bir dinamizm, sinerji ve coşku getirdi.
Önseçim sonuçlarını nasıl okudunuz?
- Şu mesajlar çıktı: Daha çok kadın, genç, mücadeleci kişiler, Atatürk’ü bir dogma gibi görenlerle arasına mesafe koysa da Atatürk’ü sahiplenen, onun değerlerini değişen dünya koşullarına göre şekillendirip, geleceğe taşıyan profillere oy verdiler. Sokak siyaseti yapan mücadeleci kişilere
destek verdiler. Hayata soldan bakanlara sahip çıktılar.
Örgütün vicdanı
Önseçimi kazanmanızda Melih Gökçek faktörünün etkili olduğunu söylediniz...
- Melih Gökçek ile mücadelemin kazanmam üzerinde etkisi olduğunu düşünüyorum. Kendisinin kazanmamam için yaptığı kirli siyasetin de özellikle kampanya süresince beni yorduğunu itiraf etmem gerekiyor. Diğer aday adayları kendi içinde yarış içerisindeyken, ben Melih Gökçek’le, “Ankara ergeni”yle uğraşmak zorunda kaldım... “Ankara ergeni” sözü de çok tutmuş bu arada, millet kullanıyor, hatta lisans hakkını almışlar. (Gülüyor) Gökçek ben seçilmeyim diye her şeyi yaptı. Ama örgütün bir vicdanı var.
Temiz siyaset isteniyor
Gökçek, troller... Sürekli hedeftesiniz ki milletvekilliğiniz boyunca da sanırım yıpratıcı bir süreç geçirdiniz. Eşiniz, çocuklarınız “Yeter artık, dön gel evine” diyorlar mı?
- Gökçek bana yaptığı bu saldırılarla aslında başkalarına da “bana dokunan yanar” mesajı vermeye çalışıyor. Süreç onu gösterdi ki temiz halk, temiz siyaset yapanlardan yana. Bana atmaya çalıştığı çamurlar gene onun üzerine yapıştı. Aileme gelince benim çok direngen, kararlı ve mücadeleci biri olduğumu bildikleri için içlerinden bunu geçirseler bile bana ifade etmediler.
Arınç-Gökçek kavgası
Tayyip Erdoğan’a yönelik “Vajina bekçiliğinden vazgeçsin” sözleriniz nedeniyle “utançtan yüzü kızaran” Arınç, Gökçek’in kulaklarını koparırken ne hissettiniz? İçinizin yağları eridi mi mesela?
- O dönem kampanyamın en yoğun olduğu süreçti. O kavganın tam olarak keyfini çıkaramadım.
Reklam videomu oğlum hazırladı Önseçime gireceklere, özellikle kadın ve gençlere önerileriniz nedir? Çok para harcadınız mı mesela? Üye profillerine göre de farklı yöntemler seçtim. Gençlere ulaşmak için sosyal medyayı etkin kullandım. Sosyal medyadaki reklam videosunu büyük oğlum (15 yaşında) hazırladı. Tüm üyelerimize mektup ve SMS gönderdim. Salon toplantıları, ev ziyaretleri yaptık. Önseçimin en kritik günü son gün. Seçmene etki edecek bir propaganda süreci izlemek önemliymiş. Bazıları otobüslerle gönüllü getirdi. Ben bunu bir eksikliğim olarak fark ettim. |